Fatih Çekirge günün yazarı
Fatih Çekirge’nin bugünkü Hürriyet’te “Önemsiz adam olmanın faydaları” başlığı altında yayımlanan yazısıyla günün yazarı oldu.
Fatih Çekirge’nin bugünkü
Hürriyet’te “Önemsiz adam
olmanın faydaları” başlığı altında
yayımlanan yazısı mükemmel…
Ancak…
Ben,
insanlarımızın genelinin başarıya ve zenginliğe değil,
“ideolojilere düşman” olduğuna
inananlardanım…
*
Orhan Pamuk, Nobel aldığı için değil söyledikleri kimilerine ters geldiği için sevilmiyor ve eleştiriliyor.
*
Fazıl Say, genelin kulağına hoş gelecek şeyler söylese; alkışların şiddetinden duyma yeteneğini kaybedebilir…
*
Arda Turan, 16 Nisan için o videoyu çekmeseydi; Bilâl Meşe’yi yumrukladığını duymazdık bile…
*
Fatih Terim, Cumhurbaşkanı ile o kadar yakın görünmeseydi, Kebapçı ile yaşadığı tatsızlık kimin umurunda olacaktı?..
*
Demek istemem o
ki…
İnsanlarımızın genelinin en büyük eksikliği,
güzel karakterli insanları sevmek yerine; en edepsizinden de
olsa:
Kendisi gibi
düşünen, kendisi gibi inanan, kendisi gibi yaşayanlara olan
hayranlığıdır…
*
Fatih’le aramızdaki detay anlaşmazlık, böylesine güzel bir yazısından dolayı onu “Günün Yazarı” seçmeme engel değil.
ÖNEMSİZ ADAM OLMANIN
FAYDALARI
ORHAN Pamuk Nobel’i aldı...
Başına gelmeyen kalmadı.
Ağzını açtı.
“Vaayyyyy... Sen haaa!!!”
Farklı konuştu.
“Neeeee! sen şımardın. Başkalarının gözüne girmek için…”
“Memleketi sattı…”
Fazıl Say dünya çapında bir isim oldu.
Japonya’da neredeyse ulusal kahraman ilan edildi.
Ağzını açtı.
Beğensek de beğenmesek de sonuç olarak inandığını söyledi.
Ama “ihanet ve satış” hakaretlerinden kurtulamadı.
Şimdi Arda Turan var...
Ne yapsa kabahat.
Takımda 11 kişi var.
Ama hedefte yalnız o var.
Onun kabahati diğerlerinden on kat daha ağır.
Çünkü...
Dünyanın yıldızlarının arasına girdi.
Dünyanın en büyük futbolcularıyla top koşturdu.
Barcelona’da yıldızdı. Nereye gitse, “Turko” diye alkışlanıyordu.
Ama Barcelona’da hata yapınca kimse hakaret etmedi.
Hatta spor kulüplerinde gençler için konuşmalara çağrıldı.
Şimdi bakıyorum...
Bizim sokaklarda “Vur Arda’ya kampanyası” açıldı.
Fatih Terim örneğini zaten biliyorsunuz.
Avrupa’nın en büyük kupasını alınca... Dünyanın en büyük takımları peşinde koştu.
“İmparatore” oldu.
Bir kebapçı kavgasına kurban gitti.
Aldığı para sakız oldu.
Mesela... Süreyya Ayhan...
Dünyanın en hızlı kızı oldu. Altın madalya aldı.
Ama dünyadaki rakipleri değil, Türkiye’de onu çekemeyenlerin hedefi oldu.
Bir başka olimpiyat madalyalı kızımızı, doping komitesine kendi adamımız şikâyet etti.
Sözün özü...
Bu ülkeden çıkıp da dünya çapında olma arkadaş.
Olursan, her önüne gelenin ahlak zabıtası kesildiği...
Her önüne gelenin futbol otoritesi olduğu...
Her önüne gelenin “yaşam koçu” havasında ders vermek istediği birisi haline gelir...
Sonunda sen de dengeni kaybedersin.
ZENGİNLERE ÖRNEK
Yalnızca futbol ve sanatta mı?
Bakın bizim zenginlerimize. Dünya çapında projeleri yaparlar.
Milyarlarca dolarlık ihaleleri kazanırlar.
Ama kendilerini gizlemek isterler. Özel uçağını saklar. Özel yatına bile gizlice biner.
Pahalı bir tabloyu alırken bile adını saklar.
Pahalı bir lokantaya gitmeye, pahalı bir markayı giymeye çekinir.
Yurtdışında bir kaçak gibi yapar bunları.
Gizlenir.
Sanki başarılı bir işadamı olmak, bunun karşılığında dünyanın estetik zenginliğini yaşamak suçtur.
Zenginlik suçtur
Yani arkadaşım...
Sen sen ol, bu ülkeden çıkıp da dünya çapında olma sakın
Vasat kal.
O zaman hata yapsan da görülmez.
Çünkü bir önemin yoktur.
Kısacası ve basit yoldan...
Önemsiz adam ol.
AH SEVGİLİ YUSUF ZİYA
YİNE kalp mesafesinde yazmışsın.
Yusuf Ziya Cömert...
Şiir yazmayan şairlerin farkında olan arkadaşım.
Dün her kelimenin tadında okudum seni.
“Sahip oldum taşa demire...