Fuat Uğur Sözcü'yü topa tuttu: Medyadaki en büyük projelerden biri

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur bugünkü yazısında Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerini adeta topa tuttu.

Sözcü gazetesini "FETÖ aparatı" olmakla suçlayan Fuat Uğur, CHP, Sözcü ve Cumhuriyet gazetesinin MİT Tırları operasyonunda nasıl birlikte hareket ettiğini hatırlattı. 

Sözcü gazetesi için "Sözcü, alenen FETÖ’nün aparatı olmuştur ve bunun hesabını şu ya da bu şekilde vermelidir" diyen Fuat Uğur, "Sözcü medya dünyamızdaki en büyük “proje”lerden biridir. Sahibi firari olduğu için FETÖ ile organik bağları tespit edilemiyor. Ama açılan davadaki iddianameye bakıldığında FETÖ’ye yoğun bir destek olduğu görülmekte. Bunu da zaten “Şimdi Cemaat'i destekleme zamanı” diye itiraf etmiş durumda" ifadelerini kullandı. 

İŞTE FUAT UĞUR'UN O YAZISI

Sözcü gazetesi, haklarında FETÖ’yü desteklediklerine dair açılan davalar ve ardından gelen Emin Çölaşan ile Necati Doğru davaları nedeniyle kendilerini aklamak için panikle geçmişte “FETÖ ile nasıl mücadele ettiklerini” eski manşetleriyle paylaşıp duruyor.

Peki, yazdınız. Siz uyanıktınız(!) anladık.
Biz de bu pislik Cemaat’in oyununa geldik. Çünkü karşımızda onların bir başka versiyonu olan Kemalist darbeci vesayetçiler tehdit edip duruyordu.
Ama asıl fikrimizi sorarsanız bu durumu “İt dişi domuz derisi” sözü ile tanımlıyorduk daha çok.
Lâkin yanıldığımız nokta, itin fazla dişli olduğunu görememekten kaynaklıydı.
Derken, önce 7 Şubat MİT darbesi ve arkasından da 17-25 Aralık yargı darbesi geldiğinde bu örgütün alçak yüzünü gördük. Tıpkı ülkemizde yıllardır darbe üstüne darbe yapan Kemalist askerÎ vesayetçilerin ne halt olduğunu anladığımız gibi.
Yanılmak insanlık hâlidir.
Evet, CHP, SÖZCÜ ve Cumhuriyet gazetesi (Can Dündar yönetiminde olanı) yanılmadı. Tam tersine, bile isteye, taammüden(*) FETÖ terör örgütünü destekledi.
Sandılar ki “Biz bu FETÖ’yü destekleyelim, bu iktidarı ancak onlar yıkabilir. Sonrasında zaten onların icabına bakarız” diye özetlenebilecek “big bang teori”leriyle bir taşla iki kuş vuracaklar. Zaten Emin Çölaşan’ın hakkında dava açılmasına neden olan “Şimdi Cemaat'i destekleme zamanı”, “Bizim yapamadığımızı Fetullahçılar yaptı” ya da “Tutmuşlar FETÖ terör örgütü diye bir dandik örgüt uydurmuşlar. Yok böyle bir örgüt” açıklamalarının sebebi buydu.
Neden bilerek ve isteyerek; yani taammüden FETÖ’yü desteklediler?
Bu sorunun cevabı Yılmaz Özdil’in 17 Aralık’ın hemen ertesi günü çıkan o kısacık “Okyanus ötesi ülkemizde yönetime el koydu” yazısında mevcut.
MİT tırları ihanetinin de başından beri içindeydi Sözcü gazetesi.
17 Aralık’tan bir gün önce, “AKP’nin gönderdiği silahlar belgelendi” diye manşet atmışlardı. Üst başlığında “Suriye’deki muhaliflere silah vermiyoruz diyorlardı” yazıyor, altındaki spotunda da “İktidarın yalanı TÜİK ihracat-ithalat raporunda ortaya çıktı. Türkiye kafa kesen El-Kaideci’lere 6 ayda 47 ton silah yolladı” ifadesi yer alıyordu.

Haber adı altında yayınlanan kepazeliğin asparagas olduğunu en başta anlamıştık ama bu kuyruklu yalanın asıl sebebi 15 gün sonra ortaya çıkacaktı.
Dediğimiz gibi bu manşetten 15 gün sonra MİT tırları operasyonu yapıldı. Amaç Türkiye’nin uluslararası camiada “Terör örgütlerine silah yollayan bir ülke” olarak damgalanmasını, savaş suçlusu olarak Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanmasını sağlamaya yönelikti. Bu yüzden Fetullah iblisinden Sözcü ve Cumhuriyet’e, CHP’sinden, FETÖ yayın organlarına, Ali Bulaç ve Şahin Alpay’lara varıncaya dek pek çok isim Türkiye’ye uluslararası müdahale çağrısı yaptılar.
O operasyonu yürüten subayların tamamı FETÖ mensubu çıktı. Şimdi cezaevindeler. CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel ve arkadaşları cezaevindeki MİT tırları ihanetinin faili bu FETÖ’cüleri sık sık ziyaret edip hâl hatır soruyorlar, isteklerini not alıp onlar için temin ediyorlar.
Nasıl dayanışma?
Sözcü şimdi bir Maocu artığı tetikçiyi tutmuşlar paçalarımıza saldırtıyor. Bundan dokuz yıl önce yazdığım üç dört tweeti döndürüp dolaştırıp yayınlıyorlar. Amaçları beni; bizleri sindirmek, konuşturmamak.
Kısaca Sözcü medya dünyamızdaki en büyük “proje”lerden biridir. Sahibi firari olduğu için FETÖ ile organik bağları tespit edilemiyor. Ama açılan davadaki iddianameye bakıldığında FETÖ’ye yoğun bir destek olduğu görülmekte. Bunu da zaten “Şimdi Cemaat'i destekleme zamanı” diye itiraf etmiş durumda.
Yani ortada bir cinayet var:
Bilerek ve isteyerek, ülkemizin geleceğini karartarak 15 Temmuz darbesine giden süreçte FETÖ’yü desteklemek ve hayatlarını kaybeden şehitlerimizin dökülen kanlarına taammüden ortak olmak.
15 Temmuz’dan sonra büyük bir “dönüş” yapıp yandan çarklı hâle geldiler ama yemezler. Ona bakarsan 15 Temmuz’da darbecilerin üzerine ateş açan FETÖ’cü hainler bile nasıl olduysa bir anda anladı FETÖ’nün ne kadar kaka bir örgüt olduğunu.
Gerçek kabak gibi ortada. Sözcü, alenen FETÖ’nün aparatı olmuştur ve bunun hesabını şu ya da bu şekilde vermelidir.