Geleneksel gazetecilik düşüşe geçti!
Kalite düştü. Gazeteler güç ve prestij aşınmasına uğradı. Tiraj (izleyici) artırma gayretleri kalitesizleşme ve pespayeleşme yarışına dönüştü.
Bu sözler Milliyet'ten Metin Münir'e ait... Yani ona göre gazeteleri bitiren gazetelerin satışlarını düşüren şey internet değil... Gazetelerin kar amacıyla kalitesizleşmesi...
- (...) Haber kaynağına ulaşmak, haberin doğru
olduğuna emin olmak için iki, üç, bazen daha fazla kaynaktan
doğrulatmak, herkesin anlayabileceği stilde yazmak, aynı haberi
aylarca, bazen yıllarca izlemek profesyonel beceri ister.
İyi bir muhabir olmak için en az on yıla ihtiyaç vardır.
Hasan Cemal’in Kandil Dağı’nda yaptığı işi yapabilmek için ise
birkaç on yıllık tecrübe lazım. O işi bir blogcu, vesaire
yapamaz.
Bence gazetelerin zayıflamasının esas nedeni internet değildir.
Başka bir olgu var: Konglomerat olarak bilinen ve birçok ticari
alanda faaliyet gösteren General Electric gibi şirketlerin veya
Murdoch gibi patronların sektöre girmesi veya birçok medya
şirketini ele geçirmesi.
Kârı maksimize etmek ve gazete satın alıp büyürken edinilen
kredileri çabuk kapatmak gazetelerin esas işi haline gelince,
otorite editörlerden muhasebecilere ve bankacılara geçti. Haber
toplama faaliyetine harcanan paralar kısıldı. Denizaşırı bürolar
kapatıldı. Deneyimli (ve yüksek maaş alan) gazeteciler atılıp
yerlerine ucuz, tecrübesiz gençler alındı. Kalite düştü. Gazeteler
güç ve prestij aşınmasına uğradı. Tiraj (veya izleyici) artırma
gayretleri kalitesizleşme ve pespayeleşme yarışına dönüştü.
Geleneksel gazetecilik düşüşe geçti.
Zamanla, internetin de etkisiyle bu gelişmeler satışların ve reklam
gelirlerinin düşmesine neden oldu.
Benzer zaaflar televizyonlarda, dergilerde ve diğer yayın
organlarında da var.
Zaman zaman Hasan Cemal’in yaptığı gibi işler gerçek ile yapay,
profesyonel ile amatör arasındaki farkı yeniden anlamamıza yardımcı
oluyor. Oldukça geride kalan bir dönemi hatırlatıyor.