Fuat Uğur'dan Ahmet Davutoğlu'na: Sen hata yapmadın, başlı başına hatasın!

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur Ahmet Davutoğlu'na ateş püskürdü. Merkez Bankası’nın 128 milyar doların hesabını 2014’ten beri vermediğini ve şeffaf olmadığını söylerken yılları karıştırıp kendi başbakan olduğu yılı söylemesi ve ardından yayını durdurup yılları düzeltmesi sosyal medyada olay olmuştu. Uğur, Davutoğlu'nun 'Hiç sıkılmadan “Aa öyle mi dedim. Hemen baştan alıp değiştirelim o zaman” diyerek devam etmesine sitem de bulundu.

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur Ahmet Davutoğlu'na ateş püskürdü. Merkez Bankası’nın 128 milyar doların hesabını 2014’ten beri vermediğini ve şeffaf olmadığını söylerken yılları karıştırıp kendi başbakan olduğu yılı söylemesi ve ardından yayını durdurup yılları düzeltmesi sosyal medyada olay olmuştu. Uğur, Davutoğlu'nun 'Hiç sıkılmadan “Aa öyle mi dedim. Hemen baştan alıp değiştirelim o zaman” diyerek devam etmesine sitem de bulundu.

Fuat Uğur bunun yanı sıra Davutoğlu'nun “Davutoğlu’ndan ne zarar gördün, ne hata yaptı, ne yaptı?” diye sormasına sinirlenerek, 'Sen hiçbir hata yapmadın Ahmet Davutoğlu. Çünkü bizzat kendin hatasın. Ve önceki yazılarımdan birinin başlığında belirttiğim üzere, en başta da Erdoğan’ın en büyük hatasısın.Keşke bir öğretim üyesi olarak kalsaydın.En azından, ihanet ettiği için terk edilen ama bunu bir türlü hazmedemeyen intikamcı bir eş gibi davranmazdın.Ne bileyim, belki bu ülkeye daha az zarar verirdin' diyerek atei püskürdü. 

İşte o yazı... 

Son videosunu gördünüz sanırım.
Yazık.
Partisinin amblemi önüne geçmiş, propaganda konuşması yapıyordu. Merkez Bankası’nın 128 milyar doların hesabını 2014’ten beri vermediğini ve şeffaf olmadığını söylüyordu ki çekim yapan yönetmen uyardı:
“Efendim 2014’ten beri dediniz. 2014 ile 2016 arasında siz başbakandınız!”
Hiç sıkılmadan “Aa öyle mi dedim. Hemen baştan alıp değiştirelim o zaman” diyerek devam etti.
Hazırlattığı bir başka videoda da neden AK Parti ve Erdoğan’a bağlılık yeminleri ettiğini anlatıyordu.
Bir tek “Erdoğan’ın aleyhinde tek kelime konuşursam yüzüme tükürün” lafını hatırlatmamış. Ona bahane bulamamış.
Uzatmayacağım, şöyle demiş bir yerde:
“Böylesine şatafata, böylesine kibre, böylesine tepeden bakan bir anlayışa geleceklerini bilseydim geçmişte yaptığım konuşmaları yapmazdım. Yanılmışım.”
Bir insan saydığı tüm bu davranış defolarının hepsine sahip olduğu hâlde nasıl oluyor da başkalarına projekte edebiliyor? Bu mental bir çarpıklığı çözmekte güçlük çekiyorum.
Geçen akşam Ulusal Kanal’daki bir televizyon programında Özcan Yeniçeri ile birlikteydim, o anlattı Ahmet Bey'in şatafatını, kibrini ilginç bir iki örnekle.

Yazının devamı için tıklayın...