HaberTürk'ün geride bıraktığı beş yıl ve bugünü...

Öyle ki; bazen doğru zamanda doğru yerde bulunursunuz ve doğru kişi ile de tanışınca "işleriniz rast gider" işte o şanstır...

ADNAN BERK OKAN

Gazete HaberTürk beş yaşına girdi.
"Gündemi kaçırmayayım"
derken sanal âlemde rekabet etmekten onur duyduğumuz bu genç medya kurumunun yeni yaşını kutlamakta geciktim.
Oysa o gün analiz yapılması gereken bir olaydı çünkü...


Ey güzel dostlar!..

İşletme İktisadı dersimize gelen hocaların hocası Ord. Prof. Suat Keskinoğlu bize, "'mesleğiniz ne?' diye sorulduğunda, 'işletmeci, yönetici' diyeceksiniz" demişti bir gün...
Yine merhum Keskinoğlu biz işletme iktisatçısı yöneticilerini bir gemi kaptanına benzetirdi:
“Bir gemi kaptanı sadece geminin içinde olup biteni değil geminin dışında, denizde, havada, karada da neler olduğunu, neler olabileceğini bilir" dedikten sonra kısa bir süre konuşmasına ara vermiş, gözlerini gözlerimizle buluştururken devam etmişti… 
"Ve tabii ikinci kaptanını doğru seçemeyen bir kaptan, gemiyi en son terk etse de terk etiği yer bir kayalık olur"...
Hocamıza göre, ikici kaptanı olmayan birinci kaptan da iyi kaptan değildi.
"İyi kaptan kendisinden sonrasını hesaplayan kaptandır" sözünü de ondan işitmiştim…
Kenan Tekdağ, Keskinoğlu hocamızın tanımladığı ikinci kaptanlardan...
Ciner Medya Gurubu’nda birinci kaptanın (doğal olarak) patronTurgay Ciner olduğunu kabul edersek; başarılı yöneticiliğini hukukçuluğuyla destekleyen Kenan Tekdağ çok mükemmel bir “İkinci Kaptan”dır…
Rahmetli babacığım; “iyi bir işadamının ahlâklı, bilgili, tecrübeli bir avukatı, bir muhasebecisi ve bir de doktoru olmalı” derdi… 
Turgay Ciner’in muhasebe CEO’sunu tanımam…
Doktoru kimdir bilemem…
Ama…
Çok ahlâklı, bilgili ve deneyimli bir hukukçusu olduğundan eminim…
O hukukçu aynı zamanda mükemmel bir yönetici ve koordinatör de olunca Ciner Medya Gurubu “kalıcı ve sürdürülebilir” başarıyı da yakalamakta zorlanmadı haliyle…
 

Hem merkez medyada olup hem de beş yaşında Gazete HaberTürk'ün üst düzey konumunu yakalayan gazete sayısı çok az...
Bir ara Vatan bunu başarmıştı...
Ama devam ettiremedi...
Neden?..
Çünkü s
pontane, şansa bağlı başarılar sürdürülebilir değildir…
Gerçek başarıdan söz edebilmek için önce  başarının sürdürülebilir sonra da daha ileri taşınabilir olması gerekir. 

Öyle ki; bazen doğru zamanda doğru yerde bulunursunuz ve doğru kişi ile de tanışınca "işleriniz rast gider" işte o şanstır...
Kimisi ise doğru zamanda, doğru yerde doğru kişiyle buluşmayı bizzat kendi planlar...
O cingözlüktür ve pek de kalıcı olmaz...
Şansı yardım eden kişi eğer o şansı iyi değerlendirir ve o şansının da yardımıyla elde ettiği başarıyı kalıcı kılarsa, hani halk arasında denir ya; "topla tüfekle yıkılmaz"...
Vatan o büyük şansı değerlendiremedi...
Umarım Gazete HaberTürk değerlendirir...

