Gülay Afşar

Konuk “karşı” mahalleden olunca Gülay Afşar’ın nezaketi sürse de hoşgörüsü bitiyormuş meğer…

İlim insanlarını “yanlışlamaya” çalışmak saygısızlıktır…
İlim insanlarının düşüncelerine, kuramlarına inanmayabilirisiniz tabii…
Sizin yaşam tarzınıza, siyasi görüşlerinize ters düşebilir…
Onlarla tartışabilirisiniz ve tartışmalısınız da…
Ama…
Onları ısrarla yanlışlamaya çalışmak, “sadece benim inandığım görüşler doğrudur” demektir.
Sözü dün gece NTV’de keyifle izlediğimiz Gülay Afşar - Ali Bulaç sohbetine getireceğiz…
Gülay Afşar tabii ki ev sahibesi, Ali Bulaç da konuktu...
Biz Gülay Hanım’ı bugüne kadar ya “kazanan” ilân ettik ya da “alkışladık”
Ama dün gece gördük ki; biz Afşar’ı sadece kendi mahallesinin kültürü ve inancına yakın konuklarla sohbet ederken takındığı olgun tavır nedeniyle alkışlamış veya “kazandı” ilân etmişiz…
Konuk “karşı” mahalleden olunca Gülay Afşar’ın nezaketi sürse de hoşgörüsü bitiyormuş meğer…
Evet efendim;
Afşar, Ali Bulaç’ı ve savunduklarına inanmayabilir…
O görüşlerle hiçbir uyumu söz konusu da olmayabilir…
Ama bütün bunlar Ali Bulaç’ın külliyen “yanlış” Afşar’ın ise tepeden tırnağa “doğru” olduğunu göstermez…
Hâsılı;
Dün geceye kadar hep takdir ettiğimiz Gülay Afşar için bu defa “kaybetti” diyoruz…
Çünkü…
Onu ilk defa dün geceki kadar “hoşgörüsüz” ve “yanlışın var; benim düşüncelerimden ve görüşlerimden başka doğru olamaz” modunda gördük…
Umarız bizi okur, umarız bundan böyle konuğu bir başka mahalleden olsa da görüşlerini yanlışlamak yerine; “neden doğru” olduğu konusunda ikna imkânı verecek sorular sorar…
Ya da konuğunun görüşlerine neden katılmadığını kendi penceresinden gördüklerini kırıp dökmeden anlatarak yansıtır izleyenlere…