Fatih Portakal: Ben de korkuyorum çünkü....
Fox Tv Ana Haber spikeri Fatih Portakal: "Hiçbir suçum olmadığı halde, sabaha karşı kapım çalınır mı endişesini duyuyorum" dedi.
Fox TV'nin Ana Haber spikeri Fatih Portakal yeni çıkan kitabını, memleketin genel durumunu ve korkularını Sözcü'den Yüksel Şengül'e anlattı.
Fatih Portakal, "Toplum olarak duvara çarpma noktasına nasıl geldiğimizi anlattım. Darbe başarılı olsaydı büyük kıyım yaşanırdı" dedi.
İşte o röportaj:
Aklımla Dalga Geçme nasıl oluştu, yazmaya nasıl karar
verdiniz?
2011’den bu yana aldığım notlardan oluşan bir kitap oldu bu.
Ekonomiden AB ilişkilerine, iç siyasetten dış siyasete kadar pek
çok konu yer alıyor. Kitaba girenler ise son 44 ay içinde aldığım
notlardan oluştu.
"SORGULAMAK ÖZGÜRLÜK
GEREKTİRİR"
Yorumlarınız da var…
Ben yazdıklarıma ‘Kıymetli düşüncelerim’ diyorum. Romalı
devlet adamı Marcus Tillus Cicero, iki bin küsur yıl önce
“Sorgulamanın olduğu yerde özgürlük vardır” demiş. Şüphelendikçe
zihnimi taze tuttuğumu, sorguladıkça özgür olduğumu hissediyorum.
Bu bir zihin jimnastiğidir.
Kitabın hedefi?
Bu kitapla, zamanın kaçınılmaz sonucu olan sıfırlanan
zihinleri yeniden harekete geçirmeyi hedefliyorum. Kitabı
okuyanlar, toplum olarak duvara çarpma noktasına nasıl geldiğimizi
anlayacaklar. 15 Temmuz duvara tosladığımız tarihtir.
Kitabı ithaf ettiğiniz kişiler, teşekkür etti mi? Kitabı,
aklımızla dalga geçmeye çalışanlara ithaf ettiğinizi
açıklamıştınız.
(Gülüyor) Evet, bu kitabı aklımla dalga geçmeye çalışanlara
ithaf ettim ama kimse üzerine alınmadı ki…
Üç ay önce Milli Eğitim Bakanlığı'na “Nutuk ders kitabı
olsun” önerisini sundunuz… Cevap geldi mi?
Tüm samimiyetimle Nutuk'un ders kitabı olması gerektiğini
söyledim ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bu önerimi sundum. Ancak, üç
ay geçse de cevap gelmedi. Bence, bu ülke gençliği Ulu Önder'imizin
yazdıklarını mutlaka öğrenmelidir.
"ATA'YI ANLAMAK İÇİN NUTUK
YETER"
Siz ilk ne zaman okudunuz Nutuk’u?
Çocukken Nutuk’u okumaya çalıştım ama dili ağır geldiği için
anlamakta güçlük çekmiştim. Geçen Kurban Bayramı’nda Necati
Cumalı’yı okudum. Cumalı şöyle diyordu: “Atatürk’ü anlamak için
sadece Nutuk’u okumak yeterlidir.” Böylece Nutuk’u ekrana taşımaya
karar verdim.
Size sert eleştiriler yapılıyor mu?
Eleştiriler hep belden aşağı oluyor. İtibar erozyonuna
uğratma çabaları. “Doğru dürüst cümle kuramıyor” desinler, “Ha bire
tekliyor” desinler.
Fatih Bey, 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, ne
olurdu?
15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı bu ülkede kan
gövdeyi götürürdü, büyük bir kıyım yaşanırdı. Ben ve benim gibi
düşünenler yok olup giderdi.
Hükümet yaşananlardan ders aldı mı?
