Fetullah Gülen, Serdar Turgut ve inanç

"Bu siyah beyaz bileklik orada dedelerin ve yaşlı kadınların taktıkları geleneksel bir şey. Bana huzur veriyor."

ADNAN BERK OKAN

Serdar Turgut itiraz edebilir belki ama ben onu Edmund Burke’e benzetirim çoğu zaman.
Kimilerine göre zıt çıkışları vardır…
Oysa bu “zıt” gibi görünen çıkışları, Winston Churchill’in Edmund Burke için söylediği gibi; “aynı derin bilgi ve samimi ruhtan kaynaklanmaktadır”…
Ama itiraf ederim ki Serdar’ı bazen ben de anlayamıyorum…
Yok efendim, keskin çıkışlarından ve yazıları arasındaki zıtlıktan değil…
Bu anlayamayış, genellikle entelektüel cesareti gösteremeyişi ve özgüvenini yitirmesinden kaynaklanıyor…
Örneğin son zamanlarda Fethullah Gülen Hareketiyle ilgili "doğru" şeyler söylüyor ama baskıdan mı korkuyor ne, cesareti kırılıyor, düşüncelerini daha açamıyor…
Daha ileri taşıyamıyor…


Gülen Cemaati yararlı

Gazeteciler.com’dan Zeynep Kurtbay’la yaptığı söyleşide “çok doğru” şeyleri ya “eksik” söylüyor ya da daha ileri götürmeye “cesareti yok”
“Şu an hayatımın geldiğim aşamasında yaşım kıdemim tecrübemle cemaatin (Gülen) önemli olduğunu ve yararlı olduğunu düşünüyorum Türkiye için” diyor ama bu görüşünü inançla savunamıyor...
“Değişmedim. Benim bütün bu çabamı ‘Aaaa cemaatçi oldu’ deyip bitiremezler’’ diyor…
Kendisiyle ilgili (eğer varsa) o söylemle dalga geçmeyi becerecek kadar yeteneği ve derinliği olduğu halde bunu yapamıyor…
"İnançlıyım ama dindar değilim" diyor…
Olur mu öyle şey Serdar?..
İnançlıysan, dindar sayılırsın...
Neden korkuyorsun “dindarım çünkü inançlıyım” demeye…
Kökten dinci olunmadan "dindar" olunamayacağını mı zannediyorsun ne?..


Kökten dincilik, dinin inkârıdır…


Kuran
’ın hiçbir yerinde “aşırılık” yoktur…
Kur’an, “ifrat” ve "tefrit”i reddeder…
"Teistim" diyor Serdar...
Bu, "Allah'a inanırım" demek.
Allah'a inanıyorsan dindarsın kardeşim..
Çünkü Allah'a inanıyorsan: Önce kendine ve ailene, sonra da bütün insanlığa karşı dürüstsün.
Bundan daha iyi dindarlık olur mu?.
Çünkü Allah'a inanıyorsan:
Temiz ahlâklısın...
Yalan söylemiyorsun...
Çalmıyorsun...
Kimsenin canında, malında, ırzında gözün yok demektir...
Bundan daha iyi dindarlık olur mu?.


"İnançlı" olmak esastır ama
...


Diyor ki: "Bu siyah beyaz bileklik orada dedelerin ve yaşlı kadınların taktıkları geleneksel bir şey. Bana huzur veriyor."
Eğer inançları bir insana huzur veriyorsa o kişinin "dindar" olduğunu söylemek gereklidir.
Ve sevgili Serdar; seküler olmak, bir kişinin "dindar" olmasına engel değildir...
Fethullah Gülen hareketini, tarikatlardan ayıran en belirgin özelliklerden biri de zaten bu değil midir?.
Gülen, "seküler yaşayın" tavsiyesini yapmaz ama seküler yaşayanların dışlanmasını asla istemez...
Belli ki senin çevrende yok ama Gülen Hareketi'nden biriyle evlenmiş olanlar, (erkek ya da kadın) eşlerinin yaşam tarzına (toplumun kabul ettiği genel ahlâk kurallarının dışına çıkmamak şartıyla) karışmazlar.
Gülen Hareketi'nde "inançlı" olmak esastır ama Siyasal İslâm'a bulaşmak kabul edilemez.


Marksizm inançlı olmaya engel mi?..

"Ben Marksistim; sekülerim, içki içiyorum" diyor bir başka yerde..
Tamam ama bunlar "dindar" olmasına engel değil ki...
"Engel" olduğunu düşünüyorsa din yobazlarının etkisinde kaldığını kabul etmiş olur...
"İnançlı ve dindar olmayan seküler" olduğunu söylerken hem kendine hem gerçek İslâm'a haksızlık ediyor...
Kaldı ki, söyleşinin bir yerinde "İnançlıyım ama dindar değilim" dediği halde, söyleşinin ilerleyen bölümlerinde niçin "inançlı ve dindar olmayan seküler bir adamla inançlı ve dindar olan seküler olmayan" demek ihtiyacını duyuyor anlayamadım?.
Ne gerek var?.


Bebekler Balkondan atılmalı(!)..

