'Gezi aydınların içindeki canavarı ortaya çıkardı'
Taraf gazetesi eski yazarı Markar Eseyan ilk üç gün içinde yer aldığı Gezi Parkı protestolarını Yeni Şafak'a anlattı.
İşte Esayan'ın Yeni Şafak Gazetesi'den Büşra Sönmızışık'a verdiği röportajdan çarpıcı bölümler:
"Gezi süreci boyunca pek çok yazar yazılarıyla taraf oldular. Taraf gazetesi eski yazarı Markar Esayan da süreci baştan sona takip edenlerden. Darbecilere karşı, fakat çevrecilerin yanında olan Esayan, olaylara laik ve hristiyan çevrenin durduğu yerden bakmayınca mahalle baskısı görmüş. Başbakan Erdoğan hakkında yaptığı tespitlerle tepki çeken Esayan bize yaşadıklarını anlattı.
GEZİ VE DARBE GİRİŞİMİNİ
AYIRMAK GEREKİYOR
Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz. Gezi sürecinde de
twitterdaydınız. Orada nasıl bir manzara gördünüz?
Sosyal medya çok önemli ve bundan sonra daha çok hayatımızda olacak. Ama dokunma ve görme olmadığı için ifadeler çok sert oluyor. Çünkü insanlar karşı karşıya geldiklerinde birbirlerinin jestlerini görüyorlar ve insan olduğunu hatırlıyorlar. Oysa sosyal medyada böyle bir durum yok.
Sanal kimlikler oluşturmuyor mu?
İnsanların normalde hiç söyleyemeyecekleri şeyleri orada söylüyorlar. İçlerindeki ego ortaya çıkıyor. Sonuç olarak doğrudan Erdoğan'ı hedef alan bir darbe denemesine dönüştü.
Gezi ve darbe girişimi bir bütün mü?
Geziyi darbe girişiminden ayırmak gerekiyor. Çevre sonrasında desteğe gidenler orada şiddet de sergilemediler. Sınır şiddetin devam etmesiydi. Belli bir kesim sonrasında bu nedenden dolayı çekildi. Erdoğan'a yönelik gerçeklik algısı bozulmaya çalışıldı. Özellikle sosyal medya ve dış medya üzerinden Erdoğan'ın bir diktatör olduğu algısını oluşturmaya çalıştılar.
ERDOĞAN GİBİ BİR LİDER YÜZ YILDA BİR GELİR
Arınç, Gül ve Erdoğan farklı konumlara yerleştirildi. Erdoğansız bir parti mümkün müydü?
Gezi bu anlamda istismar edildi. Orantısız polis şiddeti bahane edilerek Erdoğan üzerine mühendislik yapıldığını gördüm. En büyük tehlike Erdoğan'ı Ak Parti'den ayırmaktı. Gül ve Arınç üzerinden bu oyunlar oynanmaya çalışıldı. Erdoğan son on yıldır çok zor bir zeminde siyaset yapıyor. Darbecilerle uğraşıyor. Bir kale içten yıkılır. Gül ve Arınç elbette değerli isimler. Fakat bu Erdoğan'ın özel bir kişi olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Amaç ne peki?
Karşıt olanlar Erdoğan'ın Ak Parti için ne demek olduğunu aslında biliyorlar. Türkiye için Erdoğan değişim demek. Tarih daha soğukkanlı yazıldığında Erdoğan'ın Türkiye'nin yüz yıllık döneminde Mustafa Kemal'den sonra gelen en iyi lider olduğunu görecekler.
Siz ilk üç gün Gezi parkındaydınız. Gezi Gençliğini nasıl tanımlarsınız?
Sosyal fenomenler hemen o an tanımlanamazlar. Biraz demlenmesi gerekir. Gezi gençliği neredeyse bir efsaneye dönüştürüldü. Bu aslında Gezi gençlerine büyük bir haksızlıktır. İstismar edildiler. Gençler bu eylemi bitirip şenlikle sonlandırmalıydı. Çünkü siz bir itirazınızı ortaya koyuyorsunuz, ülkenin başbakanı sizinle görüşüyor ve referandum gibi demokratik bir çözüm ortaya koyuyor. Gezi krizinde olduğunu gibi Gezi gençliğinin de bir kullanım değeri var. Herkes kendine göre orayı kullanmayı tercih etti. Erdoğan'ı düşürmek için gezi krizi kullanıldı ve bence bu 28 Şubat'tan daha ciddi ve ağır bir darbe girişimi.
Neden?
Çünkü Gezi krizinde toplumsal bir meşruiyet vardı. Devletin bir hatası vardı ve süreçte insanlar zarar gördü. Bir meşruiyet meydana geldi. Meşruiyetin üzerinden bir siyaset mühendisliği yapıldı. Bence bu daha tehlikeli. 28 Şubat'ın ahlaki hiçbir açıklaması yoktu. Sosyal medyada ve medyada hiçbirimizin karşı çıkamayacağı şekilde yapıldı.
Başbakan nerede zorlanıyor?
Erdoğan'ın 2002 Kasım'ından bu yana kadar yaşadığı en büyük
sıkıntı muhatap bulamamak. Ak Parti'ye siyaset yaptırmama üzerinden
bir anti siyaset sergilendiği için Erdoğan ve Ak Parti yorulmuş
vaziyette.
Eseyan ile yapılan röportajın tamamını okuyabilrsiniz.