Ne yazık ki hiçbir ders almamış görünüyorlar. Alsalardı,
tepedeki herkes Darbe Araştırma Komisyonu’na ifade verirdi. Bakın,
şimdi de başka cemaatlere yol açtıkları söyleniyor.
"KRONİK CEMAATLEŞME
SÜRÜYOR"
Mesela?
Mesela, Menzil grubunun adı geçiyor. Bakın, kitapta Başbakan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş devlet yapılanmasıyla ilgili olarak
darbeden hemen sonra şöyle konuşuyordu: “Üç prensipte kadrolar
millete açılacak. Ehliyet, liyakat ve sadakat… Artık siyaset,
düşmanlık dilinden rekabet diline dönecek.” Bugün o sözlerin
inandırıcılığı giderek kayboluyor. Çünkü yargıda, sağlıkta,
eğitimde yine kronik cemaatleşmenin sürdüğü duyumları alıyoruz. 30
yıl sonra bu kez sözü edilen cemaat grubu darbe girişiminde
bulunursa ne olacak? Biz hep bu acıları, yaşamak zorunda
mıyız!
Vereceğiniz son bir mesaj var mı?
Bu röportajı Atatürk’ün devleti yönetenleri uyardığı
Nutuk’taki şu sözüyle bitirmek istiyorum: Efendiler, milletimizi
hayal alemine sürüklemeyiniz…
"Bir sabah kapım çalınır diye
endişe duyuyorum"
“Endişelerle, korkularla yapıyoruz görevimizi… Ancak bu duyguların
bizi esir almasına da izin vermiyoruz” demişsiniz…
Evet, ben de korkuyorum. Hiçbir suçum olmadığı halde, sabaha
karşı kapım çalınır mı endişesini duyuyorum. Ancak başımı yastığa
koyunca vicdanımın rahatlığı, kalbimdeki korkuları alıp götürüyor.
Endişem, eşimin, annemin, yakınlarımın üzüntüleri olur.
"HATASIZ OLDUKLARINI
DÜŞÜNÜYORLAR"
Böyle hissedenlerin sayısı çoğalıyor…
Eleştiriye tahammül olmadığı için, eleştiren insan kalmadı.
Oysa eleştiri kötü bir şey değil ki. Ego patlaması yaşayanlar ne
yazık ki kendilerinin hatasız olduğunu sanıyorlar.
İktidar baskısıyla bir gün görevinize son verilse nereye
gidersiniz?
Yaptığım işten çıkarılıp, kapının önüne de konulabilirim,
içeri de atılabilirim. Sevenlerim ‘Fatih Bey, çok konuşmayın, sizi
de içeri alacaklar’ diyor. İnsanların algısına bakar mısınız! Böyle
bir ortam oluştu ne yazık ki. Ben kötü bir şey yapmıyorum ki, işimi
yapıyorum. Şirket, işten çıkarırsa da canı sağolsun, burası benim
babamın şirketi değil zaten. Ancak şu anda hiçbir sıkıntım
yok.
"Eşime bir liste verdim çantasında taşıyor…"
Eşiniz Armağan Portakal ile birlikte İstanbul’a geldiğinizde balık
restoranı açmak istemişsiniz…
(Gülüyor) Egeli olan herkesin kafasında bu vardır. Ben de bir
Egeli olarak bir gün balık restoranı açmayı düşünüyorum. Benim her
zaman B ve C planlarım vardır. Plansız olmaz.
Hele
fedakar eşsiz asla…
Karım Armağan'la gurur duyuyorum. 20 yıllık evliyiz ve eşimin
desteğini her zaman arkamda hissettim. 15 Temmuz sonrasında,
yanlışlıkla beni de sorgulamak için alırlar diye eşime içinde öyle
bir anda araması gerekenlerin telefon numaralarının olduğu bir
liste verdim. Doğan Şentürk'ün avukatımın ve bazı arkadaşlarımın
telefon numaralarıydı bunlar. O kağıt hala eşimin çantasında
duruyor. Bütün bunların bir gün biteceğine inanmak istiyorum.
Geçecek…