Garibanlar ölmesin diye Öcalan tahliye olsun...
Vicdanı olanlar, yargı kararı ile mahkûm olmuş birinin tahliyesini sağlamak için başkalarını ölüme göndermezler…
ADNAN BERK
OKAN
Yok efendim;
Kimseye “dil” ya da “hukuk” dersi
verecek değilim…
Ama efendiler!..
Yapılan yanlışlıkları da görmezden gelecek değilim…
Hukuksa konumuz, lütfen işin içine “merhamet ve
acıma” duygularını katmayın…
Lütfen yapmayın bunu…
Ya da ölüm orucu veya açlık
grevine yatanlar için "ölüp gitsinler"
diyenleri vicdansızlıkla suçlamayın…
Birincisi “ölüp gitsinler” demeden önce
“yaptıkları açlık ya da ölüm orucu insani değil”
dediklerini unutmayın…
"Ölerek tarih yazıyorlar" diyenler de o
açıklamalarını vicdanlarıyla değil, mideleriyle yapıyorlar…
Yani…
Ne, ölmeye yatanlar için bir şeyler yapmayanlar
“vicdansız”…
Ne de
"Ölerek tarih yazıyorlar" diyenlerin aklından
“vicdan” geçiyor…
Onlar çıkarları için destekliyorlar bu vahşeti…
Haaaa…
Derseniz ki “ölüm orucuna yatanlara hiç
acımıyorlar”, ben de derim ki;
Efendiler, konu hukuku ilgilendiriyor…
Konu hukuksa acımadan merhametten söz edilebilir mi?..
Edilirse orada vicdan (hak verme duygusu, hukuk) ne arar?..
Bak işte orada dilerseniz, “çıkarcılığı” bir yana bırakıp “vicdan” arayabilirsiniz…
Çünkü vicdanı olanlar, yargı kararı ile mahkûm olmuş birinin tahliyesini sağlamak için başkalarını ölüme göndermezler…
Bu ancak vicdansız ve tabii ki aynı zamanda acımasız, merhametsiz barbarların tevessül edebilecekleri bir tahrik, bir teşviktir…
Bu arada bir çift söz de Ahmet Hakan’a edeceğim…
“Açlık grevleri karşısında elinden geleni yapmayan hükümet” deyişi yanlış…
Ne yapabilir Hükümet?..
Elinden ne gelir?..
Bağımsız yargının kararını silmek için kararname mi çıkarır?..
Öcalan’ı yargıya rağmen tahliye mi eder?..
Ne yapar?..
Ben bu konuda Hükümet’in yapabileceği bir şey olduğuna inanmıyorum…
Ahmet buna inanıyor ve biliyorsa onu da yazmalı…
Haaaa…
Ölüm orucu ya da açlık grevine yatanların şikâyetleri cezaevi koşullarındansa…
İşkence görüyorlarsa…
Yemekleri çöpe atılıp çöp bidonunu kirletmesi bile kabul edilemeyecek kadar pis v.s. ise; kabul…
Ben de o mahkûmlarla birlikte durum düzeltilinceye kadar açlık grevi yapmaya hazırım…
Ama arkadaş;
ölüm orucu ya da açlık grevine yatanların talepleri öyle değil ki…
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş taleplerini açıkladı:
“Öcalan’ın tahliyesi”…
Ya da “bir evde denetim altında tutulması”…
Allah aşkınıza olacak şey mi bu?..
Deyin ki Hükümet böyle bir kanun teklifi hazırlayıp Meclis’e gönderdi ve çoğunluğu olduğu için bunu yasalaştırdı…
Ne olacak?..
Diğer mahkûmlar çıkan o kanundan yaralandırılmayacak mı?..
Böyle bir ayrımcılığa imkân var mı?..
Tamam arkadaş…
Tamam; kimse ölmesin…
Ölmesin ama o halde yapılması gerekeni de söyleyin…
Meselâ; ölüm orucu ya da açlık grevine yatanlara destek amacıyla 26 saatlik oruca yatanlardan Ertuğrul Mavioğlu’na sorayım:
“Haklı talepleri yerine getirilsin” diyor…
Yani; “Öcalan tahliye edilsin”…
Mavioğlu’unun “Haklı” dediği talep bu…
Komik bile değil, mesleğimiz adına tam bir trajedi…
Ya da…
Ya da…
Parmaklarım aklıma geleni yazacak olan cümleyi oluşturacak tuşların üzerine üzerine gidiyor ama kendimi tutuyorum…
Yani efendiler!..
Ölüm orucu ya da açlık grevleri ya bitecek ya bitecek…
Yani bu sorunu ona buna mektup yazarak çözemezsiniz…
Bu sorunu Hükümet de çözemez, Meclis de çözemez…
Pardon…
Meclis isterse tabii ki çözer…
Yani Meclis isterse Öcalan’ı tahliye etmek bir tarafa af bile eder…
Deeeeee…
Toplum buna hazır mı?..
Hazırsa ve ben itiraz edersem namerdim!..
adnanberkokan@gmail.com