Günün yazarı Nedim Şener...

Nedim Şener Posta’da “Darbeyi, kim nasıl kontrol etti?” başlığı altında yayımlanan yazısında; “at gözlüğü” ile dolaşan meslektaşlarına adeta ders veriyor…

Medyamızın genelinde kötü bir huy oluştu.
Ortaya atılan iddia ve görüşlerin özgürlük ortamında en ince ayrıntısına kadar tartışılması istemek yerine…
İdeolojik olarak ya destek veriyorlar iddialara…
Ya da külliyen yalanlıyorlar.
*
Nedim Şener bugünkü Posta’da “Darbeyi, kim nasıl kontrol etti?” başlığı altında yayımlanan yazısında; “at gözlüğü” ile dolaşan meslektaşlarına adeta ders veriyor…
Ve…
Günün yazarı seçilmeyi hak ediyor…



DARBEYİ, KİM NASIL KONTROL ETTİ?

TBMM’de kurulan 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Raporu’na karşı CHP’li üyelerin yazdığı 306 sayfalık “şerh”, “Darbeyi kim yaptı?” sorusuna net bir yanıt veriyor; “15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişimini, Fetullah Gülen Cemaati yapmıştır.” CHP’nin şerhinde, uzun yıllar boyunca devlete sızan FETÖ’nün 2002 sonrası AKP ile işbirliği sonucunda devletin tüm kurumlarında etkin hale geldiği anlatılıyor.

FETÖ’nün siyasetçilerle ilişkilerinden de örnekler veriliyor. TBMM raporunda da bu dönem “Paralel Devlet Aşaması” diye adlandırılmıştı. CHP’nin şerhi şöyle bitiyor. “15 Temmuz darbe girişimi öngörülen, önlenemeyen ve sonuçları kullanılan bir Kontrollü darbedir.” Bu cümlede en çok katıldığım, “sonuçları kullanılan” ifadesidir.

Gerçekten FETÖ ve darbe girişimiyle mücadele ilgisiz birçok kesimi kapsadı. Cumhuriyet ve Sözcü gibi gazetelere operasyonlar bunun en çok bilineni. Peki 15 Temmuz öngörülebilir miydi? Bu konuda Albay A. Zeki Üçok gibi uyaranlar vardı ama ciddiye alınmadı.

CHP Milletvekili eski Albay Dursun Çiçek gibi FETÖ’cülerin Genelkurmay’da yüzde 10 olduğunu darbe yapma olasılığına “Buna güler geçerim” diyenler de vardı. Bu konu çok tartışılır.

Engellenemeyen mi, engellenmeyen mi?

Raporun en tartışmalı yeri ise “Kontrollü darbe” ifadesidir. Çoğu bölümlerini beğenerek okuduğum rapor bence “Kontrollü darbe” konusunda en önemli soruya yanıt vermiyor; “Darbeyi kim ve nasıl kontrol altında tuttu?” Raporda darbeyi kontrol mekanizmaları, kontrol altına alınırken kimlerin hangi görevleri nasıl icra ettiği anlatılmıyor.

Eğer kontrollü darbeden söz ediliyorsa, “engellenemeyen” ifadesini değil kasıt unsurunu içeren “engellenmeyen” kelimesini kullanılmalıydı. İşte o zaman “Kim bu engellenmeyenler?” sorusu gündeme gelirdi. CHP bunda kasıt unsurunu görüyorsa iddiasını mutlaka yargıya da taşımalı bence.

En önemlisi, 16 Temmuz günü saat 03.00 olarak planlanan darbe planı MİT’e gelen ihbar, ardından Müsteşar Hakan Fidan’ın Genelkurmay’a gelişi, Hulusi Akar’ın aldığı önlemlerle panikleyen FETÖ üyelerinin darbe girişimini 15 Temmuz saat 20.30’e çekmelerinin üzerinde fazla durulmuyor.

O an için önlemlerin yetersizliğinden, beceriksizlikten bahsedilebilir, hatta sorumluların görevden alınması istenebilir ama “Kontrollü darbe” sadece o gece halkın verdiği mücadeleye haksızlık olur.