Fehmi Koru'dan CHP'li ismin "ordu satılmış" sözleri için değerlendirme: Tam bir kısır döngü

Gazeteci Fehmi Koru, bugünkü köşesinde CHP'li ismin TSK için kullandığı "satılmış" ifadesinden yola çıkarak siyasette düşünmeden konuşmanın politik ortamı nasıl zehirli hale getirdiğini yazdı:

Habertürk canlı yayınında konuk olduğu program sırasında Türk Silahlı Kuvvetli için "ordu satılmış" ifadelerini kullanan CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın sözleri tepki çekmeye devam ediyor. Gazeteci Fehmi Koru bugünkü köşesinde bu ifadeden yola çıkarak siyasette düşünmeden konuşmanın politik ortamı nasıl zehirli hale getirdiğini yazdı:

BİR DÖNGÜ YARATILIYOR

"Maalesef politika özellikle günümüzde tam da bunu yapmanın alanı oldu. Partililer, birbirleri hakkında ithamlarda bulunurken, kullandıkları sözcüklerin insanların zihninde nasıl yer edeceğini hiç düşünmüyorlar. Muhatap alınan karşı saflardaki politikacının kendisine yönelik ağır sözlerden nasıl etkileneceği ise hiç hesaba katılmıyor.

Oysa ağır ifadelerin muhataplar üzerindeki etkisi siyaset alanını zehirliyor. Kendisinden sürekli yakışıksız biçimde söz edilen biri, bir süre sonra, karşı partilerdekilere aynı ağırlıkla çirkin söz etme hakkını kendisinde buluyor.

Daha da kötüsü, ağır ithamların, muhataplarını, tam da o hakaretleri hak edecek bir dönüşüme sürüklemesi bile mümkündür."

"POLİTİK ATMOSFERİ DİL BAKIN NASIL BOZUYOR"

"Ne demek istediğimi “Ordu satılmış” tartışmasına uygulayalım.

Aklı başında tek bir kişinin ne kadar kızarsa kızsın kendi ordusundan söz ederken “Satılmış” demeyeceğini kabul edelim. Bir politik şahsiyetin bunu söylediği haberi yaygın kullanıma sokulduğunda, haberi duyan kitlelerden kendilerini o politikacının çizgisine yakın görenler, cümleyi söylenebilir bir görüş olarak algılayabilirler.

Politikacı da, aklından geçmediği halde şahsına mal edilen bir görüşe dönüştürülmüş o cümlenin kopardığı tartışma ortamından etkilenerek, kendisini odaklaştırıp tartıştıracak başka sorunlu konuları ele almaya başlayabilir.

Bu duruma düşmüş politikacılar var bugün.

Türkiye’nin politik tartışma ortamı tam da bu yüzden hayli zamandır zehirli. Her türlü ithamı birbirleri hakkında kolayca dile getirebiliyor politikacılar; hem de en ağır ifadelerle…

O ifadelerin çoğu yargı önüne de taşınıyor.

Yargıçlar da, sağolsunlar, artık milyonluk tazminat cezalarına hükmedebiliyorlar…

Sosyal medyada serbestçe at koşturan troller ordusu, tuttukları tarafın başlattığı tartışmayı daha da seviyesiz bir zeminde sürdürmeyi görev biliyor.

Olan şu: Politikacı yapmaması gerekeni yapıyor ve muhatabına seviyesizce saldırıyor; görevi ondan devralan troller tartışma konusu seviyesizliği tahammül edilemez noktalara taşıyor; tartışma gündemi bu yüzden kirlenince, bu defa politikacılar sosyal medyaya kısıtlama getirmekten söz etmeye, hatta kısıtlama getirmeyi görev olarak görmeye başlıyor.

Tam bir kısır döngü."

Yazının tamamı için tıklayınız