Gazete Habertürk fiyatını neden indirdi?
Yarın bir yaşına basan Gazete Habertürk'ün Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, gazetenin hedeflerini, satış fiyatını neden düşürdüklerini anlattı.
Nazenin Tokuşoğlu - GAZETE HABERTURK
Geçen yıl 1
Mart’ta çıkan Habertürk Gazetesi, yarın 1 yaşına
basıyor. Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı,
1'inci yaş nedeniyle okurlarına müjde verdi.
Habertürk bundan böyle hafta içi, İstanbul, Ankara
ve İzmir’de de 50 kuruşa satılacak.
İşte Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’nın sorularımıza yanıtları.
Bu bir
yıl sizi yaşlandırdı mı, gençleştirdi mi?
Bilmem. Bunu televizyonda beni gören okurlara sormak lazım. Bana
göre gazete çıkmadan önceki bir yıl yaşlandırmıştı, gazeteyle
beraber yeniden gençleşmeye başladım. Bu cevabıma herkes gülebilir
ama ben öyle hissediyorum.
İLK HEDEFİMİZİ
YAKALADIK
İlk yıl hedefleri size göre tuttu mu? Satış rakamları
olarak, etkinlik olarak. Gazetelerin satış rakamları yüksek olsa
bile etkin hale gelmesi zaman alır. Hatta bazı yüksek tirajlı
gazeteler var, etkinlikleri hiç yok.
Doğru bir tespit. Bazı gazeteler var, tirajları çok yüksek ama
etkinlikleri yok. Bazı gazeteler var ki, tirajları az ama etkinler.
Bir de tirajları da etkinlikleri de olan gazeteler var. Biz bu
sınıfa girdik hızla. Hem yüksek tirajlıyız, hem de çok etkiniz.
Geçen yılın en fazla ses getiren gazetesi biz olduk. Ben 250 bin
civarı bir hedef öngörmüştüm ilk dönem için. Yakaladık.
Haftasonları epey üzerine çıkıyoruz. Diğer gazetelerin satışları
denetlenmediği için net bir şey söyleyemiyorum ama bizim
denetlenmiş satışımız, diğer gazetelerin denetlenmemiş satışlarına
rağmen bizi bayiden satılan gazeteler arasında ilk üçe sokuyor.
Münevver cinayeti gibi belirli bir olayın üzerine giden
gazetecilik anlayışınız devam edecek mi?
Ben gazete çıkarken, “Eski moda gazetecilik yapacağız” diye bir
cümle kullanmıştım. Bu da o tabirin içinde. Eskiden fikri takip
denilen bir şey vardı. Benim gazeteciliğimde, yazarlığımda da bu
vardır. Elbette olacak. Münevver olayı, bizim gazetecilik
başarımızdır. Hepimizin huzurla uyumamız için yaptığımız bir iştir.
“Elimize sağlık” dediğim bir iştir. Elbette olacaktır. Sadece adli
olaylarda değil, siyasi veya ekonomik olaylarda da fikri takip hep
yapacağız.
HABERTÜRK’ün kendini ispat süreci geride kaldı diyebilir
miyiz?
Asla. Bir gazete yılda 365 gün kendini ispat etmek zorundadır.
Gazete için dünya her gün yeniden kurulur ve o günkü dünyada yeni
bir şey yapmak gereklidir. Çok sevdiğim bir film var dı. “Fifty
First Dates”, yani “50 İlk Randevu” diye. Bir kız var. Hafızası 24
saatte bir sıfırlanıyor. Ve ona âşık bir adam var. Ama işi zor.
Çünkü kadın onu da unutuyor ve adam da kadını her gün yeniden
kendine âşık etmek zorunda. Ben bunu özel hayatımda da, meslek
hayatımda da çok hoş buluyorum. Her gün kendimizi yeniden ispat
etmeliyiz.
Çıkarken yazar gazetesi olmayacağız dediniz ama sonra
Türkiye’nin en iyi yazar kadrosu HABERTÜRK’te
toplandı.
Okurların görüşü bu. Doğru. Yazar gazetesi olmayacağız dedik.
Olmadık da. Bakın biz çok az yazarla çıktık. Önce gazete olarak
kendimizi ispat ettik. Daha sonra da okurların isteği doğrultusunda
yazarlar burada toplanmaya başladı. Elbette ki, bizim dışımızdaki
gazetelerde de keyifle okuduğumuz, müthiş yazarlar var. Ama toplam
kaliteye baktığınız zaman HABERTÜRK çok iyi durumda yazar
açısından. Ama biz yazar gazetesi değiliz. Biz yazarları da güçlü
bir gazeteyiz. Gazete olarak kendimizi kanıtladıktan sonra yazar
kadromuzu zenginleştirdik. Daha da zenginleşecek.
HABERTÜRK üç büyük şehirde Türkiye’nin fiyatı en yüksek
gazetesiydi. Şimdi öğrendik ki, fiyatı düşürüyorsunuz ve büyük
kentlerde de artık 50 kuruşa, yani diğer gazetelerle aynı fiyata
satılacak. Oysa siz çıkarken, “Reklamverene bağımlı olmamak için
fiyatımız yüksek” demiştiniz. Niye vazgeçtiniz?
Benim o günkü sözlerimi iyi dinleyenler, doğru okuyanlar, verdiğim
mesajı hatırlayacaklardır. Ben “Reklamveren bağımlısı olmamak için
fiyatımız biraz daha yüksek olacak” demiştim. Çünkü bizim
hesaplarımız, bu gazeteyi hiç reklam almadan, reklamverenle
pazarlık etmeden, siyasetçiye karşı koruduğu bağımsızlığını reklam
için reklamverene satmadan yaşatabilmek üzerine yapılmıştı. Ancak
öyle okur gazetesi olunabilirdi. Bugün vardığımız noktada,
ulaştığımız satış rakamları ve reklamverenin gazetenin gücüne ve
etkisine tutunarak vermeye başladığı reklamın gelirleriyle birlikte
artık ekonomik olarak rahatız. Kaygımız yok. Editoryal
bağımsızlığımız artık kanıtlandı ve çok güçlü olduğu görüldü. Bu
yüzden de okurlarımıza saygımızdan ötürü fiyatımızı aşağı
çekiyoruz.
SÖZ VERDİK, AÇIK
OLACAĞIZ
Fiyat yüksekken okurlarınıza ayıp mı etmiş oluyordunuz
yani?
Hayır. Biz sadece dürüstlük gösteriyoruz. Bu gazete, patronunu
zengin, çalışanlarını zengin etmek için kurulmadı. Türkiye’de iyi
bir gazete var dedirtmek için, iddiamızı ortaya koymak için, Türk
basınında bir de tarafsız göz olsun diye kuruldu. Kutuplaşmanın
dışına çıkılsın diye kuruldu. Ama hep bir söz verdik, açık
olacağız. Net olacağız dedik. HABERTÜRK artık ayakları üzerinde
duruyor. Satış gelirimiz ve hiçbir ödün vermeden elde ettiğimiz
reklam gelirimiz bizi istediğimiz noktaya taşıdı. Biz de bunun
karşılığında okurlarımıza bir jest yapıyoruz. Fiyatımızı 25 kuruş
aşağı çekiyoruz. Bir yıl boyunca maddi olarak okurlarımız bizi
destekledi. Şimdi biz onları destekleyecek, aldığımızı geri
vereceğiz. Onlara teşekkür ediyoruz. Böylece belki fiyatı nedeniyle
bir güzel gazeteye ulaşamıyoruz diyenler de HABERTÜRK’e
ulaşabilirler.