" sorusu siyasi gündemi zorlarken, medyada
süregelen bir başka tartışmada giderek kızışıyor.
Fehmi Koru'ya göre Hükümet tartışmasına "paralel" olarak ve "ilkini
çırak çıkaracak bir heyecan ve yoğunlukta" süregiden tartışma
şeklinde bir de yan
tartışma var.
Koru şu ana kadar, Ekrem Dumanlı, Mümtazer Türköne, Ali Bulaç,
Salih Tuna, Kemal Öztürk, Taha Akyol, Fahrettin Altun gibi
isimlerin katıldığı tartışmalara son katkı da Fehmi Koru'dan
geldi.
Habertürk'teki köşesinde tartışmayı özetleyip katkı sunan Koru,
"İslamcılık öldü’’ iddiasının sahipleri, her yazılarında AK
Parti’yi suçluyorlar... Anlamsız bir tartışma bu... dedi
ve şöyle devam etti yazısına:
TEK KİŞİ BİLE BEN
İSLAMCIYIM DİYORSA...
"Hani -Taha Akyol’un dün yaptığı gibi- bu
akımın ilk boy verdiği dönemlerin Ahmed Cevdet Paşa, Namık
Kemal, Filibeli Ahmed Hilmi ve Bediüzzaman gibi dev
isimleriyle bugünün “İslamcı” olma
iddiasındakilerin “nitelik” farkına dikkat çekip
orada dursalar, anlayacağım...
Tek kişinin bile "Ben İslamcıyım’’ dediği her
iklimde bu cereyanın varlığının kabulü bir zorunluluktur; mantıki
zorunluluk... Türkiye’de bugün de “İslamcı”
çok...
DEVLETİN İSLAMCILARI
MI...
“İslamcı” bilinen kişilerden bazılarının
“devlet” ile yollarının kesiştiği ve o kişilerin
“devlet ajanı” haline dönüştüğü iddiası da, hiç
değilse yüzeyde, fazla anlamlı görünmüyor.
Öyle ya, sadece bizde değil dünyanın hemen bütün ülkelerinde,
“devlet” denilen aygıt, “tehdit
değerlendirmesi” yapar, “düşman” saydığı
fikirler ve onları savunan örgütlerle mücadele eder.
Mücadele sırasında en fazla başvurulan yöntem ise, karşı saflardan
eleman devşirmektir. Kimini menfaat vaadiyle, kimini korkutarak
kendisine çektiği kişileri, bazen “muhbir”, bazen
“kışkırtıcı ajan”, bazen de günü geldiğinde fikir
akımını ve örgütü istenilen çizgiye getirme amaçlı olarak
kullanır.
İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ BUNUN
İÇİN VAR
Her birinin hem bizde hem de başka ülkelerde yüzeye vurmuş pek
çok örneği bulunur.
‘’Yoktur’’ diyenden kuşku bile duyabilirsiniz.
İstihbarat örgütleri bunun için var.
Sözün kısası, “devletin İslamcıları” ekseninde
yürütülen tartışma da, kulağa hoş gelse de, içerik olarak malumun
ilamından başka bir şey değil.
Bilineni bir kez daha öğrenmiş oluyoruz.
KİMİ KASTEDİYORLAR AÇIK
AÇIK YAZSINLAR
İyi de, anlam vermekte zorlandığımız bu paralel tartışmanın yine
de bir anlamı olması gerekir. Kökleri Cumhuriyet öncesine dayanan
bir akım olan “İslamcılık”ın günümüzde bittiğini
ileri sürmek ve bir siyasi kadroyu “İslamcılık”ın
mezar kazıcısı ilan etmek... Bununla eşzamanlı olarak, vaktiyle
devlet tarafından devşirilmiş “İslamcı” kimlikli
birilerinin varlığına işaret edip “devletin
İslamcıları” dosyasının kapağını aralamak...
Tartışmayı açanların bir muratları olduğunu, dışarıdan bakıldığında
muhayyel birilerini suçlar görünseler de, bunu yaparken,
zihinlerinde belirli isimler bulunduğunu düşünmek herhalde daha
doğru.
Kimi kastediyorlar acaba?
Kasıtları ne veya kimler ise fazla bekletmeden hiç değilse
ipuçlarını verseler iyi olur.
Umarım, böylesine ciddi bir konuyu tartışmaya açanlar,
ağızlarındaki baklayı çıkarma zamanı geldiğinde,
yoğun bir kampanya eşliğinde sürdürdükleri tartışmaya layık bir
“finali” bize yaşatırlar.