Göktürk buram buram Liberal Felsefe kokuyor...

Oysa hak dediniz mi, akan sular durur. Çünkü haklar ne bütçe imkânı dinler ne öncelikler sıralaması...

GAZETECİLER.COM (ÖZEL HABER / ANALİZ)

Gülay Göktürk Türkiye medyasının gerçek Liberallerinden...
"Liberal"in sonuna "izm" ya da "ist" koymayanlardan...
Yani ideolojik takılmayanlardan...
Ve en cesaretlilerinden...
Dünkü (27.07.2012) Bugün'de başlığı latında yayımlanan makalesine bugün de aynı başlık altında devam ediyor...
Konu üniversite harçlarının kaldırılacağına dair Başbakan'ın yaptığı açıklama...
Göktürk, üniversite harçlarının neden kaldırılmaması gerektiğini dünkü makalesinde somut örnekler vererek ve istatistiki bilgilerle destekleyerek açıklamış; bu konuda birilerinin Başbakan'a da bu gerçekleri anlatması gerektiğini belirtmişti...
Bugünkü yazısının girişinde bedava üniversiteyi savunanların görüşlerinin hep "Eğitimin vatandaş açısından temel bir hak, devlet açısından da temel görev olduğu; paralı yüksek öğretimin bu hakkı kısıtladığı ve eğitimde eşitlik ilkesine aykırı olduğu" argümanına dayandırıldığını hatırlatan Göktürk makalesine şöyle devam ediyor:

Oysa bu noktada biraz durmak ve epey yozlaştırdığımız şu "hak" kavramına daha yakından bakmak gerekir:
Herhangi bir sosyal ya da ekonomik talep, adına "hak" dendi diye diye hak olmaz. Anayasamızda belirtilen eğitim hakkı, her vatandaşın hiçbir kısıtlama olmaksızın, istediği kurumda ve istediği düzeye kadar özgürce eğitim yapabilme hakkına sahip olmasıdır.
Diyelim ki "Kız öğrenciler şu şu okullara giremez", "Filanca etnik grup şu dallarda eğitim yapamaz" şeklinde
bir sınırlama eğitim hakkının ihlalidir. Devletin görevi de, vatandaşın bu hakkını garanti etmek, yani eğitim hakkını özgürce kullanmasının önündeki engelleri kaldırmaktır. Tabii eğer devlet "şu kadar yıl zorunlu eğitim"
diyorsa, o kadar yıl parasız eğitim vermek zorundadır. Ama işte bu kadar... Onun dışında devletin, bütün vatandaşlarını istedikleri son sınıra kadar bedava okutmak diye bir görevi olamaz.
Tıpkı, vatandaşların konut edinme hakkının, devlete, bütün vatandaşlarına birer konut sağlama görevi yüklemeyeceği gibi... Tıpkı, çalışma hakkının, devlete, bütün vatandaşlarına iş bulma yükümlülüğü getirmeyeceği gibi...

Yazısının daha sonraki bölümünde bedava yüksek öğretimin devletten bir "hak" olarak değil ama bir "hizmet" olarak beklenmesi gerektiğine işaret eden Göktürk şöyle diyor:

Yani, devletin ödenen vergiler karşılığında ve imkânlar ölçüsünde size bedava üniversite eğitimi sağlamasını talep  edebilirsiniz. Ama artık bu, bir "bütçe öncelikleri" tartışmasıdır. Oysa hak dediniz mi, akan sular durur.
Çünkü haklar ne bütçe imkânı dinler ne öncelikler sıralaması... Hiçbir şekilde kısıtlanamaz, şarta bağlanamaz. Ve zaten kimseden de istenemez. Çünkü "hak" zaten bizde olandır. Bizim sahip olduğumuz
ve başka birine veremediğimiz, devredemediğimiz bir şeydir.
Haktan farklı olarak, hizmetin ne ölçüde verilebileceği ise, özünde bütçe tartışmasıdır; ülkenin imkânlarına, toplumun önceliklerine ve Meclis'in politik tercihlerine göre tartışmayla belirlenir. Parasız üniversite  meselesine bütçe öncelikleri açısından baktığımızda iki temel kıstas çıkar ortaya: Bir, eğitime ayrılan  kaynakları nasıl kullanmak daha adil ve eşitlikçidir?
İki, eğitime ayrılan kaynakları nasıl kullanmak en rantabldır? Birinci soruya verdiğim cevabı dünkü yazımda açıklamıştım. Eğitime ayrılan kaynaklar mümkün olduğu kadar üniversitelere değil, zorunlu olduğuna göre,
mutlaka parasız olması gereken temel eğitime harcanmalı, nüfusun küçük bir yüzdesinin yararlandığı
yüksek öğretim ise büyük ölçüde bu hizmetten yararlananlar tarafından finanse edilmelidir.

Gülay Göktürk'ün buram buram Liberal Felsefe kokan makalesinin tamamını okumak için