Fuat Uğur kazandı
Fuat Uğur, “Cumhurbaşkanımız Stine’ye sahip çıkamaz mı?” başlığı altında yayımlanan yazısıyla günün kazanını oldu
Adaletle merhamet yan yana gelir
ve hatta sarmaş dolaş olursa adalet merhametin içinde
erir.
Adaletle ve nefret de yan yana
gelir ve hatta sarmaş dolaş olursa, adalet nefretin içinde
erir.
*
Demek istemem o
ki…
Adalet;
nefretten de merhametten de uzak durur, durmalıdır…
*
Ve…
“Su-i misal emsal olmaz”
der eskiler.
Bunun mefhumu muhalifi
şöyledir:
“İyi
misal emsal olabilir”.
*
Fuat Uğur bugünkü Türkiye’de “Cumhurbaşkanımız Stine’ye sahip çıkamaz mı?” başlığı altında yayımlanan yazısında Nuriye Gülmen ile Stine Gulbrandsen’in ölüm oruçlarını karşılaştırıyor...
*
Önce Nuriye
Gülmen’i kısaca
tanıtıyor…
Bakın nasıl:
*
(Nuriye Gülmen)
Son olarak Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi’nde öğretim görevlisiydi.
Ona
akademisyen diyorlar.
9 Mayıs 2012'de Kütahya’da yapılan bir terör örgütü operasyonunda
gözaltına alınarak Sincan F Tipi Cezaevi’ne gönderilen, 2013'te Gezi vandalları arasında yıkıcı eylemlere karıştığı
için tutuklanarak 109 gün cezaevinde yatan, 2015'te ise Eskişehir'de yine bir terör
örgütü adına faaliyet yürüten şahıslara yönelik yapılan operasyonda
yakalanarak gözaltına alınan ve “Terör Örgütü Propagandası
Yapmak, Suçu ve Suçluyu Övmek” suçlarından defalarca tutuklanan bir
“akademisyen”…
*
Sonra da Stine Gulbrandsen hakkında bilgi veriyor.
*
Stine Gulbrandsen dediğimiz
gibi Norveç’te
yaşıyor.
Bir
anne. Yıkılmış, perişan edilmiş ve çaresiz bırakılmış bir
anne.
Çünkü kucağındaki dünya tatlısı iki
çocuğu, Norveç'te,
adı Barnavernet olan,
aslında çocuk ticareti yapan "çocuk esirgeme
kurumu"nun
elinde.
Yıllardır uydurma nedenlerle elinden alınan
çocuklarının hasretiyle yanıp tutuşan onlara kavuşabilmek
için Stine Gulbrandsen şimdi AÇLIK GREVİNE başladı.
Ama Nuriye Gülmen’inki gibi çakma değil, harbiden açlık
grevi.
Tesadüfe
bakın, Stine Gulbrandsen de
cezaevinde iki ay hapis yatmış bir kadın. Ama o bir terör suçundan
cezaevinde yatmadı.
O
sadece çocuklarını istiyordu.
Stine iki yıl önce çocuklarıyla buluşabildiği ender
zamanlardan birinde küçük kızının anlattıklarından onun yurtta
tacize uğradığını anladı ve kurum müdürünün yanına giderek durumu
iletti.
Lâkin acımasız ve kötü ruhlu kurum müdüründen
aldığı cevap, herkesi çılgına çevirecek
cinstendi:
“Senin
kızın da buna izin veriyor demek ki...”
Bir anda gözü dönen Stine
Gulbrandsen, yerde süs olarak duran
bir madenci heykelinin çekicini aldığı gibi yönetici kadına
fırlattı. Ahlaksız kadının bir yerine isabet etmedi ama
Stine iki ay hapis yattı.
*
“Açlık grevi” ya da kimilerine
göre “ölüm orucu” eylemlerinin kutsiyetini ya da siyasiliğini
böylesine doğru örnekleme ile anlatan…
Nuriye Gülmen için Türkiye’ye yapmadık zulüm
bırakmazken, Stine Gulbrandsen için parmağını oynatmayan Batılı
ülkelere “adalet dersi veren” Fuat Uğur benim için “Günün Kazananı”…