Habertürk
Atatürk'ü Anma Özel Programı
Jülide Ateş'in sunumu ile saat 10'da ekrana gelen ve yaklaşık bir saat süren programda önce çocuklardan oluşan Bilfen Filarmoni Orkestrası'nın şarkıları, ardından Eda Özülkü'nün Atanın sevdiği şarkıları okumasını ilginç bir konuk ile taçlandırdı Habertürk.
ÇOCUK KOROSUNA TÖREN KITASI MUAMELESİ
Ekranda alt yazıda "Atatürk'e benzerliği ile tanına Udi sanatçı ve öğretim üyesi Ali Ayhan stüdyoda" yazısı belirirken, stüdyoya, saçları geriye taranmış, kaşlar özenle yukarı kaldırılmış, kırmızı kravatlı bir kişi girdi.
Çocuk korsunu bir askeri tören kıtası denetler havasında "Merhaba Çocuklar" diye selamlayan ve "Nasılsınız" diye soran. Ali Ayhan; ardından Jülide Ateş ile sohbet etti.
"NE MUHTEŞEM BİR BENZERLİK"
Ateş'in "ne kadar güzel bir misyon değil mi? Bu benzerlik sizin sırtınıza hem güzel hem de zor bir yükü bindirmiştir diye düşünüyorum. Nasıl doğdu bu benzerlik, gençlik yıllarından itibaren mi yoksa olgunlaşma ile mi belirdi?" şeklindeki sorusuna Ayhan, "son bir kaç yıl içinde Atanın yüzünü, kesimini aldım. Arkadaşlarımız benziyorsun dedikçe ben de benzemeye başladım, kendimi benzettim" yanıtını verdi. Ayhan'ın bu sözlerine Jülide Ateş ise "ne muhteşem bir benzerlik" şeklinde yorum yaptı.
"O büyük komutana, kahramana benzemekten onur duyuyorum" diyen Ayhan'a şaşkınlık ve hayret ile bakan Ateş programın ilerleyen bölümlerinde de ud sanatçısı ve Konservatuarda eğitmen olan Ayhan'ın çaldığı şarkılara da eşilk etti.
MURAT BARDAKÇI İLE TELEFON BAĞLANTISI
Programın sonlarına doğru Osmanlı Arşivlerindeki bir belgeye dayanarak Atatürk'ün 1881'de değil 1877'de doğduğu iddiasını dile getiren Murat Bardakçı ile telefon bağlantısı kuruldu.
TABİİ Kİ İSTEYEN İSTEDİĞİ GİBİ ANAR AMA...
Atatürk'ü anmanın çeşitli yolları olduğu ortada. Dileyen onu anmak için onun sevdiği şarkıları çalar, dileyen onun yapmaya çalıştıklarını, amaçlarını, hedef ve ülkülerinin ne kadarını başardığını konuşur...
Dileyen Seda Sayan'ın bir zamanlar yaptığı gibi Atatürk'ün balmumu heykelini getirir stüdyoya, dileyen Sözcü gazetesi gibi Atatürk fotoğraflarından fotoroman yapar...
Dileyen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun ardından bir Fatiha okur, dileyen için ise 10 Kasım diğer günler gibi sıradan bir gün olarak geçer gider.
Kimseye akıl vermek gibi bir amacımız yok elbet lakin, bir haber
kanalının en değerli saatlerinde, günü, gündemi konuşmak yerine
şarkılar, türküler, marşlar eşliğinde, üstelik zorlama bir
benzerliği ekrana taşımasının anlamını bizler çözebilmiş değiliz.
Anlayan varsa beri gelsin. İşte bu yüzden de Habertürk'ün
Atatürk'ü anma özel programın kaybeden olarak günün televizyoncusu
köşemize taşıyoruz.