Fikret Ercan magazine mi gidiyor?

Özay Şendir'i hatırlayın… Başarılı gazeteciyi HT'inin ikinci sayfasından alıp 'sen biraz magazin yaz' dediler ve gitti...

Ertuğrul Özkök bu gün yazarlarını okşamış klavyesinin tuşlarıyla…
Sevmiş onları, sevmiş, sevmiş…
Kimisinin saçını fazla okşamış…
Kimilerine şöyle bir gülümseyip geçmiş…
Bekir Coşkun’a biraz fazla mültefit davranmış…
Eskiler “Öpülecek yanak, dudağa yakın oturur” derler, Bekir Bey’e hatırlatırız…
Bir şeyi daha hatırlatırız ki bu söz aslında böyle söylenmez…
Edep dışı bir lâf etmiş olmamak için az biraz değiştirerek yazdık…
Fikret Ercan’ı nedense överken küçümsemiş gibi geldi bize…
Sanki ana gazetede hiç payı yokmuş da magazinciymiş gibi…
Medyada büyük gazetelerde adınız “magazinciye” çıktı mı kapıya yakın konuşlandırılmış oluyorsunuz…
Ya da öpülecek yanak gibi dudağa yaklaştırılıyorsunuz…
Şuraya bakar mısının?..
Fikret Ercan ve Selim Akçin, Kelebek’te harikalar yaratıyorlar. Kelebek’i her gün biraz daha artan keyifle ve merakla okuyorum.
Artık Hürriyet’in eki değil, ayrı ve kişilikli bir gazete haline geldi.
Reklamcıların da bunu fark etmeye başladıklarını görüyorum.
Eh yani…
Fikret Bey artık yeni bir gazete bile çıkarabilir…
Reklâm da alacağına göre Amiral Gemisinden uçabilir…
Özay Şendir’i hatırlayın…
Başarılı gazeteciyi HT’inin ikinci sayfasından alıp “sen biraz magazin yaz” dediler ve gitti…
Fikret Ercan da gidici mi ne?..
Ahmet Hakan yine favorisi…
143 satırın yedisi Ahmet Hakan’dan söz ediyor…
Az buz değil yani…
Bakın neler diyor Hakan için…
Ahmet Hakan, nekahet döneminden sonra yazılarına mükemmel bir formla başladı.
Yazarlıkta yeni bir dönemi açtığını artık herkese kabul ettirdi.
Tek mesele, "Reservoir köpekleri" gecesi giydiği tişört ve diz altı şortunun rengi konusunda anlaşamamamız.
Ben turuncu diyorum o "Altı çizilmemiş kırmızı" diyor.
Gelecek haftaki "Reservoir köpekleri" gecesinde, bunu Uğur Cebeci ve Fatih Çekirge’nin önünde bir kere daha tartışmaya karar verdik.
Hakan’dan sonra en çok Bekir yer kaplamış…
6 satır…
Bekir’in karısı Andree’yi de unutmamış bu arada…
Tufan Türenç, Özdemir İnce, Cüneyt Ülsever ve Doğan Hızlan’jn sadece isimlerini yazmış…
Ne övgü…
Ne yergi…
Koca makaleden aklımızda kalan tek şey; Fikret Ercan meselesi oldu…
Özkök neden acaba O’nun “magazin gazeteciliği”ni ön plâna çıkardı…
“Merak kediyi çatlatır” derler ya…
Her ne kadar kediye benzer yanımız yoksa da meraktan çatlayabiliriz…
Bir de siz okuyun Özkök’ün makalesini bakalım bizim gibi mi düşüneceksiniz?..