Gülse Birsel, Domuz gribini nasıl atlattı?
Gülse Birsel, Domuz gribini nasıl atlattım yazısında, hastalık öyküsünü yazıyor.
Domuz gribini hafif atlatan Gülse Birsel, hastalığı alaya alan bir yazı yazdı ama: Gülse Birsel, ancak domuz gribi olanların kullandığı tamiflu ilacını yutarak ayakta kalabildiğini atlamış görünüyor
Gülse Birsel, Domuz gribini nasıl atlattım yazısında, hastalık öyküsünü yazıyor.
Ancak GÖZLERDEN KAÇMAMASI gereken, nasıl olduysa Gülse Birsel'in 'atladığı' bir ayrıntı var:
Birsel'in, grip belirtileri gösterdikten bir gün sonra antiviral ilaç, yani Tamiflu kullanmaya başlamış olması.
Tamiflu kullanımı, sadece RİSKLİ kişilere öneriliyor. Bilindiği gibi Tamiflu, domuz gribine karşı etkili iki ilaçtan en önemlisi; gribin bu ilaca karşı dayanıklılık kazanmasından korkuluyor.
İlginç olan, Birsel'in, Tamiflu kullanarak 'iyileşmiş' olmasına rağmen, hastalığı küçümseyen, 'hastalıktan kolayca kurtulmuş olmasına' sevinen hali.
Acaba Birsel, pek çok hastanın bu ilacı HİÇ KULLANMADAN iyileştiğinin farkında olmayabilir mi?
Yada doktorların, Gülse Birsel gibi SAĞLIKLI kişilere bu ilacı ASLA ÖNERMEDİĞİNİ gözardı ediyor olabilir mi?
İŞTE BİRSEL'İN YAZISI:
Hatırlarsanız birkaç hafta önce "Domuz gribi filan tanımam, çıksın karşıma, bir haftada duman ederim" anafikirli ukala bir yazı yazmıştım. Yanılmışım. Dört günde duman ettim! Bu muymuş yani? O kadar yaygara? O kadar panik? Aşı olduk olmadık, başbakanla sağlık bakanı uyuşamadı, dışarı çıkmayın, sinemaya gitmeyin, bir kavga bir gürültü... Bu muymuş yahu? İlk gün boğazımda hafif bir kuruluk hissettim. Sanki öksürsem veya sıcak bir şey içsem geçecek gibi.
GRİP BELİRTİLERİ AKŞAMA DOĞRU ETKİSİNİ GÖSTERDİ
Pek aldırmadım. Akşama doğru hafif ateşle birlikte sindirim sistemimde, nasıl desem, bir detoks çabası belirdi! "Eyvah," dedim, "İşte tipik belirtiler, bittim ben"! Bu genç yaşta H1N1'in esiri olacağım! Hastanelere kaldırılacağım, serumlar takılacak, ateşler içinde yanacak, kâbus göreceğim.
Belki akciğerler duman olacak, belki solunum sisteminde dönüşü olmayan hasarlar kalacak. Hatta belki, Allah korusun, bu genç yaşta... En verimli dönemimde... Hayır sevenlerim çok üzülür, ama efsane olurum bir yandan!
HELALLİK İSTEDİ
Öyle ya... Çağın en büyük pandemisi değil mi bu kardeşim? Dehşet içinde aşı yapılmıyor mu herkese? İlgili kimseleri arayıp, dramatik bir sesle grip olduğumu, haklarını helal etmelerini söyleyerek 7 Kocalı Hürmüz'ün İzmir galası ve müteakip hiçbir röportaja katılamayacağımı belirttim. O gece hem durumun daha da vahimleşmemesine şaşırarak, hem de fenalaşıp hastaneye kaldırılmaya hazırlıklı vaziyette uyudum!
Ertesi sabah hâlâ gayet iyi hissettiğim halde, hafif ateşim olduğunu görüp doktorla konuştum ve domuz gribi teşhisini telefonda aldıktan sonra, ellerim titreyerek antiviral grip ilacına başladım!
