Gazeteciler infaz memuru mu?

Şimdi aklanmaya çalışıyorlar. Ama biz çoktan gazete haberleri yüzünden mahkûm etmemiş miydik, onları?

Radikal yazarı Akif Beki bugün parmaklarını Deniz Feneri davası için çalıştırıyor... "suçlu kimse cezasını çeksin yapılan cezasız kalmsın" diyor "ama kimse de, mahkemece suçlu bulunmadan cezaya çarptırılmasın". diye ekliyor...

Beki, Şaban Dişli ve Mehmet Sevigen örneklerini de veriyor... Haklarında gazete haberleri var ama mahkeme kararı yok!

(...) Bu da, kayıtlar için benim görüşüm:
Deniz Feneri Almanya’nın davası görüldü.
Suçlu bulunanlar, şimdi cezalarını çekiyor.
Türkiye Deniz Feneri’nde de aynı şey tespit edilirse, yapanın yanına behemehal kar kalmasın.
Hiçbir suç, cezadan muaf tutulmasın, tamam!
Ama kimse de, mahkemece suçlu bulunmadan cezaya çarptırılmasın.
Yoksa gazete haberi, doğrudan mahkûmiyet
kararı sayılır.
Gazeteciler de,
infaz memuru...
Yakın zaman örnekleri, AK Parti’li Şaban Dişli
ile CHP’li Mehmet Sevigen’dir.
Haklarında gazete
haberleri var ama hâlâ mahkeme kararları yok.
Parti kurullarından
istifa etmeleri, bence de doğruydu.
Şimdi aklanmaya
çalışıyorlar.
Ama çoktan mahkûm
etmemiş miydik, onları?