"Apartmanlardan bebekleri atın köpekler kalsın"  ya da "Karımı öldürmek istiyorum" diye yazdığı yazılarının "kara mizah" olduğunu söylüyor...
Yapma be Serdar!..
Bunların neresinde "kara mizah" var?..
Halbuki orada söylemen gereken şey "yanlış yaptım" demektir…
“Aykırı olayım, gonzoluk yapayım derken, absürt şeyler yazdım” desen daha doğru olur ve sana yakışan da odur…
Çünkü cinayet işlemenin "töre" kabul edildiği bir ülkede yazdın sen onları…
Baştan, "töre" adına işlenen cinayetlerle ilgili eleştirel bir şeyler yazarsın tabii ki ondan sonra ve usulünce karını neden öldürmek istediğinle ilgili bir kara mizah örneği verebilirsin ama onu yaparken de mutlaka törelerle dalganı geçmelisin...
"Bebeklerin balkondan atılması" için ise söyleyecek söz bulamıyorum...
Hunter s. Thompson bile sevgililerinden birini öldürmeyi düşünmüş olabilir ama bebekleri balkondan atmak asla aklına gelmemiştir...
Kaldı ki senin ve senin gibi "Gonzo" türü yazarların (Bir ara Gonzo olduğunu itiraf eden ciddi bir yazını hatırlıyorum) üstadı sayılan Thompson kendi uçukluğuna dayanamayıp intihar etti.


Gülen'den Papa olur mu?..

Sevgili Serdar; senin Umberto Eco olma ihtimalin yok değil ama Gülen'in Papa olma ihtimali sıfır. Ve hatta böyle bir benzetme "çok ayıp"...
"Modernleşme ve inanç arasındaki ilişkileri çözmek" istemenden daha olağan bir şey yok. Sen etkin bir gazetenin, etkin bir köşe yazarısın. Gerekli bütün imkânlara da sahipsin. Yazılı, sözlü ve görüntülü basında yerin var ama kendine güvenin yok.
"Modernleşme ve inanç arasındaki ilişkileri çözmek" istediğini söyledikten sonra "haddim değil" diyorsun.
Unutma sevgili kardeşim; isteyen herkes, her şeyi çözme haddine de sahiptir...


Profesyonel insan satılır...

Bir diğer yanlışın ise "Bu adam kendini sattı" diyenlere kızıyor olman...
Tabii ki satacaksın..
Sen bir profesyonelsin...
Burada yanlış olan kendini (emeğini) satman değil Engin Ardıç olup olmamandır...
Ki şimdilik öyle bir görüntün yok...



Kur'an konusunda konuşmak...

"Kur'an konusunda konuşmak haddime değil"
diyorsun ama birkaç cümle ile çok şey söylemiş oluyorsun aslında. Kur'an okumanın değil, Kur'an’da yazılanların önemli olduğunu söylemeden kabul etmiş oluyorsun.
"Önemli" olmak, o emirlerin hepsine o günün şartlarında uymak demek değildir.
O gün, dinin şeklî kurallarına uymayanlar günahkâr sayılabilirlerdi ama bugün öyle bir çağda yaşıyoruz ki; Allah'ın emrettiği insani ilişkileri uygulamak cennete gitmenin garantisi gibidir...
"Bu ülkede ahlâkın dindarların uhdesinde olduğu yolunda bir varsayım var" diyorsun.
Yanılıyorsun.
Dindarlar hiçbir konuda hiçbir davranışı uhdelerine almazlar.
Senin o dediğini yapanlar dindarlar değil, yobazlardır...

"Bir internet sitesinde sadece terbiyesiz yazılar yazabilirim" ne demek Serdar?..
Senin "edepsiz" yazılarını gazetede her çocuk okumayabilir ama internet öyle bir ortam ki neredeyse beş yaş sınırına indi ziyaretçileri...

Hâsılı…
Sen her zaman kendin olmayı başardın ve bunu şu andaki gazetende daha rahat yapabilirsin…
Fethullah Gülen Hareketi’ne destek vermek utanılacak bir şey olmadığı gibi destekleyen kişinin vizyon sahibi olduğunu gösterir…


Marksizm’i iyi bilmekle övünme…

Marks ve Engels’in, Edmund Burke için söylediklerini hatırla:
“Önce Amerikan kolonilerinden aldığı parayla İngiliz oligarşisine karşı Liberal rolü yapan, sonra da İngiliz oligarşisinden aldığı parayla Fransız Devrimi’ne karşı romantik bir geçmiş zaman methiyecisini oynayan bu otlakçı yalaka, tamamıyla aşağılık bir burjuvadır”.
İlerleyen yıllar hem Fransız Devriminde ve hem de kanla yoğrulan bütün ihtilâllerde Edmund Burke’ün Liberal muhafazakârlığını haklı çıkarırken; bütün sözde devrimciler büyük yanılgılar yaşamışlardır...
Önümüzdeki süreçte senin ve benim gibi; Fetullah Gülen Hareketi’ne destek verenler kazanacak; din ve Sosyalizm yobazları kaybedeceklerdir…