'Görünen o ki iki ölüm haberden sayılmıyor'
"Görülen o ki, iki ölüm ‘haber’den sayılmıyor" yorumlayan Hasan Cemal, "Oysa, bu ölümler ve karakol-kalekol inşaatlarına karşı Kürdistan coğrafyasında tırmanan eylemler ‘alarm çanları’dır" yazdı.
GAZETECİLER.COM
-
Hasan Cemal, T24 internet sitesindeki köşesinde
gerginlik sınırını aşıp iki kişinin ölümüne yol açan Lice'deki
Kalekol eylemlerini yazdı.
Çözüm sürecini etkileyebileceğini düşündüğü için medyanın ilgi
göstermediği olayları "görülen o ki, iki ölüm ‘haber’den
sayılmıyor" yorumlayan usta yazar, "Oysa, bu
ölümler ve karakol-kalekol inşaatlarına karşı Kürdistan
coğrafyasında tırmanan eylemler ‘alarm çanları’dır"
yazdı.
"Barış yapmak istediğin tarafın hassasiyetini görmezden gelmek, zamanla barış ve çözüm yolunu tıkamaya başlar. Eski deyişle, eşyanın tabiatında vardır bu." diyen Hasan Cemal, yazısında KCK'nın son açıklamasına değindi ve "KCK’nın dünkü bu bildirisinin altını çizmek, ‘çözüm süreci’ne sahip çıkmak ve barışı savunmaktır. KCK’nın bu duyarlıklarını gözardı ederek çözüm ve barış savunulamaz. Kimse kendini aldatmasın." yazdı.
İşte Hasan Cemal'in bugünkü köşesinden çok çarpıcı bölümler:
ERDOĞAN VE ÇİLLER ARASINDA BİR FARK YOKTUR
Nitekim KCK dün hükümeti çok sert eleştiren bir
bildiri yayımladı.
Bazı bölümleri şöyle:
“Çatışmasızlıktan (23 Mart 2013 tarihli ateşkes) sonra
AKP’nin yaptığı ilk iş, karakol yapımına girişmek olmuştur. Bu
yaklaşım bile fiili olarak çatışmasızlığı ortadan kaldıran bir
tutum olmuştur.”
“AKP böyle bir tutum ve uygulama içinde olunca
gerillanın geri çekilmesi durdurulmuştur. Ancak
AKP bu uyarıyı bile dikkate almamış,
çatışmasızlığı istismar etmeyi sürdürerek çözümsüzlük politikasında
ısrar etmiştir.”
“Lice’deki katliam AKP’ nin çözüm politikası
olmadığını, aksine halkın direniş iradesini bastırma kararında
olduğunu göstermiştir.”
“Erdoğan’ın B ve C planlarının esas olarak halkın özgür
ve demokratik yaşam iradesini kırmak olduğu bir daha
anlaşılmıştır.”
“AKP'nin on iki yıllık politikası açıkça göstermiştir
ki, Tayyip Erdoğan ile Çiller arasında amaç ve hedefte bir fark
yoktur; sadece Özgürlük Hareketi’ni tasfiye etmede yöntem
değişikliğine gidilmiştir.”
“Lice saldırısının, bir psikolojik savaş
çalışması olan Amed’deki çalıştaydan sonra gelmesi
tesadüfi değildir. Bu çalıştayla hem halkın bu direnişini
bastırmaya siyasal meşruiyet yaratılmaya çalışılmış, hem de
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar Kürt halkı ve demokrasi güçleri
avutulmak istenmiştir.”
“Direnişle bu özel savaş politikası boşa
çıkarılmadığı müddetçe, devletin AKP eliyle uyguladığı
oyalama ve çözümsüzlük politikası
sürdürülecektir.”
Son söz:
KCK’nın dünkü bu bildirisinin altını çizmek, ‘çözüm
süreci’ne sahip çıkmak ve barışı savunmaktır.
KCK’nın bu duyarlıklarını gözardı ederek çözüm ve barış
savunulamaz.
Kimse kendini aldatmasın.
Ve ‘eleştirel düşünce’dir tarihin tekerleğini
iyiye, doğruya çeviren, insanoğluna daha güzel ufuklar açan…
Eleştiriden korkmayın!
Ayrıca, doğrular kimsenin tekelinde değildir, gerçek bir değil, bin
yüzlüdür.