Ancaaaaakkkk...
Kim ki Gazete HaberTürk olayına sadece bir "gazete" olarak bakarsa yanılır...
Çünkü Gazete HaberTürk;  televizyonu, web sitesi ve radyosuyla bir "Medya Gurubu"nun içinde yazılı basını temsil eden bir kurumudur sadece...
Ve bu başarısını yalnız bir "gazete" değil; her konuda çok başarılı yönetilen bir medya gurubunun üyesi oluşuna borçludur...
Gazete HaberTürk'ün aynı yazı işleri ve yazar kadrosuyla guruptan ayrılması, tekleştirilmesi ve adının değiştirilmesi durumunda böylesi bir başarıyı gösteremeyeceği kanaatindeyim..

Başarının ilk mimarı patron Turgay Ciner'dir...
Gazete satışlarının toplamda giderek düştüğü, sanal medyanın hızla yükseldiği, reklâm pastasının alışıldık ve yıllanmış medya gurupları arasında pay edildiği ve aslan payının sadece bir gurup tarafından kapıldığı bir süreçte piyasaya çıkmak, hem de alışılmamış bir boyutta çıkmak büyük riskti...
Turgay Ciner’in medya gurubu yönetimini tamamen inisiyatifine bıraktığı Kenan Tekdağ, patronajın yüklendiği yükü, riski; üst düzey bir kâğıt ve baskı kalitesi, o kalitenin desteklediği doğru bir yazı işleri eşliğinde kurulan tanınmış, etkili, okuru olan köşe yazarı kadrosuyla başta en aza indirdi; giderek avantaja dönüştürdü...
Tabii ki kurulan yazı işleri ve yazar kadrosunda başarılı bir "gazete yöneticisi" olduğunu hepimizin kabul ettiği Fatih Altaylı'nın payının olduğu da inkâr edilemez...

İşte burada araya girip çok iddialı bir yorum yapacağım:
Bütün yönetsel başarılarda olduğu gibi, içinde HaberTürk Gazete, TV, internet sitesi ve radyosunun da bulunduğu Ciner Medya Gurubu'nun bu yüksek muvaffakiyetindeki en büyük pay (evet önce patron ama sonrasında) Kenan Tekdağ'ındır...


Neden gönderildiler?..

HaberTürk
 televizyonunda değil ama gazetede bazı ayrılıklar oldu son günlerde…
Bilhassa, Hürriyet’ten Fatih Altaylı’nın ricasını kıramayarak gelen Pakize Suda’nın gönderilmesi “hayatın vefa duygusu” olduğunu düşünen kimi duygusal çevrelerde üzüntüye sebep oldu…
Ama unutulmasın ki Balçiçek İlter de Fatih Altaylı’nın Sabah’taki kadrosundan…
Hatta gazete TMSF’ye geçince“Altaylı’nın kadrosundan”olduğu için işten çıkarılanlardan…
Demek istemem şu:
Gazete HaberTürk’te ne oldu da Altaylı’nın bu en yakın iki eski çalışma arkadaşının işlerine son verildi bilemem…
Ancak…
Balçiçek İlter’in veda yazısında sadece Turgay Ciner ve Kenan Tekdağ’a teşekkür edişinin dikkatimi çektiğini söylemeden de geçemem…
Zira bu detayı hatırlatmazsam, Balçiçek’e haksızlık ederim…
 

Çünkü…
Öncelikle bir hususa dikkatlerinizi çekmek isterim…
Turgay Ciner bulunduğu zirveye kolay çıkmadı…
Başından birçok tatsız belâ geldi geçti…
Ve bütün o dönemlerinde yanında bir kişi vardı: Kenan Tekdağ…
Bir işadamı eğer itibarını ve ticari gücünü kaybetmişse, çevresinde iki tür insan bulunur.

1.) Çaresizler; itibarlı ve güçlü iş adamlarının yüz vermediği asalak tipler…
2.) O işadamına inanan, güvenen ve bir gün eskiden bulunduğu yükseklikten daha yükseğe çıkacağına iman eden gerçek dostlar...

