Fehmi Koru'dan AKP'ye dokunulmazlık uyarısı!
Star yazarı Fehmi Koru, BDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmasını Habertürk'te yorumladı.
GAZETECİLER.COM
Başbakan Erdoğan'ın düğmeye basmasıyla gündeme gelen dokunulmazlıklar gerilimi Habertürk erkanlarında masaya yatırıldı. Ece Üner'in sunduğu Akşam Raporu'na konuk olan Star yazarı Fehmi Koru, BDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını yorumladı.
Hükümetin böyle bir adım atmaması gerektiğini vurgulayan Koru, aksi takdirde AKP'nin kendi söylemiyle çelişeceğini ve yıllar içinde elde edilen kazanımların heba olacağını söyledi. Hükümette dokunulmazlıklar noktasında Başbakan'a itiraz sesleri de yorumlayan Koru AKP'de çatlak yorumlarını değerlendirdi.
AKP'DE DOKUNULMAZLIKLAR ÇATLAĞI VAR MI?
Çok keskin bir ayrışmanın olduğuna söyleyemem. AK Parti parti içi doğru olan neyse birlikte hareket edilecek. Ama doğru olan hangisi? Bu konuda çok farklı görüşmeleri var. Grup kararı alacaklarını zannetmiyorum. Öyle bir noktaya giderse, ayrışma ve çatlamaya gidebileceği bir tablo çıkabilir. AK Parti Grubu içerisindeki tecrübeli isimler 1994 olayını çok iyi hatırlıyorlar. O zaman DEP'lilere öfke ve kızgınlık hakim olmuştu. O zaman DEP grubu SHP tarafından meclise getirilmişti. O zaman 'Kürt realitesini tanıdık' diyen bir başbakan vardı. o dönemin DEP'lileri bugünün BDP'lileri gibi üzerlerine düşen görevi algılayamadılar. Tansu Çiller Başbakandı. O dönem 'Bask modeli tartışmalıdır' diye açıklamalar yaptı. Ancak başarılı olamayacağı anlaşılınca tam tersine döndü ve şahinlik yaparak DEP'liler'in dokunulmazlıklarını kaldırılacak fezlekeyi Meclis'e havale ettiler. Polisler de o milletvekillerini araçlara bindirerek cezaevlerine götürdüler. AK Parti'nin tecrübeleri bu olayın kendi döneminde yaşanmasını kolay kolay kabul etmezler.
DOKUNULMAZLIKLAR KALKARSA GERÇEKTEN YAZIK OLUR
Neticede öfkeleniyorsunuz, bir şeyler yapmak istiyorsunuz. O kızgınlığınız sayesinde o bir şeyler yapılabilir gibi gözükmeye başlıyorsa, daha sakin değerlendirmeler yaparsınız. Bence BDP'liler Başbakan Erdoğan'ın bu öfkesini anlamış gibiler. Peki İmralı'da yatan bir mahkum belli konuda hükümete umut verici gelişmelerde hakim rol oynayabileceği mesajını veriyorsa, BDP'lilerin siyaseten o'nun gerisinde kalmaları, öfke çekmeleri, onlar açısından doğru bir görüntü mü? Bunu idrak edebileceklerse dokunulmazlıkların kaldırılmasının üzerine gitmesi doğru olmaz zaten. AK Parti'de geniş bir kesin bunun doğru olmadığını biliyor. Burada Başbakanın sinirli, öfkeli ve kızgın hali var. Haklı bir öfke. Bende de şahsen var, BDP'lilerin görevlerini yapmadığı konusunda. Ama bu 1994'ün benzerini ortaya koyarsa gerçekten yazık olur. Özetle dokunulmazlıkların kaldırılması yanlış olacaktır.
