Gazeteciler(!) bu filmi izlemesin!
Hıncal Uluç bir filmden bahsediyor... Filmin konusu 'gazetecilik'... Kendine 'gazeteciyim' diyenin bu filmi izlememesi gerektiğini de ekliyor. Peki neden?
Sabah'tan Şirin Sever "Gazeteciler bu filmi mutlaka izlesin" demişti. Bugün Hıncal Uluç ise Şirin Sever'e karşı çıkarak "Hayır izlemesinler" dedi...
Filmin adı Devlet Oyunları... Gazeteciliği en iyi anlatan film olduğunu düşünüyor Hıncal Uluç... Hatta diyor ki; "Gazeteciler(!) bu filmi izlemesin"... Neden mi? Bu filmi izleyecek olan gazetecinin, mesleğinden istifa edeceğini söylüyor. Bu izleniminin sebebi de, filmdeki gazeteciler ile Türkiye'deki gazetecilerin farkı... Uluç, 'Gazetecilik bu filmdeki gibi olur, ajanstan kopyala yapıştır sistemiyle değil' diyerek ekliyor;
(...) Sevgili Şirin (Sever)
"Gazeteciler bu filmi izlesin" demiş, dün Devlet Oyunları/ State of
Play'i anlatan yazısının başlığında..
Ben olsam tam tersini söylerdim.. "Gazeteciler bu filmi
izlemesin.."
Neden?.. Çünkü filmdeki gazeteci tipini gördüklerinde fena halde
utanır, aşağılık kompleksine kapılır, "Bu adamın yaptığı
gazetecilikse eğer, benim yaptığım ne" diye kendi
kendilerine sorar, sonra da meslekten istifa edip, köşedeki büfede
gazete satmaya başlar ve o zaman "Ne iş yaparsın"
diyenlere "Gazeteciyim" diye yanıt vermeyi daha
çok hak ederlerdi.
Devlet Oyunları, 2003'te BBC'nin yayınladığı bir mini diziden
uyarlanmış. Uyarlanırken film Londra'dan Washington'a getirilmiş..
Yani Russel Crowe'un canlandırdığı polis muhabiri Cal, İngiliz de
olabilir, Amerikalı da.. Ya da Fransız, İtalyan, Alman..
Bu ülkelerin gazetelerini açtığınız zaman bu tür gazetecilerin
kaleme aldığı "Haber hikâyeleri/ News Story"ler okuyorsunuz.
Bizde ise, ajans ne verdiyse hepsinde o.. Ve o hepsinin de
bir gün önce televizyonlarda yayınlananlardan ve herkesin
bildiklerinden öte kelimesi yok..
Televizyon tekrarları niye okunsun
ki..
Peki farkı kim yaratacak?..
Gazeteci..
Kimdir gazeteci?..
Filme dönelim..
Polis muhabiri Russell Crowe'un konusu ile ilgili her yerde haber
kaynağı var. Washington Emniyet Müdürlüğü'nün her bölümü ve
kademesindeki dostları ona güveniyor ve istedikleri bilgiyi
veriyorlar.. Morgda adamı var. Cesedin yanına kadar girebiliyor ve
üzerinden çıkanları inceleyebiliyor.. Sosyal Sigortalar'da adamı
var. Bir numarayı verdiğinde, sahibinin yedi sülalesini
öğrenebiliyor.. Var oğlu var. Bu sayede aradığı habere
ulaşıyor..
Demek istediğim şu.. Gazeteci
"Çevre" demek..
Haber kaynağı bu
çevredir.. Çevren
yoksa, oturur
ekrandan haberi
yazar, ya da
ajanstan geleni
ters yüz
edersin, o zaman
da, o kadar
okunursun işte..
Benim gazeteciliğe başladığım yıllarda böyle çevresi olanlar en iyi
gazetecilerdi, en iyi paraları da onlar kazanırdı..
"Muhabir"di adları.. Şimdi böylesi birkaç istisna
dışında kalmadı..
Devlet Oyunları başından sonuna ilgiyle izleyeceğiniz bir
polisiye..
Gazetecilik Okulu öğrencileri ve bu mesleği bugün yapanlar içinse
"Mutlak" görülmesi gereken bir mükemmel ders!..