Günaydın benim sevgili kardeşlerim, günaydın!...
Ahmet Kekeç ve Şamil Tayyar kardeşlerim Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın bayramlarını tebrik edeceklerine sitemlerini sunuyorlar…
ADNAN BERK OKAN
Ahmet Kekeç ve Şamil Tayyar kardeşlerim
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın
bayramlarını tebrik edeceklerine sitemlerini sunuyorlar…
Neden?..
“Vergi affı” çıkararak Aydın
Doğan'ı bile affedip (kurtarıp), “basın
affı”nı “pas” geçtikleri (hapistekilerle,
hapse girecek gazetecileri kurtarmayıp) için…
Yooo, yoooo….
İtiraz yok sevgili kardeşlerim…
Susacak, kaderinize razı olacaksınız…
Çünkü siz her ne kadar iyi niyetli, samimi ve
ilkeli davransanız da politikacıların “Din,
Sermaye, Medya” ayağına dayanmadan
“politika” yapamayacağını bilmeliydiniz…
Politikacıların ulemayı, parayı,
medya patronlarını ve Beyaz Türk'den
dönüşme Liberal(!) köşe yazarlarını, sizlerden daha çok
sevdiklerini bunca yıldır öğrenmeliydiniz...
Çünkü...
Siz “din âlimi” değilsiniz…
“Medya patronluğu”yla ilginiz yok…
Patron ve hatta iktidar sahipleri “Haydi koçum başka
kapıya” dedi mi elinizden, “ulan bana da yapılır
mı?” demekten başka şey gelmez…
Sermaye’ye gelince…
Benim bildiğim tek sermayeniz klavyeniz…
Beyaz Türklük mü?..
Güldürmeyin beni...
Michael Jackson'un kullandığı krem bile yetmez
sizleri beyazlatmaya; siyasal iktidarın gözünde...
Şimdi söyleyin bakalım:
Mevcut veya bir başka iktidar; sizi mi tercih eder, 5 milyar da
vergi cezası kesse yok edemeyeceğini anladığı Aydın
Doğan’ı mı?..
Ben size bunun değil başka bir sorunun cevabını vereyim çünkü bu
sualin yanıtı fazla kolay:
(Hafazanallah) iktidar, SÖZCÜ’nün patronuyla
sizler arasında “tercih” yapmak zorunda kalsa
hangi tarafı tercih eder?..
Bırakın romantizmi…
Neden sizi tercih etsin?..
Sizin neyinizi tercih etsin?..
Tabii ki “Patronu satın almak, hem zenci hem fakir yazardan
yana tavır almaktan daha kârlıdır” diye düşünür, genç
Akbay’dan yana tavır koyar…
Eh…
Baba Akbay’ın “gazeteciliği” de
malûm…
Zengin ama açığı olan sözde işadamlarına “gölge etme başka
ihsan istemem” dedirterek döndü köşeyi…
Akbay’ları iktidardan yana döndürmek, piliç
çevirmenin altını üstüne getirmekten çok daha basittir…
Söyleyin bakayım bana...
Engin Ardıç, Salih Memecan, Emre Aköz, Süleyman
Yaşar dörtlüsünün ya da sizin ikinizin başına bir belâ
gelse, siyasal iktidar bu dörtlü elitist Beyaz
Türk'ü mü tercih eder, yoksa sizin gibi zencileri
mi?..
Ha şöyle "gerçekçi" olun...
Sizi tercih edecek olsaydı onlar STAR'da, sizler
SABAH'ta yazıp köşe olurdunuz ama olmaz...
Çünkü siz kontrol edilemezsiniz...
Çünkü sizin kafanızın tası attı mı ne
Cumhurbaşkanı dinlersiniz ne
Başbakan...
Çünkü sizin gibi fukara temsilcisi yazarlar (elitistlere göre)
"şiddet"ten başka bir şey bilmez...
Çünkü siz; elitistler için fukaraların oylarıyla iktidar olanların
halka edemediği küfürleri Ardıç Kuşu kadar rahat
edemezsiniz...
Yani sevgili kardeşlerim:
“İyi politikacı, iyi Beyaz Türk Liberali”
olmaz…
Hele “En iyi politikacı En iyi Beyaz
Türk Liberali” hiç olmaz…
Olsa olsa; “En az kötü politikacı veya
Beyaz Türk Liberali” olur…
Sadece bu topraklarda değil, siyasetin olduğu bütün ülkelerde
böyledir bu…
Ve onlar da seçim sandıklarında zencileri, seçildikten sonra
elitistleri yeğlerler...
İlle de sen Şamil (Tayyar)…
Senin hükümete çatmaya, Cumhurbaşkanı ve
Başbakan’a “affedin bizi” tarzı
açık mektup yazmaya hiç hakkın yok…
Çünkü sana bu gün olanları (gelecekte) mutlaka yaşayacağını
anlatırken klavyemin tuşları eskidi...
Hem de son üç yıldır...
Hem de Neşe Düzel’e konuştuğun gün…
"Neşe Düzel" dedim de aklıma geldi...
Hanımefendiye iyi bak Şamil…
Eşi Süleyman Yaşar’ı ve SABAH’ta
yazdıklarını iyi izle…
Karı – Koca ikisinin de bir elleri yağda, bir
elleri balda…
Peki sen onlar kadar rahat mısın?..
Elbette değilsin...
Neden değilsin, hiç düşündün mü?..
Kulaklarının arkası bile politikacıların tacizine uğramış biri
olarak ben söyleyeyim:
Siyaset, samimiyeti sevmez de ondan…
"Yahu bir biz miyiz Ergenekonculara ve CHP'ye
çakan?" diye de mızıkçılık yapmayın...
Siz en az çakanlardansınız aslında...
Ve en az küfredenlerden...
Ama...
Benim bildiğim Boğaziçi'nden falan da mezun
değilsiniz yani...
Ya da Galatasaray Lisesi'nden...
Onlar Ergenekon'a ve CHP'ye
çakanların da Boğaziçi mezunu olanlarıyla,
Galatasaray Liselilerini severler...
Elitistleri yani...
Yahu cevizin kabuğunu beğendiği nerede görülmüş?..
Sizin de geçmişiniz bugünkü iktidar sahipleri gibi...
Ağzı çorba kokanlardan...
Ancaaaakkkk...
Şimdi artık yapmanız gereken "sitem" değil...
Her şeye rağmen, Cumhurbaşkanı ve
Başbakan'a destek vermektir...
Madem bir beklentiniz yoktu...
Madem, bugüne kadar bu hükümete inandığınız için destek verdiniz ve
her türlü riski göze aldınız...
Devam edeceksiniz...
Aksi halde (ilke değil, altın sikke için destek verdiyseniz diğer
kimileri gibi) başkalarından ne farkınız kalır?..
Yani...
SABAHçı Salih'ten, Engin'den,
Süleyman'dan, Emre'den...
Elbette onlar hükümetin VIP medyasında çalışıp,
günlerini gün ederken, sizler ay başında maaşlarınızı alıp
almayacağınız kuşkusu ve hapishane korkusuyla yaşayacaksınız...
Mızıldanmayın da oturun oturduğunuz yerde...
Engin ve dahi olmuş zengin
aabilerinizi izleyin gözleriniz kapalı...
Daha, (dünya durdukça yaşayası İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanımızın) Saray Muhallebicilerinin duvarlarına
kazınmış iki satırlık yazınız bile yok be...
Hani "telif" melif ayaklarına
dedim...
adnanberkokan@gmail.com