Fuat Uğur: Bizim dizilerin eli armut mu topluyor?
Türkiye yazarı Fuat Uğur, FETÖ'nün ABD dizileri eliyle mesaj verirken Türk dizilerinin de boş durmaması gerektiğini yazdı.
Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, Türk dizilerinin dünyaya
açıktan veya subliminal mesajlar vermesi gerektiğini savundu.
Fuat Uğur, geçen hafta ABD dizisi Designated Survivor'da Türkiye ve
Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhtarı konular bulunduğunu hatırlatarak
"Artık bizim de dünyaya bir mesaj vermemiz gerekmiyor mu?" sorusunu
yöneltti.
İşte o yazıdan bir bölüm:
Bizim dizilerin eli niye
armut topluyor?
Amerikan ABC televizyonunda yayınlanan Designated
Survivor adlı diziyi çok konuştuk geçen hafta. Türkiye ve
Erdoğan karşıtı, ABD Başkanı’na Fetullah alçağının saygın bir
bilgin-din adamı olduğunu söyleten bir dizi bu. Algı
çarpıtmalarıyla ve operasyonlarıyla dolu olan son bölümü
Türkiye’den büyük tepki aldı.
Her zamanki gibi bunun nasıl olabildiğini sorduk.
Hâlâ kabullenmekte zorlandığımız konu şu.
ABD’de medya ve sinema sektörü büyük oranda devletin (CIA,
Pentagon, silah kartelleri, FBI vb. olarak okuyun) denetimi
altındadır. Gerektiği zaman Amerikan devletinin ve sermaye
gruplarının çıkarlarını seslendirirler. Kolaylıkla
hatırlayacaksınız, ABD Irak’ı işgal etmeden önce filmleri
çevrildi, fos çıkan kimyasal silah iddiaları
dillendirilmeden önce bunun senaryoları yazılıp Hollywood’da
çektirildi, işgalden sonra da Amerikan askerlerinin
kahramanlık destanları ve o ülkeleri nasıl büyük tehlikeden
kurtardıkları, aslında ne kadar insancıl oldukları
anlatıldı. Sanki Ebu Gureyb Hapishanesindeki ahlaksız
işkenceler yokmuş, 1 milyona yakın insan onlar tarafından
katledilmemiş gibi.
Aynını Afganistan’ın işgalinde, daha geriye
gidin Vietnam’daki o korkunç savaşta görürsünüz.
Hemen sazan gibi atlayacak çokbilmişler için söyleyelim.
ABD Vietnam bataklığına boğazına kadar gömülüp, binlerce
askerinin ölüm haberleri ve cenazeleri, yaralıları
gelince Amerikan halkı sokaklara döküldü savaş
karşıtı protestolarla.
O vakit derhal diğer derin devlet aklı devreye girdi
ve “onurlu bir geri çekilme” için hazırlıklar başladı.
Önce Hollywood’a, savaş karşıtı filmlerin siparişleri verildi.
O filmler seyirci rekoru kırdı. Hair filmi onlardan
biriydi. Tepkiler arttıkça arttı ve sonunda Paris’te Ho Şi
Minh ile anlaşma imzalandı. Daha sonra da bu sürece bir krema
atılıp “Doğum Günü 4 Temmuz” filmi çektirildi.
Kısaca Hollywood Amerikan devlet mekanizmasının eğlence
sektöründeki aparatıdır.
Medyası da aynı şekilde. Bugün ABD’de aleni şekilde iki
medya görüyoruz. İki Amerikan devleti arasındaki savaş
nedeniyle. Biri fake news, yani Trump karşıtı olanlar, diğeri
de Cumhuriyetçi, yani demokratların karşıtı olanlar.
Onlar da boş durmuyor. Trump karşıtı ne kadar Hollywood
demokratı varsa hepsinin taciz ve tecavüz
vakaları ortaya çıktı ve diz çöktürüldü. Artık Trump
karşıtı “Demokrat Hollywood”un itibarı yerlerde sürünüyor.
Ama aynı ABD sineması ve medyası ülke çıkarları için tek
beden olurlar.
Aynını Avrupa için de düşünün. Bakınız aşağılık Alman
medyasına. Çirkefliğin batağında yüzmeye çalışıyorlar ve her
geçen gün daha da batıyorlar.
Bu yüzden bizler bunlara KIZMAK YERİNE KARŞI
HAMLELERİMİZİ yapmalıyız.
Şimdi gelelim başlıkta ipucunu verdiğimiz meseleye.
BİR MİLYAR İNSAN TÜRK DİZİLERİNİ İZLİYOR
Dünya artık Türk dizilerini seyrediyor, bu günümüzün çarpıcı ve sevindirici bir gerçeği.
Türkiye dünyada dizi ihraç eden en büyük 10 ülkeden biri
konumunda şu anda. Bunu biz söylemiyoruz, dünyada izlenme
oranlarını belirlemek üzere kurulmuş olan ve 100 ülkede 5 bin 500
kanalı takip eden Euro Data TV World Wide verileri anlatıyor.
Sıralamada Türkiye, Rusya’nın önünde ve ABD’yi yakından takip
etmekte.
Kısaca 80’den fazla ülkeye Türk dizileri gidiyor.
Meksika’da Brezilya dizileriyle başa baş durumda Türk dizileri.
Avrupa’nın tam 19 ülkesi Türk dizilerini izliyor. Hem de reyting
rekorlarıyla.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Türk dizilerinin dünyada bir milyara yakın izleyicisi var.
Bunun ne denli büyük bir imkân olduğunu anlatmak için sanırım daha
etkili bir veri olamaz.
O hâlde bu etkili alanı aynen ABD ve Avrupa gibi değerlendirmek
gerekmez mi?
Bakın, aynen ABD gibi, senaryonun gidişatı zorunlu kılıyormuş gibi
ya da alttan alta subliminal mesajlar verebilmenin binbir türlü
yolu vardır.
Fuat Uğur'un yazısının tamamı için tıklayın