Birinci türler, itibarını ve ticari gücünü kaybetmiş işadamından kapacağı bir mama olmadığını anlayınca hemen ve tıpkı bir kaz gibi ayrılır giderler…
İkinciler ise sonuna kadar sürdürürler mücadelelerini…
Hatta işadamının geleceğine ilişkin görüşlerinde yanılsalar bile…
Kenan Tekdağ ikinci türden, yani; dostunu yolda bırakmayan, onunla birlikte sonuna kadar gidenlerden…
Bazen “Ciner Tekdağ’ın elinden bütün yetkilerini aldı” gibi haberler çıkardı sanal medyada ve bu haberlere çok gülerdim…
Bu haberleri yapanlar temennilerini haberleştirirlerdi çünkü…
Ve yine çünkü…
Turgay Ciner gibi bir işadamı, Kenan Tekdağ’ı sadece üstün başarısı, liyakati ve deneyimi için değil; güvenilir yol arkadaşlığı hatırına da terk etmez…


Öteki Gündem...

HaberTürk TV
 bir dönemler, kanalın genel yayın yönetmeninin adıyla adeta özdeşleşmişti…
Genel yayın yönetmeni neredeyse hava durumunu bile kendi sunacak noktaya doğru götürüyordu işi…
Daha da fenası;
sağlıktan, ulaşıma; enerjiden ekonomiye; konuttan eğitime bütün konularda sanki sadece kendisi uzmanmış gibi kamuoyu oluşturmaya başlamıştı…
Kenan Tekdağ; Başbakan’a ve Hükümet’e en yakın gazeteci, yazar ve televizyoncu olduğuna bile bakmadan kapının önüne koyuverdi arkadaşı…
Ve…
Büyük bir risk alıp kanalı genel yayın yönetmensiz yönetti uzun süre…
O günlerde haber kanalları içinde ilk üçe girmekte zorlanan HaberTürk TV son zamanların sürekli birincisi…
Bu büyük başarıda Kenan Tekdağ’ın payını görmezden gelmek haksızlık olur…
Ve küçük bir not daha:
“Öteki Gündem”…
Birçok entelektüele göre “sıradan”gibi görünse de şu anda haber kanalları içinde “en çok izlenen”TV programı…
Pelin Çift’in bu başarıdaki payı inkâr edilebilir mi?..
Bu notu da Pelin Çift’in hakkını teslim etmem gerektiğine inandığım için koydum…
 


Ve ey güzel dostlar!..
Kenan Tekdağ
sadece bir "Medya Gurup Başkanı" değil aynı zamanda güçlü bir koordinatördür...
Nedir koordinatör?.. 
Patronajla (sermaye sahibi) yönetim; yönetimle yönetilen ve bunların hepsiyle de üçüncü kişiler (kamuoyu, devlet, reklâm veren, finansman v.s.) arasındaki sıkı, kopmaz, samimi ve sıcak ilişkiyi kuran kişi demektir...
Kendi içinde çalışanlara "Ekip Ruhu"nu aşılayan da yine koordinatördür…
Bir üst düzey yönetici üstüne vazife işi yapar ve sonra da kendi hayatına döner…

Ama bir koordinatörün, bir gurup başkanının kendi hayatı olmaz, olamaz…
Onun için her şey başkanlığını yaptığı guruptur…

Tarihte Osmanlı'yı yücelten her ne kadar padişahlarmış gibi görünse de o büyük başarılarda asıl pay; padişahlar ile ordu / halk arasında koordinasyonu sağlayan sadrazamlarındır...
Sokullu Mehmet Paşa, beceriksiz bir padişaha (II. Selim) rağmen Osmanlı'yı eski konumundan daha yükseğe taşımıştır...
Osmanlı'nın çöküşü padişahların değil, sadrazamların basiretsizliği yüzünden başlamıştır...
Tabii ki o basiretsiz sadrazamları atayanların basiretsiz padişahlar olduğunu unutacak değilim...

Demek istemem o ki;
Kenan Tekdağ'ın yönetim ve koordinasyonunda Ciner Medya Gurubu ilk beş yıllarında çok büyük bir iş başardı...
Dilerim bu başarı “kalıcı ve sürdürülebilir” olur…
Ülkemizin Ciner Medya Gurubu gibi medya guruplarına olan ihtiyacı bu süreçte bilhassa her zamankinden daha çok…
Tebrikler Turgay Ciner, tebrikler Kenan Tekdağ ve tebrikler bütün Ciner Medya Gurubu çalışanları…
Başarınız daim olsun…

adnanberkokan@gmail.com