Fatma Barbarosoğlu
Yeni Şafak
GAZETECİLER.COM-
Çocuklara camilerin sevdirilmesi için Diyanet İşleri Başkanı Mehmet
Görmez'in de desteklediği bir durum söz konusu: Çocukların camilere
getirilmesi.
Bununla ilgili olarak son günlerde bazı camilerde çocuklara oyun alanı ayrılıyor ve bu sosyal medyadan da desteklenerek bir nevi kampanyaya dönüştürülüyor diyebiliriz.
İslami kesim tarafından da büyük beğeni topluyor bu uygulama.
Fakaaatttt...
Bu işe yine çoğunluğun bakmadığı yerden bakarak, bazı kaygılarını dile getiren bir isim var: Fatma Barbarosoğlu.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Fatma Barbarosoğlu, çocukların camilere getirilmesine değil ama camilerin oyun alanı haline dönüştürülmesine itiraz etti. Barbarosoğlu :"Camilerin iç mekanlarını oyun parkı haline getirerek çocuklarımıza “duruş" öğretemeyiz" diyor.
Fatma Barbarosoğlu'nu böyle hassas ve manipüle edilebilecek bir konuda doğru bildiğini söylemekten vazgeçmediği için günün köşe yazarı seçiyoruz.
Ve yazısını da burada sizlerle paylaşıyoruz:
Bazı ihtiyarların camide çocuklara tahammülsüzlük gösterdikleri malumunuzdur. Özellikle erkek çocuklarının muhakkak camide azarlanmışlığı vardır. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez birkaç yıldır camilerin çocuklarla şen olması gerektiği üzerinde duruyor. Bu fikri bendeniz de en başından beri destekliyorum. Çocuklar en masum halleri ile camilere gelebilmeli, onları cemaatin bir parçası olarak görebilmeliyiz.
Çocuklar camiye gelsin fakat aileler çocuklarına camide nasıl davranması gerektiğine dair muhakkak bir eğitim vermeli. Elbette çocukların bu eğitimi derhal içselleştirmelerini beklemiyoruz. Lakin 13-14 yaşında kız çocuklarının başları açık, daracık pantolon, kısa kollu gömlekler, ellerinde tabletler, caminin bir köşesine oturup kıkırdamalarını, çocukların cami ile buluşması olarak görmek de çok anlamsız.
Ne kıyafetleri cami adabına uygun ne de davranışları.
Diyeceksiniz ki camiye gele gele öğrenirler. Hayır öğrenmeleri pek mümkün görünmüyor. Çünkü cami zamanının içine hiç dahil olmadan, tabletlerinden video seyrederek gülüyorlar. Yani camide ev zamanını yaşamaya devam ediyorlar. Cemaatten hanımlar ikaz ettiğinde, kızların yakınları hoşgörülü olmaktan dem vurup, Diyanet İşleri Başkanı bile çocuklarınızı camiye getirin dedi diyerek tartışma çıkarıyor.
Çocukların camide olması bu değil.
Çocuk ve camii meselesindeki kafa karışıklığını en iyi şekilde ortaya koyan örneklerden biri geçtiğimiz hafta sosyal medyada karşıma çıktı. Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii'nin bir köşesi kreş haline getirilmiş. Cemaat namaz kılıyor çocuklar masaların başında oyuncakları ile oynuyor.
Çocuklar camide olsun deyince siz bunu mu anlıyorsunuz?
Çocuk babası ve annesi ile saf tutmayacaksa, zihni dualara açık hale gelmeyecekse niye camiye geliyor ki?
Şu iki durumu lütfen birbirine karıştırmayın. Kış boyunca bazı Kur'an kurslarında çocuklar anneleri ile camiye geliyor, anneler Kur'an öğrenirken çocuklar da başlarında eğitmenlerle kreş eğitimine benzer bir eğitim alıyorlar. Türkiye'nin pilot camilerinde böyle bir uygulama var.
Ancak teravih namazının kılındığı şu mübarek gecelerde caminin bir köşesini oyun parkı haline getirmek hiç anlamlı değil.
Zaten erkek çocukları boğuşarak, kız çocukları kıkırdayarak kendi aralarında takılıyorlar. Onların kaçamak yaptığı bu eylemi oyuncaklar, masa ve sandalyeler yardımıyla örgütlü hale getirmeyi fazla zorlama bir anlayış olarak görüyorum.
