Habertürk yazarı da tacizci(!) çıktı
Deniz Baykal ile olan 15 dakikasında o yazarın adını vermiş ve beni taciz etti demiş. O yazar anlatıyor:
GAZETECİLER.COM - İklim Bayrak=taciz...
Kime temas etmişse, taciz ile suçlamış.
Deniz Baykal ile olan o 15 dakikalık görüşmesinde bazı
gazetecilerin adlarını verip, "taciz edildiği" iddiasında
bulunmuş.
O gazetecilerden biri de kimmiş biliyor musunuz?
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya...
Deniz Baykal ile "taciz" iddiası üzerine söyleşi yapan Muharrem
Sarıkaya, duydukları karşısında şoke olmuş.
BEN HABERTÜRK'E YAZAR
OLMALIYIM
Baykal, Sarıkaya'ya önce "Söyle bakalım, sen Bayraktar'ı tanıyor
musun?" diye sormuş... Muharrem Sarıkaya onunla nasıl
karşılaştıklarını Baykal'a şöyle anlatıyor:
"Ayrılmanızın ardından Mayıs 2010'da yapılan kurultay salonunda
yanıma gelip Türkiye'nin en iyi gazetecisi olduğunu ve
'HABERTÜRK'te yazarlık yapması gerektiğini' söyledi. Ben
de buna Genel Yönetmenimiz Fatih Altaylı ile patronumuz Turgay
Ciner'in karar vereceğini belirttim. 'O zaman söyleyin,
beni yazar yapsınlar' deyince, 'Sizi tanımıyorum
ki' deyip uzaklaştım.
İki gün sonra büroya gelmiş. Bu kez muhabir olmak
istiyordu. Görüşmemiz kısa sürdü, 'Kadrom yok' deyip
gönderdim."
BAYKAL'A "BENİ TACİZ ETTİ"
DEMİŞ
Sözüm bitince Baykal, "Biliyor musun, 15 dakikalık o
görüşmede senin tacizini anlattı" deyip gülerek devam
etti: "Ankara'da bazı gazete yöneticilerini ve duayen
ağabeylerinizi de ziyaret etmiş. Senin de
arasında bulunduğun arkadaşların için bana, 'Beni taciz ettiler'
iddiasında bulundu..."
Bayraktar'ın bu iddiayı başkalarına da söylediğini belirtip
aktardı: "Bu kişi seni ziyaretten sonra bir duayen
ağabeyine gitmiş. Bana da söylediği gibi 'Bana tacizde bulundu'
demiş. Başka gazete yöneticilerinin de tacizde bulunduğunu
belirtince duayeniniz,
-'Aman kızım, sen şimdi benim için de aynı şeyi söylersin' deyip
kapı dışarı etmiş."
Şaşkınlıkla,
"Deniz Bey çok kısa görüştüm; yanımda asistanım Pınar
da vardı" dedim.
Baykal, esprili üslubunu sürdürdü: "Ben anlamam, ama şimdi
sen beni anlıyor musun?"
Ürktüm,
midem bulandı...
Önceki akşam Teke Tek'te Bayraktar'ı ağırlayan Genel Yayın
Yönetmenimiz Altaylı'ya durumu aktardım. Altaylı,
"Program arası Bayraktar ile sohbet ederken senin de
adın geçmişti" deyip anlattı: "Senin yanına
geldiğini ve 'Kadrom yok' deyip kendisiyle görüşmeden gönderdiğini
anlattı.
Bana senin tavrından yakındı..."
Şaşırdım... Acaba hangi versiyonu doğruydu?
Ben kendime inanıp, Aşık Daimi'nin "Bu da gelir, bu da geçer..."
dizelerini mırıldanarak işime baktım.