Gazeteciler Cemiyeti nasıl kurtulur?
Gazetecinin, özellikle genç gazetecinin sahibi, dayanağı, güveni yok.. Fincancı katırlarından birini ürkütmeye görsün, anında işini kaybeder
"Gazeteciler Cemiyeti, benim mesleğe başladığım yıllarda
en güçlü sivil toplun örgütüydü. Cemiyet Başkanının sözleri
manşetlerde yer alır, bildiriler, devleti yönlendirirdi. Cemiyetin
üyesi olabilmek büyük ayrıcalıktı. Olabilmek.. Çünkü kolay değildi.
Bin dereden su getirmek, 40 hendek atlamak gerekirdi.. O yıllarda
Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne daha kolay girdiğimi
hatırlıyorum."
Gazeteciler Cemiyeti'ne mesleğe yeni başladığı zaman zorlukla
üye olabilen bu isim Sabah yazarı Hıncal Uluç'tan başkası değil.
Uluç, zaman zaman noktalama işaretlerini kendi istediği gibi
değiştirdiği ve iki noktalar ile süslediği yazısında Gazeteciler
Cemiyeti'nin günümüzde varlığı ile yokluğu belli olmayan
bir kuruluş haline geldiğini ileri sürdüğü yazısına şöyle
devam etti:
"Cemiyet Başkanı kim, 10 gazeteciye sorun, dokuzu bilmez.
Cemiyetten gelen açıklamalar, bildiriler gazetelere haber bile
olmaz..
Bir zamanlar meslek hayatının en büyük gururu olarak kabul edilen
Cemiyet Ödüllerini artık kimse umursamaz. Törenlere kimse katılmaz.
Haber bile yapılmaz.."
Uluç'a göre durum böyle ama aslında
"Cemiyete en çok ihtiyaç duyulan günler yaşıyoruz..
Gazetecinin, özellikle genç gazetecinin sahibi, dayanağı, güveni
yok.. Fincancı katırlarından birini ürkütmeye görsün, anında işini
kaybeder ve ona kimse sahiplenmez. Bu yüzden korku içinde çalışır.
Yazılarını, haberlerini önce kendi sansür eder. Güçlü bir cemiyet
olmadığı için, basın özgürlüğü artık sadece kağıt
üzerindedir."
Uluç'un "tam da bu ortamda Cemiyet'i nasıl güçlendiririz?" sorusuna
yanıt aradığı yazısının tamamını okuyabilirsiniz.