HaberTürk'ün geride bıraktığı beş yıl ve bugünü...
Öyle ki; bazen doğru zamanda doğru yerde bulunursunuz ve doğru kişi ile de tanışınca "işleriniz rast gider" işte o şanstır...
ADNAN BERK
OKAN
Gazete HaberTürk beş yaşına girdi.
"Gündemi kaçırmayayım" derken sanal âlemde rekabet
etmekten onur duyduğumuz bu genç medya kurumunun yeni yaşını
kutlamakta geciktim.
Oysa o gün analiz yapılması gereken bir olaydı çünkü...
|
Hem merkez medyada olup hem de beş yaşında Gazete
HaberTürk'ün üst düzey konumunu yakalayan gazete sayısı
çok az...
Bir ara Vatan bunu başarmıştı...
Ama devam ettiremedi...
Neden?..
Çünkü spontane, şansa bağlı başarılar sürdürülebilir
değildir…
Gerçek başarıdan söz edebilmek için önce başarının
sürdürülebilir sonra da daha ileri taşınabilir olması
gerekir.
Öyle ki; bazen doğru zamanda doğru yerde bulunursunuz ve
doğru kişi ile de tanışınca "işleriniz rast gider"
işte o şanstır...
Kimisi ise doğru zamanda, doğru yerde doğru kişiyle buluşmayı
bizzat kendi planlar...
O cingözlüktür ve pek de kalıcı olmaz...
Şansı yardım eden kişi eğer o şansı iyi değerlendirir ve o şansının
da yardımıyla elde ettiği başarıyı kalıcı kılarsa, hani halk
arasında denir ya; "topla tüfekle
yıkılmaz"...
Vatan o
büyük şansı değerlendiremedi...
Umarım Gazete
HaberTürk değerlendirir...
Ancaaaaakkkk...
Kim ki Gazete HaberTürk olayına sadece bir
"gazete" olarak bakarsa yanılır...
Çünkü Gazete HaberTürk; televizyonu, web
sitesi ve radyosuyla bir "Medya Gurubu"nun içinde
yazılı basını temsil eden bir kurumudur sadece...
Ve bu başarısını yalnız bir "gazete" değil; her
konuda çok başarılı yönetilen bir medya gurubunun üyesi oluşuna
borçludur...
Gazete HaberTürk'ün aynı yazı işleri ve yazar
kadrosuyla guruptan ayrılması, tekleştirilmesi ve adının
değiştirilmesi durumunda böylesi bir başarıyı gösteremeyeceği
kanaatindeyim..
Başarının ilk mimarı patron Turgay
Ciner'dir...
Gazete satışlarının toplamda giderek
düştüğü, sanal medyanın hızla yükseldiği, reklâm pastasının
alışıldık ve yıllanmış medya gurupları arasında pay edildiği ve
aslan payının sadece bir gurup tarafından kapıldığı bir süreçte
piyasaya çıkmak, hem de alışılmamış bir boyutta çıkmak büyük
riskti...
Turgay Ciner’in medya gurubu yönetimini tamamen
inisiyatifine bıraktığı Kenan
Tekdağ, patronajın yüklendiği yükü, riski; üst düzey
bir kâğıt ve baskı kalitesi, o kalitenin desteklediği doğru bir
yazı işleri eşliğinde kurulan tanınmış, etkili, okuru olan köşe
yazarı kadrosuyla başta en aza indirdi; giderek avantaja
dönüştürdü...
Tabii ki kurulan yazı işleri ve yazar kadrosunda başarılı bir
"gazete yöneticisi" olduğunu hepimizin kabul
ettiği Fatih Altaylı'nın payının olduğu da inkâr
edilemez...
