Gülay Göktürk için...

Ortada henüz ne olduğu anlaşılmamış bir telefon dinlemesi var.
Eğer doğruysa çok ama çok vahim. Montajlıysa da, hazırlayan odağın gözü dönmüşlüğünü, ne kadar korkunç tertipler yapabileceğini, demokratik rejimin altına dinamit koyup havaya uçurmasının işten bile olmadığını göstermesi bakımında çok vahim.
Bu durumda ne olması gerekir? 
Herkesin tek bir cümlede birleşmesi: Gerçeği istiyoruz, hemen şimdi!

Az önce okuduğunuz bu satırları Gülay Göktürk'ün Bugün'de başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladım...
Öncelikle; beğenerek okuduğum objektif yazarlar arasında adını gözümü kırpmadan andığım için beni mahcup etmediği için Gülay'a teşekkürler...
Sonra da köşe yazarlığı değil "Taraftarlık/Siyasi Amigoluk" yapan diğer meslektaşlarıma sesleniyorum...
Yahu ne bu acele!..
Ortada bir uzman raporu bile olmadığı halde bir taraf "suçlu" diyor...
Diğer taraf "Masum"...
Eğer yargılamaların hepsi sizlerin zihniyetinizde yapılsaydı mahkemelere, bilirkişilere ne gerek vardı?..
Ya; bakanlardan birinin dediği gibi "hislerle" karar verilirdi masumiyetlere...
Ya da müzmin muhaliflerin iddia ettikleri gibi, sıradan kulaklara güvenilerek...
Oysa hukuk devletinde öncelik yasalarındır...
Usül hukukunundur...
Bağımsız ve tarafsız mahkemelerindir...
Diyeceksiniz ki: "Bağımsız ve tarafsız mahkeme mi kaldı?.."
Kalmadıysa bırakmayan da yine sizlersiniz...
Kiminiz Silivri'deki mahkemeleri batırdınız yerin dibine...
Kiminiz de 17 ve 25 Aralık savcılarını...
Halk ne yapacak?..
Hâsılı...
Sabır ey güzel meslektaşlarım...
Sabır...
Bırakın cüzdanlarınızı açıp bakarak boş ya da doluluğuna göre ahkâm kesmeyi de, Göktürk gibi işin yargıya, uzman/bilirkişilere havale edilmesi için yazın sizler de...
Sonunda mutlaka ya bir taraf, "Gördünüz mü bak işte başbakan masummuş" diye alkış tutar; ya diğer taraf "Gördünüz mü bak işte başbakan suçluymuş..." diye...
Ama...
Hukuk delinmemiş olur...
Bugün yaptığınız sadece siyasi amigoluk da değil; hukukun ırzına geçmek ve sonra da boğup öldürmek...
Sizlerin yapamadığını yapan Gülay Göktürk'ü bu samimi, vicdanlı, objektif yazısı nedeniyle alkışlıyorum...