94'DEKİ TABLO TEKRAR EDERSE AKP KENDİSİYLE ÇELİŞMİŞ OLUR
'Burhan Kuzu Kandil'e çıkarlarsa da 94 mü diyeceğiz?' dedi ama diyeceğiz tabi ki. Türkiye 94'deki ortamı yeniden canlandırmamalı. Bir çok kazanım var. Bu kazanımlar hiç yokmuş gibi Tansu Çiller gibi yapmak bu hükümet için yanlış olur. Aslında bu iktidar kürsü dokunulmazlığını muaf tutarak dokunulmazlığı kaldırmak isteyen bir hükümet. Şimdi kalkıp kendi elleriyle, kürsü dokunulmazlığı içindeki konular nedeniyle dokunulmazlıkları kaldırısa kendi söylemine ters düşecektir.
ÇATLAK KELİMESİ AK PARTİ İÇİN KULLANILAMAZ
Çatlak kelimesi AK Parti için kullanıcak bir kelime değil. 10 yıl içinde gördük ki bir şekilde hallediyor. Ya ikna ediyor ya da suluhetle o konudan uzaklaşıyorlar. Yine geçmişte olduğu gibi uygun bi çözümü kendiler bulacaklardır. Bu olayda da bir çatlamaya AK Parti yöneticileri herhalde izin vermezler.
AK PARTİ'DE ULUDERE SIKINTISI
Bu konu AK Parti'nin kendi içinde bile tam bir tablo olarak karşısında durmuyor. AK Parti içerisinde de bu olayın kamuoyuyla tam paylaşılmadığı için kendi aleyhlerine olduğunun farkına varmış gibi gözüküyorlar. Öyle zannediyorum ki, bu konuya açıklık getirmeye kararlıymış gibi bir izlenim var. Uludere'de hareket halinde kitlenin PKK'lı bir grup olduğuna dair kanaat oluşmuş. Onlara karşı harekat yapılması konusunda o gün nöbetçi kimse askeri yetkiliden de emir almarak o emri vermiş. Peki niye o ortaya çıkartılmıyor. Böyle bir durumda isimler üzerinden bir sonuç ilan edilirse o isimlere yönelik yanlış değerlendirmeler yapılabileceği, hayati tehlikeye düşeceklerine dair bir hasassiyet var.
Başbakan Erdoğan'ın düğmeye basmasıyla gündeme gelen dokunulmazlıklar gerilimi Habertürk erkanlarında masaya yatırıldı. Ece Üner'in sunduğu Akşam Raporu'na konuk olan Star yazarı Fehmi Koru, BDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını yorumladı.
Hükümetin böyle bir adım atmaması gerektiğini vurgulayan Koru, aksi takdirde AKP'nin kendi söylemiyle çelişeceğini ve yıllar içinde elde edilen kazanımların heba olacağını söyledi. Hükümette dokunulmazlıklar noktasında Başbakan'a itiraz sesleri de yorumlayan Koru AKP'de çatlak yorumlarını değerlendirdi.
AKP'DE DOKUNULMAZLIKLAR ÇATLAĞI VAR MI?
Çok keskin bir ayrışmanın olduğuna söyleyemem. AK Parti parti içi doğru olan neyse birlikte hareket edilecek. Ama doğru olan hangisi? Bu konuda çok farklı görüşmeleri var. Grup kararı alacaklarını zannetmiyorum. Öyle bir noktaya giderse, ayrışma ve çatlamaya gidebileceği bir tablo çıkabilir. AK Parti Grubu içerisindeki tecrübeli isimler 1994 olayını çok iyi hatırlıyorlar. O zaman DEP'lilere öfke ve kızgınlık hakim olmuştu. O zaman DEP grubu SHP tarafından meclise getirilmişti. O zaman 'Kürt realitesini tanıdık' diyen bir başbakan vardı. o dönemin DEP'lileri bugünün BDP'lileri gibi üzerlerine düşen görevi algılayamadılar. Tansu Çiller Başbakandı. O dönem 'Bask modeli tartışmalıdır' diye açıklamalar yaptı. Ancak başarılı olamayacağı anlaşılınca tam tersine döndü ve şahinlik yaparak DEP'liler'in dokunulmazlıklarını kaldırılacak fezlekeyi Meclis'e havale ettiler. Polisler de o milletvekillerini araçlara bindirerek cezaevlerine götürdüler. AK Parti'nin tecrübeleri bu olayın kendi döneminde yaşanmasını kolay kolay kabul etmezler.
