Fehmi Koru: CHP lideri çabalıyor ama yakın çevresi ve medyası gayretlerini berhava etmede çok mahir
Gazeteci Fehmi Koru, "CHP lideri çabalıyor ama yakın çevresi ve medyası gayretlerini berhava etmede çok mahir" başlıklı bir yazı kaleme aldı. İlgili köşe yazısını gazeteciler.com üzerinden okuyabilir ve dinleyebilirsiniz.
İşte Fehmi Koru'nun yazısı:
Dün gece bir televizyon programına katılmasam ve orada bana soru yöneltilmeden önce hakkımda bazı sitelerde yer alan başlıklar gösterilmese, 6 yaşındaki çocuğu evlendirme rezaletinden Kemal Kılıçdaroğlu’nu suçladığım yalanını öğrenemeyecektim.
Tabii o yayına katılmamış olsaydım, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, benim öyle bir sersemlik yapmadığımı öğrenemeyecekti.
Muhtemelen hala öyle yaptığımı düşünüyor bile olabilir.
O başlıkları atanlar CHP’nin itibar ettiği siteler çünkü.
Evet, böyle bir durum var; nasıl ‘yandaş medya’ diye anılan AK Parti’nin itibarına sahip yayın organları -TV kanalları, gazeteler, dergiler ve internet siteleri- bulunuyorsa, CHP tarafından itibar gören yayın organları da bulunuyor.
İki tür medya birbirinin iz düşümü gibi.
Bana daha çok ‘ruh ikizleri’ oldukları izlenimini veriyorlar.
CHP’lilerin itibar ettiği medyaya göre, iki gün önce burada çıkan “Her dindarın kız çocuğunu bebekken evlendirdiğini mi sanıyor bunlar?” yazımda, ben, ‘6 yaş gelini’ olayından dolayı Kılıçdaroğlu’nu suçlamışım.
“Sonunda aday olarak ilan edilse bile, yakın çevre ve medyada kendisini desteklediğine tanık olunan yorumcular, CHP liderinin seçilmesini imkansız hale getirmek için yapılması gereken ne varsa, hepsini, daha şimdiden yapıyorlar. / Örnek çok da en sonuncu tartışma konusunun siyasiler ağzında ve CHP’li medyada ele alınış biçimi başka bir örneğe ihtiyaç bırakmıyor. (..) Seçim stratejisini geçmişte partisine oy vermemiş kesimlerden de oy getirebilecek geniş cepheci bir anlayış üzerine kurmuş ve bu amaçla daha önce hiçbir CHP liderinden gelmemiş açılımları gerçekleştirme çabasına girişmiş olan Kılıçdaroğlu, bu yaygara arasında, altından zeminin kaydığını hissediyor olmalı.”
Evet, anladığınız üzere, cumhurbaşkanlığı adaylığına hazırlandığı hissi alınan CHP liderinin, bu son olay da dahil, kendi yakın çevresi dışından birilerini ilzam eden hoş olmayan olaylar geliştiğinde, CHP’nin itibar ettiği medyanın o olayları ele alış tarzının, aday olabilse bile seçilememesini getirecek tarzda yayınlar yapmasını işliyorum o yazıda.
Muhafazakar kesimin hassasiyetlerinden ve Kılıçdaroğlu’nun “Geçmişte biz de yanlışlar yapmış olabiliriz, gelin helalleşelim” diye kendilerine elini uzattığı kesimin hassasiyetlerini hiçe sayan yorumlardan söz ediyorum.
Attıkları “Yasaklansın, kapatılsın” çığlıklarının, o kesimin insanlarına, -en sonuncusu 28 Şubat (1997 ve sonrası) döneminde olmak üzere- baskıcı ve yasakçı anlayışın hakim olduğu ortamları hatırlattığının ya farkında değiller ya da farkındalar ve o yaklaşımlarının neye mal olacağını bildikleri halde öyle konuşup yazıyorlar.
Siyasete dönük bir faturası var o yaklaşımın ve o fatura CHP ile Kılıçdaroğlu’na çıkartılabilecek…
Onun ve partisinin, aksine bütün çabalarını boşa çıkartacak bir tuhaflığa dikkat çekiyorum.
...