İşte burada araya girip çok iddialı bir yorum yapacağım:
Bütün yönetsel başarılarda olduğu gibi, içinde HaberTürk
Gazete, TV, internet sitesi ve radyosunun da bulunduğu
Ciner Medya Gurubu'nun bu yüksek
muvaffakiyetindeki en büyük pay (evet önce patron ama sonrasında)
Kenan Tekdağ'ındır...
|
Çünkü…
Öncelikle bir hususa dikkatlerinizi çekmek isterim…
Turgay Ciner bulunduğu zirveye kolay çıkmadı…
Başından birçok tatsız belâ geldi geçti…
Ve bütün o dönemlerinde yanında bir kişi vardı: Kenan
Tekdağ…
Bir işadamı eğer itibarını ve ticari gücünü
kaybetmişse, çevresinde iki tür insan bulunur.
1.) Çaresizler; itibarlı ve güçlü iş adamlarının yüz
vermediği asalak tipler…
2.) O işadamına inanan, güvenen ve bir gün eskiden bulunduğu
yükseklikten daha yükseğe çıkacağına iman eden gerçek
dostlar...
Birinci türler, itibarını ve ticari gücünü kaybetmiş
işadamından kapacağı bir mama olmadığını anlayınca hemen ve
tıpkı bir kaz gibi ayrılır giderler…
İkinciler ise sonuna kadar sürdürürler mücadelelerini…
Hatta işadamının geleceğine ilişkin görüşlerinde yanılsalar
bile…
Kenan Tekdağ ikinci türden, yani; dostunu yolda
bırakmayan, onunla birlikte sonuna kadar gidenlerden…
Bazen “Ciner Tekdağ’ın elinden bütün yetkilerini
aldı” gibi haberler çıkardı sanal medyada ve bu haberlere
çok gülerdim…
Bu haberleri yapanlar temennilerini haberleştirirlerdi çünkü…
Ve yine çünkü…
Turgay Ciner gibi bir işadamı, Kenan
Tekdağ’ı sadece üstün başarısı, liyakati ve deneyimi
için değil; güvenilir yol arkadaşlığı hatırına da
terk etmez…
|
Ve ey güzel
dostlar!..
Kenan Tekdağ sadece bir
"Medya Gurup Başkanı" değil aynı zamanda güçlü bir
koordinatördür...
Nedir koordinatör?..
Patronajla (sermaye sahibi) yönetim;
yönetimle yönetilen ve bunların hepsiyle de üçüncü kişiler
(kamuoyu, devlet, reklâm veren, finansman v.s.) arasındaki
sıkı, kopmaz, samimi ve sıcak ilişkiyi kuran kişi
demektir...
Kendi içinde çalışanlara "Ekip Ruhu"nu aşılayan da
yine koordinatördür…
Bir üst düzey yönetici üstüne vazife işi yapar ve sonra da
kendi hayatına döner…
Ama bir koordinatörün, bir gurup başkanının kendi hayatı
olmaz, olamaz…
Onun için her şey başkanlığını yaptığı guruptur…
Tarihte Osmanlı'yı yücelten her ne kadar
padişahlarmış gibi görünse de o büyük başarılarda asıl pay;
padişahlar ile ordu / halk arasında koordinasyonu sağlayan
sadrazamlarındır...
Sokullu Mehmet Paşa, beceriksiz bir padişaha (II.
Selim) rağmen Osmanlı'yı eski konumundan daha
yükseğe taşımıştır...
Osmanlı'nın çöküşü padişahların değil,
sadrazamların basiretsizliği yüzünden başlamıştır...
Tabii ki o basiretsiz sadrazamları atayanların basiretsiz
padişahlar olduğunu unutacak değilim...
Demek istemem o ki;
Kenan Tekdağ'ın yönetim ve koordinasyonunda
Ciner Medya Gurubu ilk beş yıllarında çok büyük
bir iş başardı...
Dilerim bu başarı “kalıcı ve sürdürülebilir”
olur…
Ülkemizin Ciner Medya Gurubu gibi medya
guruplarına olan ihtiyacı bu süreçte bilhassa her zamankinden daha
çok…
Tebrikler Turgay Ciner, tebrikler Kenan
Tekdağ ve tebrikler bütün Ciner Medya
Gurubu çalışanları…
Başarınız daim olsun…
adnanberkokan@gmail.com