Gülen de mi İslâm Düşmanı?..
Hocaefendi o açıklamayı yapıncaya kadar; fırsat ve imkân bulsalar silâh kuşanıp İsrail’le savaşa(!) gideceklerdi…
ADNAN BERK OKAN
İsrail’in kanlı saldırısı ve Fethullah Gülen’in olaya bakışıyla ilgili bir şeyler yazmadan önce önemli bir ayrıntı:
Benim için din ne kadar değerli ve saygın bir kurumsa, çağdaşlaşma da o kadar önemlidir…
Birincisiyle huzur dünyamı düzenlerim…
İkincisiyle ise maddi - manevi tüketim dünyamı, birey olarak diğer bireylerle sosyal ve hukuki ilişkilerimi yaşarım…
Bu bakımdan olsa gerek Fethullah Gülen hareketinin “Din” anlayışını kendime çok daha yakın bulurum…
Ama…
Bu arada Gülen Hareketi ile Gülen adını kullanarak ekonomik bir imparatorluğa dönüşmüş olan Cemaat Holding yöneticilerini ayrı kefelere koyarım...
Serdar Turgut “Fethullah Gülen cemaatine destek verdim” diyor…
Ne zaman başlamış o desteği vermeye?..
Cemaatin konuğu olarak, cemaatin parasıyla Nijerya’ya gittikten sonra…
Ben ise çok daha önceleri Çiller’e, ondan sonra Ağar’a ve 2008 Mayıs’ında da Deniz Baykal’a Gülen cemaatiyle ilişki kurmalarını bizzat önerdim.
TSK'ya, Gülen Cemaati'ni karşısına almasını değil, yanına çekmesini tavsiye ettim...
Ama ben bunları adlarını andığım liderlere ve TSK'ya önerirken, Cemaat henüz bir "Ekonomi İmparatorluğu" olmamıştı...
Finans şirketleri yoktu...
Haliyle yöneticileri siyasal iktidara göbeklerinden bağlı değildi...
Medyası mütevazıydı...
Siyasal iktidarlara ihtiyaç duymayacak ölçekteydi...
Çobançeşme'de o küçük binada çalışıyorlardı...
Aynı semtteki on milyonlarca dolarlık devasa gökdelen henüz dikilmemişti...
Eğitim kurumları siyasetle hiç ilgilenmiyordu...
Şimdi öyle mi?..
Şimdi her üç sektörde de siyasal iktidarın serumuyla ayakta duruyorlar...
Çok uzun yıllardır, "Gülen Hareketi" ile "Cemaat Holding" arasına bir çizgi çizmemin sebebi Ekonomi İmparatorluğu'nun giderek siyasallaşmasıdır.
Fethullah Gülen'in, İsrailli katillerin, Mavi Marmara Gemisi'ne yaptıkları saldırıda, "Savaş tehlikesini" de göz önüne alarak yaptığı açıklama; benim burada daha saldırının öğrenildiği anda yazdıklarımla örtüşüyor...
Çünkü Birand'ın çok güzel ürettiği o hüküm cümlesinde dikkati çektiği gibi, "İnsani yardım" yolundan çıkmış, "İslâmi yardım"a dönüştürülmüştü...
Bu ise, Muhammedî - Musevî Savaşını "tahrik etmek" demekti.
Aynı süreçte Cemaat Holding'in medyası Hocaefendi o açıklamayı yapıncaya kadar; fırsat ve imkân bulsa silâh kuşanıp İsrail’le savaşa(!) gidecekti…
Çünkü Cemaat Holding Medyası; siyasal iktidarın gözüne hoş gelecek, siyasal iktidarın öfkesini çekmeyecek yayın yapmaya mecburdu...
Peki Cemaat Holding Medyasının kalem erbabı İsrail'le savaşmak için bölgeye gider miydi?..
Asla gitmezdi…
Başkalarını, gencecik çocukları gönderir öldürtürlerdi…
Sonra da devlete başvurur, “Şehit oldular” diye kanun çıkarılmasını isterlerdi…
Neden böyle?..
Dedim ya...
Ekonomik imparatorluk “Siyasal İktidar desteği” olmadan yaşayamayacak kadar büyüdü…
Oysa Fethullah Gülen’in böyle bir zorunluluğu hiç olmadı…
O, olaylara her zaman sevgi, barış, dinler arası diyalog penceresinden baktı…
Elbette sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Allah'ın gönderdiği son elçiydi ama Kur'an, Hz. Musa'yı da "inkâr" etmiyor aksine "kutsuyor", ondan övgüyle söz ediyordu...
İlerleyen yıllarda bu iki kardeş ümmeti savaştıranlar, toprak ve iktidar kavgası yapan açgözlülerdi...
Dini, kendi çıkarlarına alet eden egemenlerdi...
Sevgili dostlar;
Cemaat Holding ya da bir başka deyişle Ekonomi İmparatorluğu, Gülen'in temiz duyguları üzerine bina edildi…
Ve siyasal iktidarların hepsine yakın durup ekonomik gelişmesini sürdürürken sürekli "Fethullah Gülen Hareketi"ni kullandı...
Asıl büyümesini ise Ak Parti iktidarında gerçekleştirdi…
Cemaat Holding bugün iktidarı karşısına almamak için, Fethullah Gülen’i bile bir anda “İslâmiyet Düşmanı” ilân edebilir…
Nitekim hemen saldırıya geçtiler!..
Açıklamlarından bazılarını sansürlediler...
Çünkü artık Fethullah Gülen'e ihtiyaçları kalmadı...
Cemaat Holding artık yeni bir OYAK...
OYAK, ekonomik büyümesini tamamladıktan sonra nasıl TSK'ya (OYAK Yardımlaşma'ya) yüz çevirdiyse ve generallerin bir bir tutuklanması karşısında siyasal iktidara destek veriyorsa; Cemaat Holding de bundan böyle siyasal iktidarların yanında, Gülen Hareketi (Dinler Atrası Diyalog, Sevgi ve Barış) 'nin ise karşısında yer alacaktır...
Son 4 yıldır, Fethullah Gülen'in yavaş, yavaş öldürüldüğünü yazdığım için bana öfke kusanlar, şeker hastası hocaefendinin masasında yer alan baklava tabağını ve müritlerini (!) hatırlasınlar...
Hâsılı...
Cemaat Holding'in yeni yörüngesi artık tamamen belli oldu:
Bugün Ak Parti iktidarı, yarın kim iktidar olursa ona...
CHP veya MHP hatta (şimdilik imkânsız ama) BDP'ye...
Ben işte bu gelişmeleri çok önceden yazdığım için Cemaat Holding’in saldırılarına uğradım…
Böyle baba olur mu?.
İsrailli katiller tarafından öldürülen Furkan’ın Doç. Dr. olan babası bakın ne diyor:
“Furkan’ımız şehit olduğunda evimizde güller açtı”…
Bunları okuyunca tüylerim diken diken oldu.
Bu çağda, 21. yüzyılın ilk on yılının sonlarında “Evlâdı öldürüldüğü” için “bayram” eden bir baba…
Aklım almıyor…
Almıyor çünkü sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bakın ne diyor:
“Bir gün, savaşmak isteyen bir genç, bana geldi, 'Anam babam arkamdan çok ağladılar ama ben vatanım için savaşmak istedim' dedi. Gencin yüzüne baktım, samimiydi. 'O halde dön evine. Çünkü ananı babanı ağlatarak girdiğin günah, vatan için savaşırken kazanacağın sevaptan büyük” dedim.”
Söyleyecek başka söz bulamıyorum…
adnanberkokan@gmail.com