Gülerce'den 'sadece gazetecilik yapalım' çağrısı

"Medya ile ilgili benim hâlâ umutlarım var. İnsaf ve vicdan sahibi kalemler ortak bir çağrı yapabilirler. Kimseyi kastetmeden, kimseyi hedef göstermeden şunu söyleyebiliriz: Çıkış yolu, sadece gazetecilik yapmamızda…"

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yaşadığımız süreci "Akıl tutulmasına mahkûm gibiyiz…" diye değerlendiren Zaman yazarı Hüseyin Gülerce "bu durum kimseyi “öteki”ne karşı bir zafer hazırlığına, havasına sokmamalı. Çünkü bu halden galip çıktığını zanneden, galip olmayacak." yorumunu yaptı.

Gülerce "ülkenin huzuru, istikrarı ve kalkınması; sadece ve sadece, hukukun üstünlüğüne dayanan, ferdî hürriyetleri ve toplumu önceleyen, herkesin hesap vermesini sağlayan sağlıklı bir demokrasi zeminine bağlıdır. Bu zemin varlığı, birbirimizi dinlemeye, anlamaya, hoş görmeye, uzlaşmaya, bunun için de sahici, samimi bir diyaloğa bağlıdır." çağrısına siyasilerin ses vermediğini ancak gazetecilerden hala umutlu olduğunu yazdı.

İşte o yazıdan çarpıcı bir bölüm:

ÇIKIŞ YOLU SADECE GAZETECİLİK

"... medya ile ilgili benim hâlâ umutlarım var. İnsaf ve vicdan sahibi kalemler ortak bir çağrı yapabilirler. Kimseyi kastetmeden, kimseyi hedef göstermeden şunu söyleyebiliriz: Çıkış yolu, sadece gazetecilik yapmamızda…

Bizim mesleğimizin evrensel ilkeleri var. Sadece bu ilkeleri hatırlasak, sadece bu ilkelerin ışığında gazetecilik yapsak... 

Tamam, kiralık katiller gibi kiralık kalemler, televizyoncular var.
Tamam, doğruları söylemek için değil, gerçekleri karartmak için çuvalla para alanlar var…
Tamam, şahsî talepleri karşılanmadığı, eski devirlerdeki menfaatleri, konumları kaybolduğu için iktidarla kavgaya tutuşanlar var.
Tamam, iktidarın emrine girip algı operasyonlarında görev alan, istihbarat teşkilatlarının servis ettiği malzemelerle kin ve nefretle alçakça şahsiyet cellâtlığı yapanlar var.
Tamam, birileri için ahlak sükût etmiş, şeref ve haysiyet kaybolmuş…
Tamam, bugün var, yarın yok insanlar, mesleğimizin yüz karası olmayı umursamıyor…

GELİN SADECE GAZETECİLİK YAPALIM

Ama gerçek gazeteciler yılmamalı, korkmamalı, sinmemeli. Bugünlerin yarınları da var. Eninde sonunda bu ülkede demokrasi terbiyesi, demokratik olgunluk, hak ve adalet anlayışı galip gelecektir. Eninde sonunda yanlış yapanlar bir fatura ödeyecek, sağlıklı demokrasinin kapıları ardına kadar açılacaktır…

Geliniz sadece gazetecilik yapalım. Gelin sadece basın meslek ilkelerini hatırlayalım. Saygınlığımıza gölge düşürebilecek yollardan, yöntemlerden ve duruşlardan uzak duralım.

“Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadeler kullanmayalım. Yayınlarda hiç kimseyi ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi veya ilişkisi, dinî inançları, fizikî kusurları veya yaşı nedeniyle aşağılamayalım, kınamayalım. Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı yayınlar yapmayalım. Kamusal bir görev olan gazeteciliği, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet etmeyelim. Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberleri, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlamayalım.”

Evet, dinleme kayıtlarını ve kasetleri kimseye karşı kullanmayalım. Yargı kararı olmadan kimseyi suçlu ilan etmeyelim. Yargısız infazlar yaparak gazete sayfalarını ve ekranları giyotinlere, darağaçlarına döndürmeyelim. Nezaketi, üslup güzelliğini, birbirimize saygıyı esas alalım.