Görmüş'ten Özkök'e 'günah' hatırlatması

Özkök'ün yazıları ile Türklük hassasiyetinden söz etmesine Taraf yazarı Alper Görmüş'ten tepki var... İşte köşesinde yazdıkları

GAZETECİLER.COM - Önce ortaya “İmralı süreci iyi de Türk hassasiyeti ne olacak” diye bir soru atan, ardından da gelen tepkiler üzerine işi dalgaya vurarak, sorumluluğun tamamını üzerinize alıp  “Türklükten istifasını” açıklayan Ertuğrul Özkök'e Taraf gazetesi yazarı Alper Görmüş, Özkök'e ilginç bir mektup yazdı.

İşte Görmüş'ün mektubundan çarpıcı satırlar:

KIZILDERİLİLERİ DE BEN KESTİM MUGALATASI

"Lütfen hemen “bütün sorumluluk bende, hepsini kabul ediyorum, Kızılderilileri de ben kestim” mugalatasına girmeden dinleyin beni...

Bu çerçevedeki son yazınızda şöyle yakınmıştınız:

“Ben, Kürt sorununun çözümü isteniyorsa, ‘Kürt hassasiyeti’ kadar ‘Türk hassasiyeti’ de dikkate alınmalı diyorum... Onlar, Şerafettin Elçi’nin ağzından kabul ettikleri bu sözü nedense benim ağzımdan duyunca kılıçları çekiyorlar.”

Haklısınız, fakat neden öyle oluyor biliyor musunuz? Çünkü Şerafettin Elçi’nin “Türk hassasiyeti”nin oluşmasında rolü yok, fakat sizin var.

ORADA NE OLDUĞUNU ANLATACAK MEDYAMIZ HİÇ OLMADI

Kürt sorunundaki Türk sorunu”nu aşabilmek için Türklere “ora”da ne olduğunu anlatacak bir medyaya ihtiyacımız vardı, fakat ne yazık ki hiçbir zaman böyle bir medyamız olmadı...
Tam tersine, medya Türkleri, Kürtlerin sırf vahşi ve kötü insanlar oldukları ve Türk askerlerini öldürmekten zevk aldıkları için “sebepsizce” dağa çıktıkları yönünde “doldurdu...” Her şeyi bir yana bırakın, sırf Diyarbakır Cezaevi’ni hakkıyla anlatsaydı bu medya, “Türk hassasiyeti” böyle mi şekillenirdi?
(...)

BİZ GAZETECİLER BİLİYORDUK AMA...

Ertuğrul Bey,

Biz gazeteciler 80-90 yıl boyunca "ora"da neler olup bittiğini biliyorduk, fakat bu bilgiyi çeşitli nedenlerle kamuoyu bilgisi hâline getirmedik. Bu durumda da kamuoyu duygusu, "sebepsizce dağa çıkan vahşi Kürtler" bilgisi üzerinden oluştu. Şimdi de siz ona "Türk hassasiyeti" diyorsunuz işte.

Sadece yedi sekiz bölümü yayınlanabilen televizyon dizisi Bu Kalp Seni Unutur Mu'yu hatırlıyor musunuz? Dizideki, Diyarbakır Cezaevi'ni anlatan birkaç kare bile nasıl bir etki yaratmış, herkes birbiriyle konuşmaya başlamıştı.

GÜNAHIMIZ ÇOK...

Hâsılı günahımız çok Ertuğrul Bey, Allah yardımcınız olsun, sizinki hepimizden çok.

Söylediğiniz gibi barışı gerçekten istiyorsanız, son girişimi de bütün gücünüzle destekliyorsanız, bilin ki desteğinizi en iyi "Türk hassasiyeti"ndeki sorumluluğunuz üzerine düşünerek ve bunu ifade ederek yerine getirebilirsiniz."