Hepimizin gözü, dili, eli hatta beynine musallat yeni bir sorun var. Sorunun yol açabileceği sağlık problemlerini geçen hafta yazdım, çözüm önerilerini ise bu haftaya bıraktım.
Günün yazarı Osman Müftüoğlu
Osman Müftüoğlu'nu günün yazarı seçerken yazısını da sizlerle paylaşıyoruz
Osman Müftüoğlu'nun sağlıklı beslenme ile
ilgili önemli tavsiyelerini okuyor, zaman zaman da
uyguluyoruz.
Fakat bu defa öyle bir öneride bulunmuş ki Müftüoğlu, yapabilecek
olan "cengaverleri" şimdiden tebrik ediyoruz.
Neden böyle söylüyoruz?
Çünkü bu önerileri yapmak önce cesaret, sonra sağlam bir irade ve
mücadele gücü istiyor. "Neymiş bu?" diye merak
ettiğinizi duyar gibiyim.
Osman Müftüoğlu "3 haftalık sosya medya diyeti" tavsiye
ediyor efendim.
Nedenlerini de bir bir sıralıyor.
Bu bağımlılıktan kurtulma yolları için tüyolar da veriyor
yazısında.
Osman Müftüoğlu'nu günün yazarı seçerken yazısını da
sizlerle paylaşıyoruz:
İŞTE OSMAN MÜFTÜOĞLU'NUN O
YAZISI
İsterseniz gelin önce şu önemli soruya yanıt arayarak yola
çıkalım: Sosyal medya bağımlılık yapar mı? Evet, yapar! Neden mi?
Beyindeki dopaminerjik sistemle, yani bize keyif veren DOPAMİN
bazlı organizasyonla “dalga geçtiği” için! Nedir o sistemin özü,
özeti? Ne yapar o dopamin denen muzip madde? Şudur: Dopamin bir
çeşit beyinsel hammadde. Üretimindeki artış bizi uyarır,
arzularımıza yönelik dürtüleri harekete geçirir. O arzuların en
başında da takdir edilmek (like almak), izlenmek (daha çok
“retweet” veya “repost edilmek”), daha çok takipçi kazanmak gibi
Instagram, Facebook, Twitter, Youtube “gel gelleri(!)” vardır.
Sosyal medyanın savurgan kullanımı neticesinde dopamin beyninizi
bir kez ele geçirdi mi, yandı gülüm keten helva! Sonrası girişi
kolay, çıkışı zor bir yolculuktur... Adı “SOSYAL MEDYA
BAĞIMLILIĞI”dır. Kısacası, bu da bir tür psikolojik bağımlılık
gibidir. Çaresi de sosyal medya toksinlerinden en azından bir süre
uzak kalabilmektir.
İLK ÜÇ: EN AZ 3 HAFTA LAZIM
Önce telefonunuzdaki sosyal medya uygulamalarının tamamını silin.
Onu yeniden eskisi gibi pirüpak, eskisi gibi saf ve temiz bir
“klasik” telefon haline getirin. WhatsApp gruplarından çıkın.
Twitter’ı boş verin. Instagram hesabınıza veda edin. Facebook’a
elveda deyin. Olmadı mı? Hiç olmazsa 3 haftalık “sosyal medya
boykotu” yapmayı deneyin. Instagram’a, Twitter’a girmeyin. Face’de
sohbet etmeyin. Youtube’da video izlemeyin. Bu arada ciddi bir
“işaret parmağı perhizine” girin. O parmağın telefonunuzla temasını
en aza indirin!
“Peki, ya sonra ne olacak? Bütün hesaplarım silinince ben dımdızlak
kalmaz mıyım?” mı diyorsunuz? Korkmayın, kalmazsınız! Sosyal medya
hesaplarının hepsinde bir süreliğine “dondurma” özelliği de var.
Hesabınızı dondurup korumaya da alabiliyorsunuz. İstediğiniz zaman
da yeniden geri dönebiliyorsunuz.
Başarılı bir sonuç için minimum 3 hafta sabretmeniz, sosyal medya
orucunuzu en az 3 hafta bozmamanız lazım. Ben 4 hafta, yani
yuvarlak rakam 1 aylık bir detoks sürecinin daha etkili olacağını
düşünüyorum. Kalıcı bir detoks içinse yaklaşık 3 ay lazım. Eğer
orucunuzu 3 ay kadar sürdürebiliyorsanız köklü bir başarı garanti.
Bundan sonrasında ipler sizin elinize
geçiyor.
İKİNCİ ÜÇ: HESAPLARI DONDURMAYI DA
DENEYİN
Unutmayın, bu da bir tür DİYET. Ve bunda da diğer diyetlerde
olduğu gibi başarının ilk kuralı “kararlılık”. Kararınızdan
vazgeçmeyecek, ne Facebook, Youtube, Twitter ne de Instagram’a en
az 3 hafta elinizi sürmeyeceksiniz. “Yok arkadaş. Ben değil 3
hafta, 1 gün bile uzak duramam” diyorsanız size önerilen çözüm şu:
Kendinize bir “paylaşım saati” belirleyin. Paylaşımlarınızı ve
sosyal medya izlemelerinizi sadece o saat dilimi ile
sınırlayın.
Sosyal medya hesaplarınızdan vazgeçmek istemiyorsanız hesap
dondurma dışında başka bir yol da şu: Güvendiğiniz bir arkadaşınıza
tüm sosyal medya hesaplarınızın şifrelerini verin. Değiştirip yeni
şifreler oluşturmasını, bu şifreleri bir kenarda sağlam bir şekilde
saklamasını ve size en az 3 hafta asla vermemesini isteyin. 3
haftalık detoksun sonunda o şifreleri yeniden alabilirsiniz. Karar
sizin!