Gülben Ergen gazeteciliği Hürriyet Ombudsmanı'ndan tepki aldı
Hürriyet'in Kelebek ekinin röportajcılarından Gülben Ergen'in, kendi oynadığı filmin yapımcısı ve yönetmeni Mahsun Kımızıgül ile röportaj yapmasına Faruk Bildirici'den tepki geldi...
Röportajı yapan isim Gülben Ergen'di...
Ancak Gülben Ergen aynı zamanda, Vezir Parmağı filminin başrol oyuncularından birisiydi...
Bu durum, bazı Hürriyet okurlarını dikkatini çekti...
Hürriyet gazetesi Ombudsmanı Faruk Bildirici de okuyucadan gelen tepkilere hak verdi ve o röportajın Hürriyet'e zarar verdiğini yazdı...
Gazetecilikte çıkar çatıymasıyla ilgili genel geçer kuralları ve Doğan Yayın İlkeleri'nin birinci maddesini hatırlatan Faruk Bildirici, Meliha Karaboncuk adlı okurun, “Gülben Ergen sizin yazarınız olabilir ama aynı zamanda o filmin de oyuncusu. Hanımefendi kendi filmini tanıtmış. Siz de yayınlamışsınız” eleştirisine hak verdi.
Faruk Bidirici'nin "sözde emir", "sözde örgüt yöneticisi" gibi son dönemde sıkça kullanılmaya başlayan tanımlamalara da itirazı var...
İşte Faruk Bildirici'nin yazısından ilgili bölümler:
GÜLBEN OYNADIĞI İÇİN Mİ O FİLM VE YÖNETMEN ÖVÜLDÜ?
Son derece önemli bir noktaya değiniyordu okur. Gülben Ergen bir sanatçı, şarkıcı, oyuncu ve aynı zamanda Kelebek’e söyleşiler yapıyor. 27 Ocak’ta da yönetmen Mahsun Kırmızıgül ile yeni filmi “Vezir Parmağı” hakkında söyleşi yapmıştı. Ama okurun dikkat çektiği gibi, Gülben Ergen aynı zamanda Kırmızıgül’ün yönettiği ve söyleşiye konu olan o filmde oyuncu. Söyleşinin konusu ve öznesiyle maddi ve manevi çıkar ilişkisi söz konusu. Sinema sanatsal olduğu kadar ticari bir faaliyet, bir sektör.
Gülben Ergen’in böyle bir ilişki içinde bulunması, hem kendisinin söyleşiyi hazırlama tarzını hem de Kelebek yöneticilerinin o söyleşiye ilişkin editoryal kararlarını etkilemez mi? Buna olumsuz yanıt vermek zor. Ama daha önemlisi, bu söyleşinin ilişkilerden dolayı yapıldığı, filmin ve yönetmenin bu nedenle övüldüğü kuşkusunun doğması. Bu “kuşku”, Hürriyet’e zarar verir.
‘SÖZDE’ YİNE MODA
SÖZDE” sözcüğü yine moda oldu. İlgili ilgisiz, yerli yersiz birçok haberde karşımıza çıkabiliyor.
5 Şubat’ta, Hürriyet’teki iki farklı haberde “sözde” sözcüğü kullanılmıştı. Birinci haber, ABD’in yeni başkanı Trump’ın, vize yasağını askıya alan federal yargıç James Robart’a “Sözde yargıç” diye çıkıştığını duyuruyordu.
İkinci haber ise El Bab’daki operasyonlarla ilgiliydi; “4 sözde emir daha ölü”başlığının altında “Öldürülen DEAŞ’lılar arasında örgütün sözde 4 emirinin olduğu belirlendi” bilgisi veriliyordu.
Peki “sözde” ne demek? “Gerçekte öyle olmayıp öyle geçinen veya bilinen”. Türkçedeki anlamı bu. Şimdi haberlerdeki kullanıma bakalım. Trump’ın tepki gösterdiği kişi bir yargıç mı? Evet ama Trump, “sözde yargıç” diye niteleyerek onun gerçek bir yargıç gibi davranmadığını savunuyor. Trump, düşüncesini ifade etmek açısından doğru sözcük seçmiş; “sözde” sözcüğünü yerli yerinde kullanmış.
“4 sözde emir daha ölü” haberinde kime “sözde” deniliyor? “Emir” olarak tanımlanan örgüt üyelerine. Oysa bu terör örgütünün varlığı bir gerçek “sözde”falan değil. Bu kişilerin o örgüt içinde yönetici pozisyonunda oldukları da doğru. O nedenle burada “sözde” yazmanın anlamı yok. Tam tersine “sözde” denince bu kişiler sanki örgüt yöneticisi değillermiş gibi bir ifade doğuyor.
Nitekim Hürriyet’te 6 Şubat’ta Dünya sayfasında yayınlanan haberde “DEAŞ’ın Ürdünlü emiri öldürüldü” başlığı kullanılmıştı. Haberin içinde de “sözde emir”falan denilmiyordu. Doğrusu da buydu.
“Sözde” sözcüğü PKK ile ilgili haberlerde de zaman zaman göze çarpıyor. Kimi haberlerde “PKK’nın sözde bölge sorumlusu” gibi ifadeler kullanılıyor. Halbuki “sözde” demek gereksiz. “Bölge sorumlusu” tanımı, o kişilerin örgüt içindeki konumunu belirtiyor. Aklımıza esti, canımız istedi diye sözcük kullanamayız. Haberler, meramımızı anlatmamıza yaramayan ya da yanlış ifade eden sözcükleri yığabileceğimiz çöplük değildir. Ayrıca bir gazetede dil ve sözcük seçimi konusunda bütünlük olmalı. Gazetenin dili, gününe, muhabirine, sayfasına göre değişkenlik göstermemeli.