Gazete tirajlarını AKP cemaat kavgası mı vurdu?

AKP ve cemaat kavgasının medya ayağını değerlendiren Zaman yazarı Ahmet Turan Alkan, gazete tirajlarının neden düştüğünü yorumlayın..

GAZETECİLER.COM
Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan, AKP ile cemaat arasındaki kavganın medyaya yansımalarını yorumladığı yazısında çarpıcı eleştirilerde bulundu. Gazete tirajlarındaki büyük düşüş ve medyadaki tarafgirlik kültürünü değerlendiren Zaman yazarı "Yeni tiraj yerine okuyucunun gazete almaktan vazgeçmesini neye yormalı?" sorusuna yanıt aradı.

İşte Alkan'ın yazısındaki ilgili bölüm:

211 BİN TİRAJ KAYBI NE ANLAMA GELİYOR?

Kamuoyu, yazılıp çizilen şeyler hakkında bir hüküm vermiş olmalı ki, ocağın ikinci haftasında bütün gazeteler toplamda 211 bin tiraj kaybına uğradı. Oysa ki, habercilik bakımından iklim münbit; gazeteler ve ekranlar, sair zamanlarda izleyicilerin çok itibar ettiği köşeli lâflar, açık ithamlar, vahim iddialar ve sert eleştirilerden geçilmiyor. Yeni tiraj yerine okuyucunun gazete almaktan vazgeçmesini neye yormalı?

MEDYA BU KAVGADA HAKEM KONUMUNDA DURAMADI

Yolsuzluk ithamlarının ortaya çıkışı konuyu hızla siyasileştirdi. Hükûmet meseleyi öz varlığına yönelik bir tehdit olarak kabullendi ve işi yargıya bırakmak yerine tam aksine çok sert tarzda karşı atağa geçti. Çatışma, medya üzerinden yürüyor. Haydi büyük lâf edeyim, Türk kültüründe seviyeli ve çözüme yönelik bir tartışma tarzı geliştirememiş olmamız yüzünden medya, çatışmada hakem mevkiinde duramadı, basın tarihimiz de bu hususta iyi bir sicil vermiyor zaten. Hakemler (!), maçın sonucunu belirlemek için sahaya atlayıp oyuncularla kavgaya başladılar; federasyon (!) ise mücadele sürerken kural kitabının beğenmediği maddelerini alelacele değiştirmeye koyuldu.

Olup bitenler hakkında yapılabilecek en soğukkanlı, en âdilâne değerlendirme bence budur.

MEDYA YÖNETİCİLERİ BASININ İTİBARI İÇİN NE YAPABİLİR?

Bu kriz yatışıp da sular durulunca medya yöneticilerinin sâkin kafayla hasar tespitinde bulunacaklarını tahmin edebilirim fakat basının itibarını yükseltmek için bir şeyler yapabileceklerini sanmıyorum. Biz Türklerde teorik doğrulardan, başka kültürlerin birikiminden hareketle yanlış düzeltme alışkanlığı yok maalesef. Doğruyu ancak bütün yanlışları sırasıyla uygulayıp zararını gördükten sonra kabulleniyoruz. Eh, bu da bir öğrenme biçimidir fakat bunca yüksek maliyetten sonra neye yarar ki?


İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Melih Altınok: Affı kaldırın Ali Karahasanoğlu: Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu olsa, o konuşmayı yapabilir miydi? Salih Tuna: Ne yapmalı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti