Fuat Uğur hem Fehmi Koru'ya hem de Akif Beki'ye fena çaktı
Fuat Uğur, bugünkü yazısında Sözcü davasında ifade veren Fehmi Koru ile savcılara ayar veren Akif Beki'yi yerden yere vurdu..
Türkiye yazarı Fuat Uğur, Sözcü davasında çark eden Fehmi Koru
ile Karar yazarı Akif Beki için çok ağır ifadeler
kullandı.
Fuat Uğur, Fehmi Koru için "Sözcü için o kadar iddiada bulundu,
meğerse hissettiklerini yazmış, çok hisli bir insandır kendisi!"
ifadelerini kullanırken Akif Beki için de "kullanılmış mendil"
benzetmesi yaptı.
İşte Fuat Uğur'un bugünkü yazısından bir bölüm:
FETÖ’nün “güzel insanları” ve Fehmi Koru
Sözcü gazetesinin FETÖ ile iltisakı konusundaki davanın iddianamesi, gazetenin sahibi Burak Akbay’ın FETÖ (o zamanki adıyla Cemaat) okullarında okuduğu ve onların evlerinde kaldığı iddiasındaki bir yazıdan yola çıkılarak hazırlandı.
O yazının sahibi Fehmi Koru’ydu ve Taha Kıvanç müstear adıyla
kalem oynatıyordu. Üstelik soruşturma kapsamında çağrılı olarak
gittiği savcılıkta “Burak Akbay cemaat evlerinde kalıyordu”
diyerek, bu iddiasında ısrarcı olmuştu.
Davanın iddianamesi, dediğim gibi onun yazısından yola çıkılarak
hazırlandı, içine Sözcü’nün hakikaten son derece problemli, FETÖ
taktik ve propaganda yöntemlerini andıran haberleri de eklendi.
Eh bir de tanıklar gerekiyordu “FETÖ iltisakını kanıtlamak”
için. Bulunamamış olacak ki Sözcü’yü haberlerinden dolayı zaman
zaman sertçe eleştiren gazeteciler çağrıldı; bendenizle birlikte
Cem Küçük, Ersoy Dede ve Hüseyin Gülerce.
Sanırım “Bu adamlar esip gürlediğine göre kesin bu gazetenin FETÖ
iltisakına dair bilgiye de sahiptirler” diye düşünülmüştü. Oysa
eleştiri kanıt anlamına gelmiyordu.
Biz duruşmalara gittik ve ifadelerimizi verdik. Zaten biliniyor
ne dediğimiz. Merak edenler için hem duruşma öncesi, hem sonrası
yayınlanan iki yazımda olayın safahatı ve konuya ilişkin
değerlendirmelerim var.(*)
MEĞER HİSSETTİKLERİNİ YAZMIŞ
Bu iddianamenin yazılmasının asıl sebebi olan Fehmi Koru ise
kendisine tebligat gelmediğini belirterek uzun süre tanıklık
yapmadı mahkemede. Ama nihayet önceki gün çıktı hâkimin karşısına.
Ve Burak Akbay’ın cemaat okullarında okuduğu ve onların evlerinde
(ışık evlerinde) kaldığı yolundaki yazısıyla savcılığa verdiği
ifadeye ilişkin bakın ne dedi:
“Orada da anlattığım gibi bir gezi sırasında Ertuğrul Akbay'ın
bana aktardığı, oğlunun o sırada İsviçre’de öğrenci olduğu ve güzel
insanlarla tanışarak vatana millete dinî hassasiyetlere sahip bir
insan olarak yetiştiği şeklinde aklımda kalan bir cümlesi olmuştu…
Yazımda o dönemde o kanaate sahip olduğum için o yöne işaret edecek
bir cümle kurdum. O zaman FETÖ yoktu, ‘güzel insanlar’ ifadelerini
ben cemaat olarak yorumladım”
Ne güzel değil mi? Baba Akbay ile konuşmuş ve “güzel insanlar”
sözünden onun Cemaatçileri kastettiği sonucunu çıkarıp bunu
köşesinde “Burak Akbay cemaatçilerin okulunda okudu, onların
evlerinde kaldı” deyip Sözcü’yü de Cemaat’in kurdurduğunu yazmış.
Böyle HİSSETMİŞ kendisi. Hisler çok mühim tabii.
Dahası var, hâkim, hisli Fehmi Bey’e savcılık ifadesinde “Burak
Akbay’ın İsviçre’de cemaate ait bir evde kaldığı” iddiasında ısrar
ettiğini hatırlatınca “İfademde öyle bir şey geçiyorsa bu yanlış”
demiş.
HİSLİ MEKTUPLAR DA TAŞIMIŞTI
Fehmi Koru, Zaman gazetesinde yıllarca yazarlık ve yönetmenlik
yapmış bir isim. FETÖ ile çok yakın ilişkileri olan ve hatta bu
müktesebatı FETÖ’nün 7 Şubat MİT darbesi sonrası Pensilvanya’ya
gidip “güzel insan” Fetullah Gülen adlı terör elebaşından dönemin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “his dolu” mektup getirecek kadar eski
ve köklü olan bir isim.
İnsan işittiklerine ve okuduklarına inanamıyor.
Fehmi Koru’nun önceki günkü duruşmada söylediklerinden sonra fena
oldum.
BİR HUKUK CİNAYETİNİN DOLGU MALZEMESİ Mİ
OLACAKTIK?
Şimdi anlıyorum ki onun yazısı ve ifadelerinden yola çıkılarak
hazırlanan bu tuhaf iddianameyle açılan dava ile âdeta hukuk dışı
skandal bir infazın dolgu malzemesi yapılacaktık.
Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanlığından Erdoğan düşmanlığına
evrilen, Hürriyet’in kullanıp da kirli bir mendil gibi kapı önüne
bıraktığı Akif Beki’nin aşağıdaki sözlerinden ne demek istediğim
anlaşılır:
“Savcılar artık bunlara güvenilip iddianame yazılmayacağını umarım
anlamışlardır”
Demek ki Akif Beki’ye göre savcılar kanıtlara göre değil,
gazetecilerin eleştirilerine göre iddianame hazırlamalılar. İlginç
bir hukuk anlayışı.
Kimi kalın kafalılar için eleştiri kanıt anlamına geliyor
olmalı.
Sözün bittiği yer.
Akif Beki Cem Küçük kendisini eleştirdiğinde İbrahim Kalın
Ağabey’ini devreye sokup rica minnet arattırması da galiba bu
“özgün hukuk anlayışı” nın sonucu.
Aşağıda linklerini eklediğim, savcılık ifademden ve duruşma
sonrasında yayınlanan yazılarım ders niteliğinde olmalı ama
biliyorum ki anlattıklarım içki masalarının mütedeyyin görünümlü
sahtekârları için değil.
Fuat Uğur'un yazısının tamamı için tıklayın