DOKUNULMAZLIKLAR KALKARSA GERÇEKTEN YAZIK OLUR
Neticede öfkeleniyorsunuz, bir şeyler yapmak istiyorsunuz. O kızgınlığınız sayesinde o bir şeyler yapılabilir gibi gözükmeye başlıyorsa, daha sakin değerlendirmeler yaparsınız. Bence BDP'liler Başbakan Erdoğan'ın bu öfkesini anlamış gibiler. Peki İmralı'da yatan bir mahkum belli konuda hükümete umut verici gelişmelerde hakim rol oynayabileceği mesajını veriyorsa, BDP'lilerin siyaseten o'nun gerisinde kalmaları, öfke çekmeleri, onlar açısından doğru bir görüntü mü? Bunu idrak edebileceklerse dokunulmazlıkların kaldırılmasının üzerine gitmesi doğru olmaz zaten. AK Parti'de geniş bir kesin bunun doğru olmadığını biliyor. Burada Başbakanın sinirli, öfkeli ve kızgın hali var. Haklı bir öfke. Bende de şahsen var, BDP'lilerin görevlerini yapmadığı konusunda. Ama bu 1994'ün benzerini ortaya koyarsa gerçekten yazık olur. Özetle dokunulmazlıkların kaldırılması yanlış olacaktır.
94'DEKİ TABLO TEKRAR EDERSE AKP KENDİSİYLE ÇELİŞMİŞ OLUR
'Burhan Kuzu Kandil'e çıkarlarsa da 94 mü diyeceğiz?' dedi ama diyeceğiz tabi ki. Türkiye 94'deki ortamı yeniden canlandırmamalı. Bir çok kazanım var. Bu kazanımlar hiç yokmuş gibi Tansu Çiller gibi yapmak bu hükümet için yanlış olur. Aslında bu iktidar kürsü dokunulmazlığını muaf tutarak dokunulmazlığı kaldırmak isteyen bir hükümet. Şimdi kalkıp kendi elleriyle, kürsü dokunulmazlığı içindeki konular nedeniyle dokunulmazlıkları kaldırısa kendi söylemine ters düşecektir.
ÇATLAK KELİMESİ AK PARTİ İÇİN KULLANILAMAZ
Çatlak kelimesi AK Parti için kullanıcak bir kelime değil. 10 yıl içinde gördük ki bir şekilde hallediyor. Ya ikna ediyor ya da suluhetle o konudan uzaklaşıyorlar. Yine geçmişte olduğu gibi uygun bi çözümü kendiler bulacaklardır. Bu olayda da bir çatlamaya AK Parti yöneticileri herhalde izin vermezler.
AK PARTİ'DE ULUDERE SIKINTISI
Bu konu AK Parti'nin kendi içinde bile tam bir tablo olarak karşısında durmuyor. AK Parti içerisinde de bu olayın kamuoyuyla tam paylaşılmadığı için kendi aleyhlerine olduğunun farkına varmış gibi gözüküyorlar. Öyle zannediyorum ki, bu konuya açıklık getirmeye kararlıymış gibi bir izlenim var. Uludere'de hareket halinde kitlenin PKK'lı bir grup olduğuna dair kanaat oluşmuş. Onlara karşı harekat yapılması konusunda o gün nöbetçi kimse askeri yetkiliden de emir almarak o emri vermiş. Peki niye o ortaya çıkartılmıyor. Böyle bir durumda isimler üzerinden bir sonuç ilan edilirse o isimlere yönelik yanlış değerlendirmeler yapılabileceği, hayati tehlikeye düşeceklerine dair bir hasassiyet var.