Gürsel Tekin'den fırça yiyen gazeteci - partili...
Nitekim CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yayına telefonla bağlanıp, "azarlamak" zorunda kaldı...
ADNAN BERK OKAN
Enver Aysever, Korkmaz Karaca, Mehmet Faraç, Süheyl Batum, Hurşit Güneş CHP Parti Meclisi üyeliğine seçildilerinde ilk tepki koyan oldum..
"Ya particilik yapın ya da gazetecilik" dedim bu sayfalarda....
Birkaç gün sonra benim gibi düşünenler olduğu gibi gazeteci arkadaşlarımıza destek verenler de çıktı...
Ama...
Süheyl Batum ve Hurşit Güneş gazetelerinden ayrılıp, sadece particilik yapmayı tercih ettiler.
Enver Aysever, Korkmaz Karaca, Mehmet Faraç ise hem gazeteciliklerini sürdürdüler, hem de CHP Parti meclisinde görev almaktan vazgeçmediler...
Önce Enver Aysever değişmek isteyen CHP'yi ve CHPlileri kahredecek bir açıklama yaptı...
Partinin ağır topları Enver Aysever'in ayıbını düzeltmek için neredeyse göbeklerini çatlattılar çabalarken...
Aynı Aysever halen SKY TÜRK'te, SABAH yazarı Mahmut Övür'ün karşısına çıkıp, CHP sözcülüğü yapıyor...
Ve...
CHP'ye kaybettiriyor...
Çünkü Övür gayet sakin, dinlemesini bilen, karşı fikirlere saygılı bir fotoğraf verirken, Aysever ise "en doğrusunu biz CHP'liler biliriz" iticiliğiyle hem genel başkanına hem de mesleğine "ihanet" ediyor...
Sonra Mehmet Faraç'ı gördük, CHP içindeki hizip başı olarak...
Ve şimdi de Korkmaz Karaca...
"CHP bu aabi, bir taraflarını yırtsa değişmez bunlar" dedirterek herkese saldırıyor TV ekranlarında...
Ve sanırsınız CHP'nin değil de MHP'nin parti meclisi üyesi...
Bir "tutucu"...
Bir "eskici"...
Bir "yenilik - değişim" düşmanı ki...
Ahmet Hakan'ın CNNTÜRK'te hazırlayıp sunduğu "Tarafsız Bölge"de bakın neler yaptı Korkmaz Karaca...
Birgün Gazetesi yazarı ve CHP eski milletvekili, Kültür eski Bakanı Fikri Sağlar son derecede olgun bir ses tonuyla "Benim geçmişim, senin geleceğin" dediğinde, FOX TV çalışanı ve CHP Parti Meclisi üyesi Korkmaz Karaca'nın son derecede "saygısız" bir tepkisiyle karşılaştı.
Sağlar'ın bu son derecede olgun tespitine Korkmaz Karaca "sen altmış yaşındasın, ben otuz yaşımdayım" derken; Fikri Sağlar'ın yaşı (daha doğrusu bütün altmış yaş kuşağının) ve deneyimiyle alay etti...
O alay aynı zamanda Orson Welles ustayla da alay etmek gibiydi...
Çünkü...
Dünya sinemasının devlerinden Orson Welles ünlü şarkısında; "I know what it is to be young, But you don't know what it is to be old" diyordu.
Yani; "Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmezsin"...
"Yaşlılığı, ayıp", "gençliği" ise "erdem" gibi sunan Korkmaz Karaca'nın topladığı tepkiyi tahmin ediyorum...
Nitekim CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yayına telefonla bağlanıp, Korkmaz Karaca'yı "azarlamak" zorunda kaldı...
Bana sorarsanız, Tekin bir CHP Parti Meclisi üyesini değil, bir gazeteciyi azarladı...
Bir meslektaşımıza "fırça" attı...
Ve...
O kadar da değil...
Konuklara karşı "kaba, saldırgan, alaycı, saygısız" tavır sargileyen kişi de CHP Parti Meclisi üyesi değil, bir gazeteciydi...
Korkmaz Karaca'nın CHP'nin yeni imajına verdiği zarar umurumda bile değil...
Ama...
Gazeteciliğe verdiği zarar umurumda...
Hem de çok umurumda...
Sadece benim değil...
Hepimizin umurunda olmalı...
Ve...
Korkmaz Karaca ya medyayı bırakmalı ya da CHP Parti Meclisi üyeliğinden istifa etmeli...
Ancak...
Benim kişisel görüşüme göre Karaca'nın bundan sonra yapması gereken; gazeteciliği bırakmasıdır...