AŞI İÇİN TEST YAPTIRDI
İki gün 37.8-38 santigratlık vücut ısısıyla evde oturup film
seyrettim. Az bir şey boğaz ağrısı, günde dört beş defa hafif
öksürük, belli belirsiz kas ağrıları, azıcık yorgunluk. "Domuz
gribi paniği" diye bir şey olmasa "hafif üşütmüşüm" deyip çalışmaya
devam edeceğim bir hal! Dördüncü gün kalkıp alışverişe çıkma
arzusuyla yanıp tutuşacak kadar enerjiktim! Dedim ki "Bu yanlış
teşhis, soğukalgınlığını A grubu grip zannettik!" Sonradan aşı olup
olmama konusunda doğru karar vermek amacıyla test yaptırdım.
KENDİSİNİ KARANTİNAYA ALDI
Testin sonuçları, altıncı gün, artık evde oturmaktan fenalık
geçirip, giyinip sinemaya gitmek üzere olduğum anda geldi: Kapı
gibi domuz gribiydim! Ve yedi gün boyunca eşe dosta
bulaştırabilirdim, dolayısıyla iki gün daha karantina altında evde
kalmam uygun olacaktı! Birkaç gün daha halka karışmadım, bu esnada
evde oturup çıkacak kitabımı bitirdim, onuncu günde de kalkıp
süslenip bir film galasına katıldım! Dostlarım, sevgili
okuyucularım! H1N1 hakkında kişisel tecrübelerime göre, benim
ömrümde geçirdiğim en hafif grip! Kaprissiz, mülayim karakterli bir
virüs! Hani grip olunca geceleri boğaz acır, burun akar, öksürük
olur, insan bir gıdım uyuyamaz, gittikçe sefilleşir ya, bu
garibanda hiç öyle numaralar yok! Kütük gibi uyuyor, hapır hupur
yiyorsun. Hafif ateş, hafif rehavet, "Esas kötü evresi herhalde
daha başlamadı" derken derken, fıss bitiveriyor!
HUYU İYİ ŞÖHRETİ KÖTÜ
"Üç gün uyku, dördüncü gün deniz" diye nitelendirebileceğimiz bir süreç! Ben, benim gibi atlatanların (ki doktorlar çoğunluk olduğumuzu söylüyorlar) H1N1 tecrübesine "Arda Turan tipi iyileşme" diyorum. Böylece benim de kategorisel olarak sportif bir insan olduğum sonucu çıkıyor ki, yalan! İnanın ona bile gerek yok! Genel olarak sağlıklı, solunum sisteminde kronik hastalık olmayan, güçlü, normal yiyen, normal uyuyan, ne bileyim pek sigara filan da içmeyen biriyseniz, domuz gribini farkına varmadan, hafif bir soğukalgınlığı gibi atlatabilirsiniz! Eğer "Risk grubundayım", "Sağlığım ve/veya yaşım herhangi bir gribi kaldırmayabilir", "Bebeğim var, bakıcı yok, hastalanırsam bittik," ne bileyim "İşimi bir gün bile aksatmak istemem, ben matine suare sahneye çıkıyorum kardeşim" veya "Grip olamam, her hafta maçım var hacı" filan diyorsanız, ya da pimpirikli tipseniz, canınız öyle istiyorsa, aşı olun. Değilse olmayın. Bu kadar basit. Her yıl ziyaret eden normal grip ve normal grip aşısından daha özel bir durumla karşı karşıya değiliz bence. Bu konuda da bu kadar kafa patlatmayın, grip olmayalım derken ruh hastası olacağız yakında ha! Tamam el yıkayın, öpüşmeyin filan... Ama hayata karışın, sinemaya tiyatroya gidin, otobüse binin, keyfinize bakın. Ne bu be, aaa! Yanarım yanarım güzelim İzmir'deki galaya gidemediğime yanarım!