Fatih, 'yazar' değil, 'köle' istiyor
Özgürlük, bir Rakı Tekelinin ekonomik çıkarlarını, kendi köşe yazarının belgeli – bilgili düşüncelerine tercih etmek mi?..
Tarih, yasakçı zihniyetin yenilgileriyle doludur.
Yine tarih, eline geçirdiği gücün zehrinde boğulup giden Gyges Yüzüğü çobanının sonunu anlatır...
Hem de Sokrat'ın dilinden anlatır.
Ve en önemlisi tarih; düşündüklerini yiğitçe söyleyen Sokrat'ın öldürüldüğünü ama adının kıyamete kadar sevgi ve saygı ile anılacağını da öğretir bize.
Tıpkı, Sokrat'ın insanlığa ders vermek için anlattığı Gyges Yüzüğü öyküsündeki çoban her akla geldiğinde dudaklarda bir tiksinti kıvrımı yaratacağını da öğrettiği gibi.
***
Sözü, Yavuz Semerci'nin düşüncelerinden
korktuğu için yazarına "sansür" uygulayan ve
Semerci'nin Gazete HT'den istifa etmesine sebep
olan Fatih Altaylı'ya getireceğim.
Aslında bütün medya dünyasının ayağa kalkmasını gerektiren çağdışı
sansürcüden söz edeceğim.
Başbakan, patronlardan kimi köşe yazarlarını
kovmasını istediğinde isyan edenlerin, kendi meslektaşları sansüre
uğradığında sessiz kalışlarındaki aşağılık korkuyu, pısırıklığı
hatırlatacağım.
***
Değerli dostlar!
Bir gazetenin genel yayın yönetmeni, inandığını söyleyen yazarlarla
başarıya ulaşacağını bilmeli.
Ne diyordu Fatih Altaylı?..
"Gücümüzü özgürlüğümüzden alıyoruz" demiyor
muydu?..
Gerçi slogan rahmetli Ufuk Güldemir'indi ama her
şeyi herkesten önce görüp söyleyen Fatih Altaylı belki o
"özlü sözü" de Ufuk'tan önce söylemişti ama demek
ki öyle bile olsa inanmadan söylemiş...
Oysa bir gazetenin gücü, yazarlarının özgürlüğünden
kaynaklanır.
Yayın politikasının tarafsızlığından ve bağımsızlığından
kaynaklanır.
Bu mu tarafsızlık?.
Bu mu özgürlük?
Bir Rakı Tekelinin ekonomik çıkarlarını, kendi köşe
yazarının belgeli – bilgili düşüncelerine tercih etmek
mi?..
***
Fatih "inanç" değil, "itaat"
istiyor.
Sonra da kalkıyor Başbakan'ı ve diğer siyasi parti liderlerini
eleştiriyor...
Neden?
"Mutlak itaat istiyorlar" diye..
Peki sen ne istiyorsun Fatih?
Senin talebin, o sultacı liderlerden daha mı masum?.
Daha mı kabul edilebilir?,.
Daha mı az erdemli?
Senin, Yavuz Semerci'nin yazısını "SANSÜR" etmenin
edepsizliği, liderlerin milletvekillerini "susta"
durdurmalarından daha mı sevimli?.
***
Dün, haberin içinde yaptığım kendi yorumumdan ödünç alarak bir kez
daha tekrar ediyorum:
Turgay Ciner, bir zamanlar kendisine söven bir
adamı (Fatih'i) alıp başına taç etmiştir. Unutmasın ki daha önce
ekmeğini yediği patronuna yapmadığını bırakmayan Fatih Altaylı'yı
gelecekte bir gün Hayyam Garipoğlu'nun bahçesinde
görebiliriz.
Ve o gün, Turgay Ciner'le ilgili bildiklerini yayımlar,
Garipoğlu'nun televizyonunda açıklarken bugünkü patronu acaba ne
düşünecektir?..
Çünkü şapı dövseniz olmaz şeker...
Ne yaparsanız yapın hatta öpün yine cinsine çeker...
***
Fatih'in, Yavuz'a uyguladığı "SANSÜR"
ve Semerci'nin erdemli yolu seçerek istifa etmesi durumunda
medyamız gazetecinin ahlakla sınavı konusunda bakalım kaç not
alacak?.
Umarım "sıfır" almaz...
Umarım, Sokrat'ın katillerinin ve Gyges Yüzüğü çobanının yanında
yer almaz...
adnanberkokan@gmail.com