Camilerin iç mekanlarını oyun parkı haline getirerek çocuklarımıza “duruş" öğretemeyiz.
Bununla ilgili olarak son günlerde bazı camilerde çocuklara oyun alanı ayrılıyor ve bu sosyal medyadan da desteklenerek bir nevi kampanyaya dönüştürülüyor diyebiliriz.
İslami kesim tarafından da büyük beğeni topluyor bu uygulama.
Fakaaatttt...
Bu işe yine çoğunluğun bakmadığı yerden bakarak, bazı kaygılarını dile getiren bir isim var: Fatma Barbarosoğlu.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Fatma Barbarosoğlu, çocukların camilere getirilmesine değil ama camilerin oyun alanı haline dönüştürülmesine itiraz etti. Barbarosoğlu :"Camilerin iç mekanlarını oyun parkı haline getirerek çocuklarımıza “duruş" öğretemeyiz" diyor.
Fatma Barbarosoğlu'nu böyle hassas ve manipüle edilebilecek bir konuda doğru bildiğini söylemekten vazgeçmediği için günün köşe yazarı seçiyoruz.
Ve yazısını da burada sizlerle paylaşıyoruz:
Bazı ihtiyarların camide çocuklara tahammülsüzlük gösterdikleri malumunuzdur. Özellikle erkek çocuklarının muhakkak camide azarlanmışlığı vardır. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez birkaç yıldır camilerin çocuklarla şen olması gerektiği üzerinde duruyor. Bu fikri bendeniz de en başından beri destekliyorum. Çocuklar en masum halleri ile camilere gelebilmeli, onları cemaatin bir parçası olarak görebilmeliyiz.
Çocuklar camiye gelsin fakat aileler çocuklarına camide nasıl davranması gerektiğine dair muhakkak bir eğitim vermeli. Elbette çocukların bu eğitimi derhal içselleştirmelerini beklemiyoruz. Lakin 13-14 yaşında kız çocuklarının başları açık, daracık pantolon, kısa kollu gömlekler, ellerinde tabletler, caminin bir köşesine oturup kıkırdamalarını, çocukların cami ile buluşması olarak görmek de çok anlamsız.
Ne kıyafetleri cami adabına uygun ne de davranışları.
Diyeceksiniz ki camiye gele gele öğrenirler. Hayır öğrenmeleri pek mümkün görünmüyor. Çünkü cami zamanının içine hiç dahil olmadan, tabletlerinden video seyrederek gülüyorlar. Yani camide ev zamanını yaşamaya devam ediyorlar. Cemaatten hanımlar ikaz ettiğinde, kızların yakınları hoşgörülü olmaktan dem vurup, Diyanet İşleri Başkanı bile çocuklarınızı camiye getirin dedi diyerek tartışma çıkarıyor.
Çocukların camide olması bu değil.
Çocuk ve camii meselesindeki kafa karışıklığını en iyi şekilde ortaya koyan örneklerden biri geçtiğimiz hafta sosyal medyada karşıma çıktı. Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii'nin bir köşesi kreş haline getirilmiş. Cemaat namaz kılıyor çocuklar masaların başında oyuncakları ile oynuyor.
Çocuklar camide olsun deyince siz bunu mu anlıyorsunuz?
Çocuk babası ve annesi ile saf tutmayacaksa, zihni dualara açık hale gelmeyecekse niye camiye geliyor ki?
Şu iki durumu lütfen birbirine karıştırmayın. Kış boyunca bazı Kur'an kurslarında çocuklar anneleri ile camiye geliyor, anneler Kur'an öğrenirken çocuklar da başlarında eğitmenlerle kreş eğitimine benzer bir eğitim alıyorlar. Türkiye'nin pilot camilerinde böyle bir uygulama var.
Ancak teravih namazının kılındığı şu mübarek gecelerde caminin bir köşesini oyun parkı haline getirmek hiç anlamlı değil.
Zaten erkek çocukları boğuşarak, kız çocukları kıkırdayarak kendi aralarında takılıyorlar. Onların kaçamak yaptığı bu eylemi oyuncaklar, masa ve sandalyeler yardımıyla örgütlü hale getirmeyi fazla zorlama bir anlayış olarak görüyorum.
Camilerin iç mekanlarını oyun parkı haline getirerek çocuklarımıza “duruş" öğretemeyiz.