Görün şu kızcağızı da artık ama!..
kadın cinselliğin en müptezelini yazıyor kimsenin gıkı çıkmıyor… “Görün beni ablalarım, kardeşlerim” modunda yazılar yazıyor…
GAZETECİLER.COM
Medyamızda bir “parlatma çetesi”
mi var ne?..
İstedikleri yazar dostlarını
“vezir”, sevmediklerini ise “rezil” etmekte pek mahir bir
“çete”…
Meselâ…
Cinsellik yazan kimi kadın
yazarlarımızı öyle parlatıyorlar ki ortalık “cilâ
kokuyor”…
Bazılarını ise görmezden
geliyorlar…
Görmezden gelinenlerden biri
VATAN’da Dilek Önder…
Yahu kadın cinselliğin en
müptezelini yazıyor kimsenin gıkı çıkmıyor…
“Görün beni
ablalarım, kardeşlerim” modunda yazılar
yazıyor…
İnternet nüshasında onun adı Ruhat
ve hatta Güngör Mengi’nin bile üstünde ama “hayır!”…
Ne gören var, ne bilen, ne de
sataşıp haber yapan…
Bakın Allah
aşkınıza?..
Şu kızcağızın hemcinsi olup da
yıldızlaşanlardan ne farkı var?..
Bugünkü yazısında da, “İyi sevişen
cennete gider”den çıkıyor yola...
Sözü, iddianın sahibi “Peder
Ksawery Knotz”in adına getirip, “Ne verii, ne verii?” diye
soruyor…
Ne verecek kızım?..
Hiç boşuna sevinme; “uzun değil
kısa veriii”..
Dedik ve yazısına
döndük…
“Orada” iyiysen
cennete...
İyi sevişen cennete
gider”miş...
Bizde RTÜK’e gidiyor, o
ayrı...
Aman ha, yanlış anlaşılmasın, bu
benim tespitim değil. Polonya’da kitapları ve vaazlarıyla olay
yaratan Peder Ksawery Knotz’un sözleri...
Peder’in adına bakar
mısınız?
Ksawery!!!
Lehçede nasıl okunuyor bilmiyorum
ama Türkçe okunuşu Peder’in vaazlaryla biraz çelişiyor
gibi!!!
Ne verii, ne verii?
Ksavwery...
Heh heh hee...
Neyse, Şimdi bu peder, iyi
sevişenleri Tanrı’nın ödülendireceğini iddia
ediyormuş.
Nasıl ödüllendirecek
acaba?
Daha da önemlisi, bu dünyada mı,
yoksa yanına aldığında mı?
Hani “cennet de cehennem de bu
dünyada” derler ya, ben buna biraz inanırım.
Ve ödülün bu dünyada
(affedersiniz) verilmesinden yanayım...
Heh hee...
Tamam
cıvıtmayacağım...
E, zaten iyi sevişmek başlı başına
bir ödül değil midir?
Başka bir şeyin
ödülü...
Yaptığın bir
iyiliğin...
İyilik dedim de; bazı danalar
vardır ya, bunun bir iyilik olduğuna inanırlar...
Yani şöyle
anlatayım...
Çok da beğenmedikleri bir kadınla
sevişirlerse ona iyilik yapmış olacaklarını
zannederler.
“Şuna bir iyilik yapsam mı acaba?”
diyerekten...
Bir de kıkır kıkır
gülerekten...
İyilikmiş!
Niyeyse?
Duyan da çok iyilik(!) yapıyor
sanır!!!
Ya da iyilik(!)
yaptığını...
Bunlar var ya gerçekten bi
iyilik(!) yapsalar, Peder’in dediği gibi mutlaka
ödüllendirilirler...
Böyle deli danalar gibi dolanıp
durmazlar...
Şimdi, Peder Ksawery’nin amacı
çiftlere iyi ve mutlu bir cinsel yaşam için dua etmeyi
öğütlemekmiş. Çünkü ona göre seks insanları Tanrı’ya
yakınlaştırıyormuş.
Oysa bizim dua araştırmasından
çıkan sonuçlara göre öncelik “felaketlerden korunmak”
biliyorsunuz...
Sonra kavuşmak ve evlenmek falan
var ama...
Daha o konuya
gelemedik.
“Ben bi kavuşayım, yapacağımı
bilirim” noktasındayız...
Bir daha düşündüm de... Aslında
‘onun’ kötüsü de bir nevi felaket sayılabilir.
Düşünsene Ksawery
mesela!!!
Her şey dahil, brüt 3
dakika...
Bu felaket değil de
ne?
Bizim peder bu kadarla da
kalmıyor.
Ama helal olsun. Adam mesleğiyle
zevkleri arasında bir bağ kurmayı başarmış. Hani bazıları ’başarı
sırlarını’anlatırken derler ya, “Hem sevdiğim şeyi yapıyorum, hem
de üstüne para veriyorlar” diye...
Onun gibi...
Dinlemekte yarar var
yani...
Bizim pedere göre, cinsel ilişkide
alınan haz ile ebedi yaşam arasında bağ varmış!
Ki bu bağ bizim Türk erkeklerinde
gitgide güçleniyor...
O yaşta...
20’lik kızlara...
Gitgide
yaklaşıyorlar...
Ama ebedi yaşama...