Fuat Uğur'dan bomba "Pelikancılar" iddiası! Ahmet Davutoğlu'na omuz attı
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, yeni yazısında "Kifayetsiz, Davutoğlu’nu ufak tefek gördün de Karamürsel sepeti mi sandın? Adam pekâlâ biliyor Pelikan diye bir zımbırtının olmadığını" ifadelerini kullandı.
Fuat Uğur, "Pelikan ağıdı" başlığıyla yayımlanan yazısında "Ne pelikanmış! Doyamadılar Ahmet Davutoğlu’nun siyaseten iflasıyla ilgili sorumlu olarak bu meçhul ve olmayan ’örgüt’ü suçlamaya" diye yazdı.
"İlk kontrollü patlaması gerçekleştirildi bu deklarasyonla"
"O, zaman ayarlı bir canlı bomba olarak bugünlere kuruldu ve ilk kontrollü patlaması gerçekleştirildi bu deklarasyonla" diyen Uğur bir de iddia ortaya attı:
"Omuz attığını bile işittim"
Adamın, Ahmet Davutoğlu’na henüz bakan olmadan
önce, danışmanken gıcık kaptığı için omuz attığını bile
işittim, düşünün gerisini artık. Şimdi Ahmet
Davutoğlu için bana omuz atacak, öyle gözü kararmış.
İŞTE FUAT UĞUR'UN O
YAZISI
Ne
pelikanmış!
Doyamadılar Ahmet Davutoğlu’nun siyaseten iflasıyla ilgili sorumlu
olarak bu meçhul ve olmayan “örgüt”ü
suçlamaya.
Bir yandan YSK kararı bekleniyor, S-400 füzelerinin tartışması var,
öte yandan ABD Venezuela’ya darbe yaptırıyor, Pentagon-CIA-CNN-FOX
iş birliğiyle tam gaz darbeci Guaido’ya destek veriliyor, Trump
FETÖ elebaşını beslemeye devam edip Müslüman Kardeşler’i, yani
İhvan’ı terör örgütü ilan etmeye hazırlanıyor, İran’a ambargo var
ve Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor, Suriye desen malum. Bu arada
YPG-PKK’yı ve Doğu Akdeniz’i unutmayalım.
Anlayacağınız binbir türlü konu var. Ama bunların sayıklamaları
bitmek bilmiyor.
Aralıksız olarak “Tapınak Şövalyeleri” ya da “İllüminati”ye
kıç attıracak denli güçlü bu “gizli teşkilat”a envaiçeşit
anlamlar yükleyerek rahatlıyor ve birbirlerini avutuyorlar.
Bir nevi “Pelikan terapisi” de denilecek
ritüelleri, onlara eblehliklerini, ahmaklıklarını unutturuyor
besbelli.
Davutoğlu ve geleceklerini Davutoğlu ile birlikteliğe bağlayan bu
ekibin, doğrudan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı suçlamaya
cesaretleri olmadığından, ikide bir biten siyasi hayatları
nedeniyle yaşadıklarının sorumlusu olarak hayalî bir teşkilat ikame
etmeleri, morfin etkisi meydana getiriyor. Gevşiyorlar böylece.
Satırlarında sürekli olarak “Erdoğan aslında bunu yapmazdı.
Kıyamazdı Ahmet Bey’imize. Hep bu Pelikan onun aklını
çeldi” demeleri, içine düştükleri zavallılıkla ilgili bize
bir fotoğraf sunuyor.
Düşünün, bir de parti kurma hazırlığı içine girdiler. Hayali bir
örgüte karşı mücadele temelinde hareket edeceği anlaşılan bu
ekibin, yel değirmenleriyle savaşa tutuşan Don Kişot’tan daha
gerçek olduğu söylenebilir mi?
İki laf etmeye de gelmiyor.
Geçmişte yamandığı sol ve Kemalist mevkutelerde Ahmet Davutoğlu’nu
yerden yere vuran, hatta aşağılayan densizin teki, oralardan
kovulduktan sonra talihin garip bir cilvesi Ahmet Bey’in gazetesine
kapılandı.
At sahibine göre kişnermiş. Bu kez de oradan Erdoğan ve AK Parti’yi
hedef aldı. Ama buna rağmen kendini bağın adamı (Yani AK Parti’nin
asil elemanı), beni de bağdakini kovan dağın adamı (Sonradan
gelenlerden) klişe tekerlemesiyle niteleyip zevzekliğin dibini
bulabiliyor. Üstelik tünediği yerden tutmuş, AK Parti’nin bana ayar
vermesini, yazılarıma set çekilmesini istiyor. Sorsan basın
özgürlüğünden yanadır.
Kalibre bu. Hâlâ idrak edemediler benim AK Parti dâhil hiçbir
partiyle organik bağımın olmadığını. Desteklemiş olsam da AK
Parti’ye belli bir mesafede kaldığımı ve kalacağımı.
Adamın, Ahmet Davutoğlu’na henüz bakan olmadan önce, danışmanken
gıcık kaptığı için omuz attığını bile işittim, düşünün gerisini
artık. Şimdi Ahmet Davutoğlu için bana omuz atacak, öyle gözü
kararmış.
Bir adet daha var onlardan. Yeniden milletvekili olamamanın
ezikliğini bir türlü üzerinden atamadı. Ne yapsın, o da Pelikan’a
sarıldı can simidi olarak. Vallahi bunu yazarken sesli gülüyorum.
Adam ciddi ciddi “Bu Pelikan denilen gizli örgüt AK
Parti’yi sinsice zehirliyor” diye yazdı. Ama Davutoğlu tefrika
edilecek uzunlukta ve ana fikri “Partiyi bana verin yoksa gider
başka bir parti kurarım” olan şu malum deklarasyonu
yayınlayınca bozulmuş. Taktik hata olarak niteliyor ve
“Sayın Davutoğlu keşke yapmasaydı bunu, Pelikan’ın ekmeğine
yağ sürdü” diyor.
Kifayetsiz, Davutoğlu’nu ufak tefek gördün de Karamürsel sepeti mi
sandın? Adam pekâlâ biliyor Pelikan diye bir zımbırtının
olmadığını. O, zaman ayarlı bir canlı bomba olarak bugünlere
kuruldu ve ilk kontrollü patlaması gerçekleştirildi bu
deklarasyonla.
Devamı gelecek ve sen de oraya gideceksin. Boşuna debelenme.
Neyse iyi oldu. Bunlardan kurtulduk en azından. Haklarında iki çift
laf edince Cumhurbaşkanlığı danışmanlarına bizi arattırmalarından
gına gelmişti. Kendi mesleki “kariyerleri!” atama
yoluyla olduğu için bu türden müdahaleler onlara son derece olağan
geliyor çünkü.