Tabii, Gürsel Tekin'den yediği o fırçalardan sonra partide kalabilecekse...
adnanberkokan@gmail.com
Enver Aysever, Korkmaz Karaca, Mehmet Faraç, Süheyl Batum, Hurşit Güneş CHP Parti Meclisi üyeliğine seçildilerinde ilk tepki koyan oldum..
"Ya particilik yapın ya da gazetecilik" dedim bu sayfalarda....
Birkaç gün sonra benim gibi düşünenler olduğu gibi gazeteci arkadaşlarımıza destek verenler de çıktı...
Ama...
Süheyl Batum ve Hurşit Güneş gazetelerinden ayrılıp, sadece particilik yapmayı tercih ettiler.
Enver Aysever, Korkmaz Karaca, Mehmet Faraç ise hem gazeteciliklerini sürdürdüler, hem de CHP Parti meclisinde görev almaktan vazgeçmediler...
Önce Enver Aysever değişmek isteyen CHP'yi ve CHPlileri kahredecek bir açıklama yaptı...
Partinin ağır topları Enver Aysever'in ayıbını düzeltmek için neredeyse göbeklerini çatlattılar çabalarken...
Aynı Aysever halen SKY TÜRK'te, SABAH yazarı Mahmut Övür'ün karşısına çıkıp, CHP sözcülüğü yapıyor...
Ve...
CHP'ye kaybettiriyor...
Çünkü Övür gayet sakin, dinlemesini bilen, karşı fikirlere saygılı bir fotoğraf verirken, Aysever ise "en doğrusunu biz CHP'liler biliriz" iticiliğiyle hem genel başkanına hem de mesleğine "ihanet" ediyor...
Sonra Mehmet Faraç'ı gördük, CHP içindeki hizip başı olarak...
Ve şimdi de Korkmaz Karaca...
"CHP bu aabi, bir taraflarını yırtsa değişmez bunlar" dedirterek herkese saldırıyor TV ekranlarında...
Ve sanırsınız CHP'nin değil de MHP'nin parti meclisi üyesi...
Bir "tutucu"...
Bir "eskici"...
Bir "yenilik - değişim" düşmanı ki...
Ahmet Hakan'ın CNNTÜRK'te hazırlayıp sunduğu "Tarafsız Bölge"de bakın neler yaptı Korkmaz Karaca...
Birgün Gazetesi yazarı ve CHP eski milletvekili, Kültür eski Bakanı Fikri Sağlar son derecede olgun bir ses tonuyla "Benim geçmişim, senin geleceğin" dediğinde, FOX TV çalışanı ve CHP Parti Meclisi üyesi Korkmaz Karaca'nın son derecede "saygısız" bir tepkisiyle karşılaştı.
Sağlar'ın bu son derecede olgun tespitine Korkmaz Karaca "sen altmış yaşındasın, ben otuz yaşımdayım" derken; Fikri Sağlar'ın yaşı (daha doğrusu bütün altmış yaş kuşağının) ve deneyimiyle alay etti...
O alay aynı zamanda Orson Welles ustayla da alay etmek gibiydi...
Çünkü...
Dünya sinemasının devlerinden Orson Welles ünlü şarkısında; "I know what it is to be young, But you don't know what it is to be old" diyordu.
Yani; "Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmezsin"...
"Yaşlılığı, ayıp", "gençliği" ise "erdem" gibi sunan Korkmaz Karaca'nın topladığı tepkiyi tahmin ediyorum...
Nitekim CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yayına telefonla bağlanıp, Korkmaz Karaca'yı "azarlamak" zorunda kaldı...
Bana sorarsanız, Tekin bir CHP Parti Meclisi üyesini değil, bir gazeteciyi azarladı...
Bir meslektaşımıza "fırça" attı...
Ve...
O kadar da değil...
Konuklara karşı "kaba, saldırgan, alaycı, saygısız" tavır sargileyen kişi de CHP Parti Meclisi üyesi değil, bir gazeteciydi...
Korkmaz Karaca'nın CHP'nin yeni imajına verdiği zarar umurumda bile değil...
Ama...
Gazeteciliğe verdiği zarar umurumda...
Hem de çok umurumda...
Sadece benim değil...
Hepimizin umurunda olmalı...
Ve...
Korkmaz Karaca ya medyayı bırakmalı ya da CHP Parti Meclisi üyeliğinden istifa etmeli...
Ancak...
Benim kişisel görüşüme göre Karaca'nın bundan sonra yapması gereken; gazeteciliği bırakmasıdır...
Tabii, Gürsel Tekin'den yediği o fırçalardan sonra partide kalabilecekse...
adnanberkokan@gmail.com