<font color='#FF0000'>Bekir Coşkun için öyle bir şey yazdı ki...</font>
Mümtazer Türköne yine Atatürkçüleri delirtecek bir yazıyla karşımızda. Özellikle de Bekir Coşkun küplere binecek.
GAZETECİLER.COM - Mümtazer
Türköne, Bekir Coşkun'un sinirlerini bozmaya
niyetli galiba...
Baksanıza neler yazmış öyle...
Hele de Bekir Coşkun için bir tanımlaması var
ki...
Bekir Coşkun'un çocukluğunu düşündüğünde aklına şöyle bir tip
geliyormuş;
-"Nedense gözümün önüne hep Andımız okunurken, burnunu kaşımak için
hazırol vaziyetini bozan arkadaşını öğretmenine ispiyonlayan bir
tip geliyor."
Sadece bu satırlar değil...
"Atatürkçü" portresi olarak öne çıkarttığı Bekir
Coşkun'un bozulmasına ve sinir katsayasının artmasına sebep olacak
finaldeki satırlara da dikkat.
Buyrun yazısından o bölümlerde;
"Muhtemeldir ki Bekir Coşkun, "intizam", "hal
ve gidiş" notları "pekiyi" olan bir öğrenciydi; matematiğini bilmem
ama Türkçesinin de iyi olması lâzım. Yazdığı köşe yazısını
okuyanların 'aklımda ne kaldı?' sorusuna bir türlü
cevap veremeyişinden, Türkçe kompozisyon derslerinde
başarılı olduğu belli. Zira o
kompozisyonlarda fikre yer verilmez.
İSPİYONCU TİP
Nedense gözümün önüne hep Andımız okunurken, burnunu
kaşımak için hazırol vaziyetini bozan arkadaşını
öğretmenine ispiyonlayan bir tip geliyor. Arkadaşları
tarafından sevilmeyen ama öğretmenin el üstünde
tuttuğu önlüğü ütülü, yakası kolalı ve temiz bir öğrenci. Sınıfın
neredeyse tamamı, onun sayesinde bir azar işitmiş olmalı. Bu kadar
intizamlı bir öğrencilikten sonra, o eğitim
sisteminin içine darbecilerin yerleştirdiği sembollerle sınırlı bir
dünyada yaşamaktan ve düşünüp-yazmaktan başka çıkar yolu var
mı?
Suç Bekir Coşkun'da değil, onu diktatör
arayışıyla sınırlı bir siyasî kısırlığa hapseden Atatürkçü eğitim
sisteminde. Şayet çocuklarımızın birer Bekir Coşkun olarak
yetişmesini istemiyorsak, hiç olmazsa Samsun'a 1919'da
çıkıldığını, Kurtuluş Savaşı'nın da 1922'nin 30 Ağustos'unda
zaferle sonuçlandığını kavramalarını bekliyorsak, eğitim sistemini
de çocuklarımızın zihnini de bu darbe kalıntılarından temizlemek
boynumuzun borcu. Yoksa bu sistemden çıkan Bekir
Coşkun'larla, demokratik bir CHP'ye kavuşmamız ve bu yolla
iktidar adayı bir muhalefet partisine sahip olmamız mümkün
olmayacak.
ATATÜRKÇÜLÜK
Atatürkçülük, darbeciliktir. Darbecilerin
zorbalık yaparken, Atatürk heykellerinin arkasına sığınmasına,
silahlı gasp eylemlerine mazeret ararken Atatürk
maskesi takmalarına Atatürkçülük adını
veriyoruz. Bugün, demokrasiye tasallut edecek zorbalar ve
diktatörler arayanlar, bu ideolojinin etkisinden kurtulamayanlar
değil mi?
Yazının tamamı için