Haber kanalları felaket tüccarlığı mı yapıyor?
"Haftalardır günde ortalama 18 saatimiz kırmızı yazı ile geçiyor" diyen Hıncal Uluç, haber kanallarının son dakika bantlarına isyan etti.
Türkiye güne 'kırmızı kuşak' içindeki son dakika haberleriyle başlıyor, son dakika haberleriyle yatağa giriyor...
Önemli de olsa önemsiz de olsa her gelişme, her açıklama ekranlarda 'son dakika' olarak veriliyor...
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, işte bu son dakika kuşaklarına "kırmızı yazı" dedi ve haber kanallarının bazen olur olmaz şeyleri son dakika diye vererek halkı kandırdığını bazen de "felaket tücarlığı" yaptığını vurguladı.
"Yahu, vatandaşın evinden çıkmaması, o kırmızı yazılar yüzünden haber kanallarından ayrılamaması işinize mi geliyor?." diye soran Hıncal Uluç, haber kanallarına şöyle yüklendi:
"Bunun adı 'Felaket Tüccarlığı'dır, arkadaşlar.. Felaketten tiraj, felaketten reyting yapmadır.."
İşte Hıncal Uluç'un bugünkü yazısının ilgili bölümü:
KIRMIZI YAZI TİCARETİ!.. NE PAHASINA?..
Sabah, sinirlerim bozulmadan kahvemi içeyim, gazetemi
okuyayım diye, televizyon açmam.
Dün de, mutfakta kahvaltımı yapıp, gazetemi masaya
serdim.
Kahvemi yanına koydum.
Başından sonuna baktım..
Okudum.. Sonra salona geçip bir haber kanalına
dokundum..
O lanet kırmızı yazı çıktı karşıma..
Haftalardır, günde ortalama 18 saatimiz kırmızı yazı ile
geçiyor..
Kırmızı Yazı "Yayını kesecek kadar önemli bir Son Dakika
Haberi" demektir, tüm dünyada..
Kırmızı bant içinde dişi harflerle "Son Dakika"
yazıyor..
İçim bulandı "Gene sabah sabah ne oldu" derken, Kırmızı
Haber geldi.
"Yargıtay Ali İsmail Korkmaz Davasında cezaları onadı!." Yani
bu normal yayın akışını kesecek, milleti "Gene ne oldu" diye
dehşete düşürecek bir haber mi?.
Altta, normal geçen beyaz yazılar ne için, haber kanalı
yöneticileri?.
Ama sen 24 saat evvel oynanmış, bitmiş derbi maçının
sonucunu, Avustralya'da yaşayanlar bile öğrenmişken, hatta
gollerini izlemişken, "Haber" diye verir, alt yazı haberciliğini on
paralık edersen, hele de sabah alt yazılarının yarısını bir gün
evvelden kalmışlarla devam ettirir, öbür yarısını da, o gün çıkmış
gazetelerden (Hiç utanma ve sıkılman olmadan) derlersen, tabii
basit, sıradan bir Yargıtay onayını "Yayını Keserek, SON DAKİKA"
diye verirsin..
Bu günün dörtte üçünde devam eden kırmızı yazıların, zaten
gergin ve bezgin olan milletin sinirlerini daha bozacağı, onu daha
içine ve evine kapanık hale getireceği, zerre umurunda
olmaz..
Yahu alçaklar, sizi kullanıp psikolojik savaş yapıyor, onun dahi
farkında değil misiniz?.
Yahu, vatandaşın evinden çıkmaması, o kırmızı yazılar
yüzünden haber kanallarından ayrılamaması işinize mi
geliyor?.
Bunun adı "Felaket Tüccarlığı"dır, arkadaşlar..
Felaketten tiraj, felaketten reyting yapmadır..
Yapmayın arkadaşlar, etmeyin arkadaşlar!.
Sokaklar bomboş.. Dükkânlar bomboş..
Eğlence, dinlence yerleri bomboş.. Sebep bu felaket
tüccarlığı..
Bir canlı bomba, bir tek kişi 80 milyonun hayatını
değiştirir mi?.
Sayenizde değiştiriyor..
Korkuların, paniklerin, dehşetlerin üstüne gidip, altını kazıyıp, alçakları adeta yeni
eyleme teşvik ediyorsunuz..
Sahada yenilen adamların psikolojik savaşla ülkeyi
sallamasına destek oluyorsunuz, ekranlarınız,
haberleriniz, alt yazılarınızla..
Adamlar, her eylemlerinin günler boyu süren yayınlarınız
sayesinde milletin içini nasıl kararttığını, insanları nasıl
sindirip evlerine kapattığını, ekonomiyi nasıl sarstığını görünce
heveslenip yeni eylem yapıyor.
Yeni eylem!. Yeni kırmızı yazılar!. Yeni kırmızı
haberler.. Yeni kırmızı açık oturumlar ki, daha da kapanalım, daha
da sinelim, komşuya bile çıkmaz olalım!.
Yeter arkadaşlar!..
Yeter!..