Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ne işe yarar(mış)?
Bana posta atıp listeyi gönderenler de zaten sözleşmiş gibi, "işte senin birlikte olduğun Liberel demokratlar bunlar" diye altını çizmişler...
İsmi: "Birlikte Yaşama Ödülleri".
Ne kadar "soylu" değil mi?..
Nasıl da çarpıyor insanı!..
Ödülü, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı veriyor.
Amaç; farklı kimliklerin bir arada yaşaması ve yaşatılması gerektiğine inananlara destek vermek...
Zaten ödüle lâyık görülenler de farklılıkları zenginlik sayanlarmış...
".... mış" diyorum zira benim bile "Kökten Lâikçi" diye tanımladığım bazı dostlarıma göre hiç de öyle değil...
Çünkü "Kökten Lâikçi"yurttaşlar ödül alanları, karşı görüşün Emin Çölaşanları, Bekir Coşkunları, Ruhat Mengileri, Tufan Türençleri olarak tanımlıyorlar (Ben de biraz Fatih Altaylı gibi takılayım ve "aslına bakarsanız bu tanımlamayı galiba ilk kez ben yapmıştım" diyeyim)..
Bunlardan biri, ödülün adının "Fethullah Gülen'i Sevenler Ödülü" olduğunu ama o adı kullanmaya nedense utandıklarını bile savunuyor.
Çünkü hayatları, "iki yüzlülük" ile geçmiş(miş)...
Çünkü "Riya", ruhlarının "mütemmim cüzü" olmuş(muş)...
***
Bu arada ve kökten laikçi iddiaların etksinden kurtulmadan(!) hemen sorayım:
"Birlikte yaşamak" ne demek?..
Hangi görüşten; hangi dinden, hangi dilden, hangi milletten olursa olsun "birlikte yaşamak" demek değil mi?..
Kendileri gibi düşünmeyenlere saygı duymayan Kökten Laikçiler de böyle tarif ediyorlar Birlikte Yaşama'yı...
O halde Kökten Laikçileri tamamen değilse bile "kısmen" de olsa hakı kılan gerekçelere geçebilirim.
***
Önce Jüri'ye bakalım.
Benim çok saygı duyduğum bu isimler için "Kökten Lâkçi" bir dostum şu yakıştırmayı yapıyor:
"Gülen'i sevenler ya da sever gibi yapanlar cemiyeti"...
Ben ne kadar itiraz etsem de bu dostumu ikna edebilecek kadar yetenekli değilim...
Hatta ağzımdan "haklısın" itirafı bile dökülüyor o isimleri saydıkça...
Bakın:
Ediz Hun, Garo Mafyan, Hilmi Yavuz, Hüseyin Hatemi, İbrahim Betil, Ümit Fırat, Mario Levi, Ömer Laçiner, Tayyar Altıkulaç, Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Metin Tarhan, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi üyesi İbrahim Kâfi Dönmez.
***
Bana bu listeyi gönderen Erol Y....... isimli okurum soruyor:
"Bu jüri kimi seçecek?"
Ve devam ediyor:
"Elbette kendileri gibi düşünenleri. Necip Hablemitoğlu'nu seçecek değildiler ya."
***
Sevgili Gazteciler ve Yazarlar Vakfı yöneticileri;
Biraz düşünün bakalım bu tür düşünen yurttaşlarımız gerçekten de haksızlar mı?..
"Birlikte Yaşamak" adına sizin gibi düşünmeyen bir yazara da "ödül" veremez miydiniz?..
Bence vermeliydiniz...
Kaldı ki jüriye, "Özdemir İnce'yi ödüllendirseydiniz ya" diyen de olmazdı yani..
Ödül alanlar listesine bir itiraz da adını vermeden ama Gülen Cemaatini karşısına almaktan da çekinen bir hanımefedi siyasetçiden geldi.
"Adımı vermeyin zira gazaplarına gelmek istemem" diye not düşen bir zarif hanımefendiden:
"....... ama riyakârlıkları kendileri gibi düşünmeyen birine ödül vermeye izin vermemiş belli ki. Cesaretleri de yetmemiş."
***
Bu arada ödül alanları az daha unutuyordum.
Bakın kimler:
TESEV Başkanı Can Paker,
Romancı Elif Şafak,
Taraf gazetesi sahibi Başar Arslan,
Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal,
Açık Radyo'nun kurucusu Ömer Madra,
Hırant Dink'in eşi Rakel Dink,
"Güneşi Gördüm" filminin senarist ve yönetmeni Mahsun Kırmızıgül,
merhum Hasan Doğan'ın eşi Aysel Doğan.
***
Aman ha!..
Sakın benim de ödül alanlara itirazım olduğunu düşünmeyin...
Her yazdığı romanı içercesine okuduğum Elif Şafak'a nasıl itirazım olabilir...
"Türkiye'nin en iyi gazetesi" diye defalarca alkışladığım TARAF gazetesini bin bir güçlüğe rağmen halen yayımlamaya devam eden Başar Aslan'ın ödüllendirilmesine karşı çıkarsam kendime ihanet etmiş olurum...
Hasan Cemal ya da "Türk Ermenilerinin en acılı kadını Rakel Dink"e verilen ödül için lâf edebilir miyim hiç?..
İstanbul'da bulunduğum zamanlarda dinlediğim iki radyodan biri (diğeri 91.0 Alaturka FM) olan Açık Radyo'nun soylu mimarı Ömer Madra'nın ödül hak etmediğini söyleyebilir miyim?.
Ama ilâç için de olsa bir de karşıdan birini ödüllendirseydiniz be arkadaşlar.
Böyle olunca sanki "körler sağırlar" misali olmuş ve hani itiraf edeyim ki ben bile ikna olmadım.
Bana posta atıp listeyi gönderenler de zaten sözleşmiş gibi, "işte senin birlikte olduğun Liberel demokratlar bunlar" diye altını çizmişler...
Sahi yaaa:
"Birlikte yaşamak" böyle mi olacak Allah aşkınıza?..
Bizden olmayanları "dışlayarak mı?"
adnanberkokan@gmail.com