Genel yayın yönetmeninin yatak odası…
arkadaşlar yatak odalarında yastık olarak bulunuyorlar… ki… Herkesin kiminle yattığını biliyorlar…
Serdar
Akinan’ı okumam…
Ne yazar, hangi konularda uzmandır
bilmem…
Ama bizim siteye girdiğini görünce
okudum…
“Çirkin”
tanımlamasının bile “iltifat” sayılacağı
düzeysizlikte bir yazıydı…
Anladım ki
arkadaşın uzmanlık alanı ”yatak odası köstebekliği”…
Fotoğrafını da ilk kez
gördüm…
Oray
Eğin’in ince yüzlüsü…
En az onun kadar
“parlak”…
Ve yaptığına ya da yazdığına da
“gazetecilik” değil, “zemzem kuyusuna işemek” denir…
Saçma sapan, haysiyet kırıcı bir
iddia ile gündeme geldi…
Gündeme böyle geleceğine keşke
Taksim Meydanı’nda çıplak dolaşsaydı…
Hiç olmazsa “kutsal değerlere"
işememiş olurdu...
Nedense bu tip yazarlar da hep
Akşam’ın bünyesinde yer alıyorlar…
Elbette Deniz Ülke Arıboğan hocamı
tenzih ederim…
Nagehan Alçı,
Mehveş Evin, Deniz Güçer tabii ki “bu tip”
dediklerimin dışında…
İsmail
Küçükkaya’yı ise bu tipleri genel yayın
yönetmeni olarak kucağında (deyim olarak kullanılmıştır) bulduğu
için “şanssız” bile addediyorum…
Bu tiplerden biri olan Yiğit
Karaahmet de şöyle diyor bugün: “Kurtlar Vadisi ekibi çok prensip
sahibi. Kadın başrol olmak istiyorsanız Polat'la birlikte
olmalısınız. Rolünüz artsın istiyorsanız da senaryo ekibiyle
takılmalısınız. Kurtlar Vadisi ekibi çok prensip sahibi. Kadın
başrol olmak istiyorsanız Polat'la birlikte olmalısınız. Rolünüz
artsın istiyorsanız da senaryo ekibiyle
takılmalısınız.”
Komşusu Serdar Akinan’dan mülhem
belli ki…
Sanırısınız arkadaşlar yatak
odalarında yastık olarak bulunuyorlar…
ki…
Herkesin kiminle yattığını
biliyorlar…
Korkarım yakında boyutlarla ilgili
bilgiler de verirler…
Eruğrul
Özkök mü daha boyutlu yoksa, Fatih Altaylı
mı?..
Ya da birisinin köşesinde şöyle
bir haber okuyabiliriz:
“Falanca genel yayın yönetmeni,
filanca muhabiri köşe yazarı kadrosuna almak için yatağa attı.
Ertesi sabah, yanında yatan genel yayın yönetmeninin çıplak
bedenine bakan genç muhabir rahatsız edici bir çığlık attı.
Potansiyel köşe yazarına neden hayret ettiğini soran genel yayın
yönetmeni, genç kızın, ‘daha ilk seferinde üçte ikisini
aşındırmışım’ deyişi üzerine şaşkına döndü. Belden aşağısını acele
ile örten genel yayın yönetmeninin genç kızı köşe yazarı yapmak bir
yana muhabirlikten bile kovacağı sanılmaktadır”…
Makalemde böyle absürt
bir "hayali habere" yer verdiğim için
özür dilerim ama yakında Akşam gazetesinde bu tür şeyler
okuyabilirsiniz…
Bir anekdotla
bitireyim...
7-8 kere
evlenen Gönül Yazar, "hayatım boyunca bir
tek erkeğe sadık kaldım" demiş...
Şaşırıp gülmüş
çevredekiler...
Gönül
Hanım açıklama yapmak ihtiyacını
duymuş:
"Hep aynı memur kıydı
nikâhlarımı"...
Merak ettiğim şu...
Acaba genç muhabirleri köşe
yazarına dönüştürme işini yüklenen kişi hep aynı genel yayın
yönetmeni miydi?
İyi Bayramlar…
Adnan Berk Okan