Fethullah Gülen öcü mü?..
Hocaefendi ile ilgili “güzel, hoş, destek verici” söz söyleyemezsin ama istediğin kadar ve abartılı Yergi yapabilirsin…
Balçiçek
Pamir bugünkü yazısının bir
yerinde şöyle diyor:
“Geçenlerde
bir sohbette bir meslektaşımı övmeye kalktım. Öyle bir tepki aldım
ki şaşırırsınız. ‘İyi ama o adam Zaman'da yazmıyor
mu?’”
Ve sonra da
kaşların kalktığını, dudakların büküldüğünü hatırlatıyor
Balçiçek…
***
Ne yazık ki
medyamızı bu “çağdışı – despot – ırkçı” kafalar
yönetiyor…
Sadece
Balçiçek’in (Doğan, Sabah ve Gazete HT) tarafında
değil…
Zaman’da da,
Yenişafak’ta da, Star’da da, Bugün’de de bu kafalardan pek bol
miktarda bulabilirsiniz…
Buraların da
kendi Bekir Coşkunları, Emin Çölaşanları, Ruhat Mengi’leri
vardır…
İstisnaları
yok mu?..
Var
elbette…
Ama kamuoyunu
genelde bu kafalar yönlendiriyor yazdıkları haberler, yaptıkları
yorumlarla…
***
“Ve”
diyor Balçiçek; “ardından F tipi
esprileri, kötü yorumlar... İyi ama ben Fethullah Gülen'i övmedim
ki! Üstelik onu da övebilirim, yerebilirim, kime
ne?”
***
Ah benim zarif
kızım ah!..
Ah benim hem
“bal” hem “çiçek” kızım ah!..
Bu ülkede,
seks kulüplerinde, Gay veya lezbiyen barlarında boy gösteren
sapıkları övebilirsin ama “Allah” yolundan gittiklerine inanmış,
öbür dünyaya da bu dünya kadar değer atfeden inanç önderleriyle
ilgili “övgü” yapamazsın…
Bunlardan biri
de Fethullah Gülen’dir…
Hocaefendi ile
ilgili “güzel, hoş, destek verici” söz söyleyemezsin ama istediğin kadar ve abartılı
Yergi yapabilirsin…
O zaman kimi
başlara taç bile olursun…
***
Yine
Balçiçek’in yazısına döneyim…
Şöyle bağlıyor
Balçiçek:
“Uzun lafın
kısası, en zoru benim gibilerin durumu sayın okur. Ne karşı
mahalleden olabiliyorsun, ne de kendi mahallene
yaranabiliyorsun.
Oysa
çıkıversem ekranlara, bağırıp çağırıversem ağzım dolu dolu, sağdan
sola sallarken sarı saçlarımı, nasıl çağdaş bir Cumhuriyet kızı
olduğumu göstersem, topunun ipliğini pazara çıkarmaya çalışsam,
alayına sallasam... Ne özgürlüğüymüş, ne haklarıymış, ne
darbesiymiş, ne demokrasisiymiş, palavra bunlar palavra diye
bağırsam...
Gelmiyor ki
içimden sevgili okur. Zorlamayla olmuyor! Cumhuriyet kızıyım
ama...
Zihnime bir
türlü tesettür takamıyorum.“
***
Ya ben sevgili
Balçiçek ya ben neler çekiyorum bir bilsen…
Meselâ benim
yaşantım sekulerdir…
Alkollü
içkilerden büyük keyifle
alırım…
Yok
yok…
Öyle şarap
takıntım falan yoktur…
Çokça da
rakı-balık takılırım…
En büyük
zevklerimden biri, karımla saatlerce (şükür fazla kilolu
değilim) tango (ya da diğer dansları)
yapmaktır…
Ama…
Her sabah
güneşin doğuşu ile birlikte iki rekât namazımı
kılarım…
Cumaları
kaçırmamaya azami gayret gösteririm…
Yine
de...
Ne kendilerini
“dindar Müslüman” tanıtanlara yaranabiliyorum…
Ne de “rakı
içmenin Laik olmaya yeteceğini” zannedenlere…
***
Dün, gerçek
“Kur’an dini” üzerinden bir konuda görüş belirtmek istediğimde bir
kez daha fark ettim bunu…
Kur’an
ayetlerini, uyduruk hadislerin veya
töreleşmiş bazı kuralların önüne geçirmenin çok zor olduğunu
anladım…
Cumhuriyet’i
savunmak için(!) ise Başbakan’a ve AK Parti Hükümetine mutlaka
çakmak(!) gerektiğine bir kez daha kanaat
getirdim…
Yok, eğer
aksini yapıyor, açılıma, hukuk anlayışlarına, dış siyaset
uygulamaların destek veriyorsam yerim de belli adım da. “Satılık,
yalaka, hain!”…
Dünkü o yazımı
İNTERNETHABER.COM’da
96 bin kişi okudu…
114
okur yorum
yaptı…
İçlerinde
“helâl olsun” diyenlerin sayısı bir elin parmakları
kadardı…
Kalanlar ise
(iki taraftan) da hakaret etmişti…
Ne
yapalım?..
Kendi
penceremden gördüklerimi, kendi inançlarım doğrultusunda yazmaya
devam edeceğim…
Şimdiye
kadar öyle yapmaktan hiçbir zaman
vazgeçmedim…
Onun için
medyada sevenim
çok az, nefret edenim çok ya…
Hepsinin
canları sağ olsun…