<font color='#FF0000'>Af dileyen gazeteciler</font>i görünce içim kanadı

Taha Akyol'un son kitabı Atatürk'ün İhtilal Hukuku gerçekten çok ufuk açıcı. 632 sayfa oluşu ilk başta insanı yıldırıyor ama başlayınca, su gibi akıp gidiyor.

GAZETECİLER.COM - Hürriyet yazarı Taha Akyol'un son kitabı Atatürk'ün İhtilal Hukuku isimli kitabı okularıyla buluştu. Zaman yazarı Nuriye Akman, kitap ile ilgili çok çarpıcı bir röportaj yaptı. Zaman darlığından kitabı satır satır okuyamadığını,  ama okuduğu kısımlarda bildiği zannettiği bazı olayların ve kişilerin çok farklı yorumlandığını bu nedenle de bir çok yerde ağzının açık kaldığını yazdığı röportajda Atatürk dönemi basın dünyasıyla ilgili de çarpıcı ayrıntılar var...

İşte o röportajdan bir bölüm:

-Kitabınızda içimi kanatan bir bölüm var. İstiklal mahkemesinde yargılanan gazeteciler Atatürk'e "bizi affedin, sizin hizmetkarınızız, dehanızın önünde eğiliyoruz. Valla billa bir daha gazetecilik yapmayacağız" diye yalvarıyor... Böyle bir pişmanlık telgrafı ile canlarını kurtarabiliyorlar. Siz bunu biliyor muydunuz kitabı yazmadan evvel?

-Ben bunu "Ama hangi Atatürk?" kitabım üzerinde çalışırken öğrendim. İçim kanadı dediniz. Benim de içim kanadı.

-Aslında hem onlar adına, hem Atatürk adına üzüldüm. Niye benim meslektaşlarımı bu hallere düşürüyorsun paşam, dedim içimden.

-Fevkalede üzüldüm ama ben bunu okuduğumda hayret etmedim. Çünkü bunu yaptıran o tek adam psikolojisi.

-Bugün iktidar-basın ilişkilerinin, geçmişten daha beter olduğunu düşünenler var. Katılıyor musunuz onlara?

-Yok, hayır. Ben bugün iktidarın basın üzerinde caydırıcı bir otoritesinin olduğu kanaatindeyim. Ben bugün başbakanın doğrudan çeşitli gazete yazarlarını hedef alan açık eleştiriler yapmasını doğru bulmuyorum. Ama bu hiçbir zaman Atatürk dönemindekiyle mukayese edilemez.