Görüntüleri kim sızdırdı? Mustafa Ceceli'den ilk açıklama

Eski eşi Sinem Gedik ve şarkıcı İntizar arasında ilişki olduğunu iddia ederek mahkemeye başvuran ve kanıt niteliğinde görseller sunan Ceceli'ye eleştiri yağmıştı. Hafta sonundan beri sessizliğini koruyan Ceceli'den beklenen açıklama geldi.

Şarkıcı Mustafa Ceceli'nin eski eşi Sinem Gedik'in şarkıcı İntizar'la ilişki yaşadığı iddiası ve sosyal medyada yayılan görüntüler hafta sonu gündemin ilk sırasına oturdu. Tüm bu gelişmeler yaşanırken sessizliğini koruyan Mustafa Ceceli'ye ise tepkiler çığ gibi büyüdü. Şarkıcıdan ilk açıklama geldi.

İŞTE MUSTAFA CECELİ'NİN AÇIKLAMASI

Kişilerin yönelimleri asla benim meselem olmadı, olamaz da. Beni ilgilendiren tek mesele küçücük evladımın psikolojik gelişimi ve travmalarıdır. Bu nedenle 3 Temmuz'da, içinde bulunduğum şok edici duruma rağmen en sağlıklı çözüm yolu olarak yargıya başvurdum ve velayet davası açtım.

Söz konusu ilişki bir boşanma travmasının ürünü değildir. Boşanmadan önce başlamıştır ve bugüne kadar süregelmektedir. Çocuğumun yaşadığı travmaların ortaya çıkmasıyla dava konusu olan şey çocuğun bulunduğu ortamlarda onun ruhsal durumunu bozan davranışlardır. Çocuğumun da bu davranışlara maruz bırakıldığı ilgili görüntüler dava dosyasında yer almaktadır.

Empatiden yoksun hakaret, eleştiri ve iftiraların hiçbiri çocuğumun bizzat bana anlattıklarından ve yaşadıklarından önemli değildir.

'ÇOCUĞUNUZU KURTARIN!'

Hiç kimsenin evine girmedim, hiç kimsenin evine kamera yerleştirmedim. Dava dosyasındaki görüntüler benim elime, kimliği belli olmayan kişilerin mail atması ile geçmiştir. Dolayısı ile tarafımca asla bir bir gizli çekim söz konusu değildir. Kanıtlar arasında kimliği belli kişilerce "Çocuğunuzu kurtarın" başlığı altında ihbar mailleri de bulunmaktadır. Tek düşüncesi evladı olan bir baba olarak ise görüntüleri basına sızdıracak son kişiyim. Çocuğumun annesinin de bulunduğu görüntüleri kamuya sızdıranlarla da hukuk önünde hesaplaşacağımın bilinmesini istiyorum.

Dava dosyasının şahitlerini telefonla arayarak tehdit edenler ya da rüşvet teklif edenler, küçücük bir çocuğun gerçek mağduriyetini hiçe sayarak mağduru oynayanlardır. Bu konuda herkes hukuk önünde hesap verecektir. Çocuğumuzun bulunduğu ev ya da ortamda yaşananlar, cinsel yönelim duyarlılığıyla görmezden gelinecek şeyler değildir. Bir çocuğun gözünün önünde onun dengesini ve psikolojik olarak gelişimini zedeleyecek davranışta bulunan kişilerle ilgili tek bir açıdan bakılarak yaratılan mağdur algısını ve konuyu “cinsel yönelim” düzleminde basitleştiren “algı yönetimini” bir kanara bırakarak, çocuğun yaşadıkları ve babanın ruh halini de düşünerek konunun değerlendirilmesini kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.

Kimseye zarar vermek gibi bir düşüncem yok, tek derdi evladı olan bir babayım. Söz konusu evladı olunca sadece “onu” düşünecek her baba gibi.