Fatih, seni alkışlıyorum ama...

"Sizin için son 10 yılın en önemli kişisi kimdir?" sorusunu “eşim ve kızım” diye cevapladığın için değil...

ADNAN BERK OKAN
Sevgili Fatih;
Bugünkü bir yazına (“Eşim ve ben”) bayıldım…
Hele bir "hüküm cümlen" beni "mest" etti...
Hani sonunda “Haksızlık yapmaktansa, yalakalık yapmayı yeğlediğim için” diyorsun ya...
İşte o cümlen... 
                                 ***
 
Evet be Fatih…
İşte bu…
İşte bu “gerçek gazetecilik… gerçek yazarlık”…
Haklının hakkını vermek!..
Haksıza haddini bildirmek!..
İnandığın gibi yazmak…
Hiç kimseden korkmadan, çekinmeden “acaba ne derler?” kuşkusunu hissetmeden…
Eh yani...
Bu kez; seni en çok eleştiren medya sitesi analizcisi olarak bana düşen; seni, avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlamak...
Yok, yok…
"Sizin için son 10 yılın en önemli kişisi kimdir?" sorusunu “eşim ve kızım” diye cevapladığın için değil...
O cevabın için seni zaten "alkışı hak eden” ilân ettim…
Ama…
“Alkış” köşesindeki tespitim “kurumsal” idi…
Buradaki ise kişisel…
Benim alkışlarım bunlar…
Neden mi?..
Anlatayım…
 
                                 ***
 
Çünkü "yalakalık" suçlamalarını göze alarak, eşinden ve kızından sonra senin için en önemli kişinin Turgay Ciner olduğunu söylüyorsun…
Gerçekten samimisin bunu söylerken…
Yalansız, dolansız, abartısızsın
Çünkü gerekçen “güzel”…
Çünkü gerekçen “doğru”…
Çünkü gerekçen “haklı”…
Çünkü gerekçen “içtenlikli”…
Çünkü “Bize bir gazete kurmak için yüz milyonlarca doları, hem de ekonomik krizin en ağır baskısının hissedildiği günlerde, hiç düşünmeden harcayan, bizim başı dik bir şekilde mesleğimizi yapmamızı sağlayan, 1500 gazeteciye iş veren bir adam olduğu için” diyorsun gerekçende...
1500 kişiye "ekmek vermek" ne demek Fatih?..
1550 basın emekçisine...
Meslektaşımıza...
Kardeşimize...
Evlâdımıza...
Tek başına bu gerekçe bile yetmez mi?..
 
                                 ***
 
Bugüne kadar korktuğun için söylememişsin bunları...
"Yalakalık yapıyor" demesinler diye…
Yahu Fatih; kimden korktun?..
Okurlarından mı?..
Aksine en çok okurlarına güvenmeliydin…
Ben ve bizler seni ne kadar eleştirirsek eleştirelim, onlar (okurların) sana hep güvenmiştir korkma…
Eleştirini hak eden birine haddini bildirirken nasıl sana destek oluyorlarsa; övgüyü hak eden birine “hakkını verirken” de aynı desteği alırsın merak etme…
Bak ne güzel bağlamışsın…
“Haksızlık yapmaktansa, yalakalık yapmayı yeğlediğim için.”
Harika…
 
                                 ***
 
Ancak şunu da unutma sevgili kardeşim…
Bir zamanlar, adının “yalaka” olarak tescil edilmesi pahasına; hak eden birilerinin hakkını veren, zalimleşenlere de ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar “hadlerini bildiren” bir ağabeyine yapmadık hakaret bırakmamıştın…
En ağırı da ondan “Bilmem kimin yalakası” diye söz edişindi…
O ağabeyin ise bugün seni alkışlıyor…
Samimiyetin için alkışlıyor…
Cesaretin için alkışlıyor…
Adaletin için alkışlıyor…
Ama “yaptır şu dişlerini" demeden de duramıyor…
Gözlerinden öperim…
 
ADNAN BERK OKAN