Güzel yaşlanmamız mümkün mü?

"Güzel yaşlanmamız mümkün mü?" Bu soruyu Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu soruyor. Neden mi bu konuya değinmiş? Okuyup görelim...

GAZETECİLER.COM -
"Güzel yaşlanmamız mümkün mü?"
Bu soruyu Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu soruyor.
Neden mi bu konuya değinmiş?
Basının 60'larını geride bırakan kimi kalemlerini 'Nasıl yaşlanalım?' derdi sarmış son günlerde...
İşte bu sorudan esinlenerek başlıyor yazmaya Babaoğlu...
Önce Ertuğrul Özkök'e değiniyor...
"Bazısı Ertuğrul Özkök gibi "acaba Jack Nicholson gibi umursamaz, başına buyruk, dalgacı hergelenin teki olsam fena mı olur?" endişesine kapılıyor." diyor ve bu konudaki diğer bir kavrama geçiyor...
"Bazısı da var ki, bedeni neyse ne ama ruhu iyice çürümüş, fakat farkında değil etrafa "iyi yaşlanma" dersleri vermeye kalkıyor."

İşte bu yaşlılık endişisi kavramlarına bir öneri ekliyor Haşmet Babaoğlu...
Ve diyor ki:
"Kocayınca da çevremdekileri huysuzluktan, kaprislerden uzak biçimde sevebilecek miyim? Sözümü dinletme inadından vazgeçip hiç değilse yaşlılığımda gençlerin sözüne kulak verecek miyim?"
Veya bir kez olsun içten içe şöyle düşünseler...
"Ya tuzum kuru olmasaydı yaşlılığımı böyle mi tartışırdım yoksa 'Allahım beni elden ayaktan düşürme' diye dua mı ederdim?"

Yaşlılık zor iştir...
Gorki'nin dediği gibi "sizi hiç sevmeyen ve durmadan arkanızdan konuşan biri gibidir" yaşlılık.
Sonra sıralıyor yaşlılığın en büyük sıkıntılarını
Ve soruyor okuyucularına:
"Güzel yaşlanmamız mümkün mü?"